Türk Tabipleri Birliği (TTB) eski başkanı ve insan hakları savunucusu Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, işkence ve cezasızlık konusundaki açıklamaları nedeniyle yargılandığı davada savunmasını yaptı. İstanbul 69. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma, milletvekilleri, sivil toplum kuruluşları, Barış Akademisyenleri, konsolosluk temsilcileri ve gazetecilerin katılımıyla gerçekleşti.
“İşkenceye Dikkat Çekmek Suç Sayılıyor”
Fincancı, katıldığı bir televizyon programında yaptığı açıklamalar nedeniyle “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve devlet kurumlarını alenen aşağılama” suçlamasıyla yargılanıyor. Savunmasında, işkenceye ilişkin uluslararası sözleşmelerin ihlal edildiğine dikkat çeken Fincancı, “Sosyal medyada işkenceye dair görüntülerin yayılması, toplumu hedef alan bir korkutma aracına dönüşüyor. Bu durumu dile getirmenin suç sayılması, asıl aşağılayıcı olanın bu anlayış olduğunu gösteriyor” dedi.
Fincancı, BM İşkenceye Karşı Komite’nin 2024 Türkiye raporuna atıfta bulunarak, işkence ve kötü muamelenin özellikle gözaltı yerlerinde yaygınlaştığını belirtti. Raporda, 2016 darbe girişimi ve 6 Şubat depremleri gibi olayların ardından işkence vakalarının arttığına dair bilgilerin yer aldığını hatırlattı.
“Gerçeği Söylemek Suç Değildir”
Savunmasında suçlamaları reddeden Fincancı, Anayasa Mahkemesi’nin ve Adalet Bakanlığı’nın resmi verilerinin de işkenceye dair gerçeği ortaya koyduğunu belirterek, “Bu durumda, bu kurumlar da suç işlemiş sayılır mı?” diye sordu. “Bu dava bir ödüldür. Ödevimi yapıyorum ki yargılanıyorum. Gerçeği söylemek suç değildir” diyerek savunmasını tamamladı.
Dava Ertelendi
Fincancı’nın avukatı Oya Meriç Eyüboğlu ise davanın hukuki bir temele dayanmadığını belirtti. “Müvekkilim, hem insan hakları savunucusu hem de adli tıp uzmanı olarak bilimsel değerlendirmeler yapmıştır. Gerçekleri söylemek suç olamaz” dedi.
Mahkeme, dosyayı esas hakkında mütalaanın hazırlanması için savcılığa göndererek davayı 20 Şubat 2025’e erteledi.
Adliye Önünde Açıklama
Duruşma sonrası İstanbul Adliyesi önünde destekçileriyle bir araya gelen Fincancı, Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesinin cezasızlık kültürünü besleyen bir araç haline geldiğini söyledi. “301. maddeden yargılanmak, işkencenin tartışılmasını engellemeye yönelik bir baskıdır. Ancak işkenceye karşı mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Fincancı, devlet ya da milletin eleştirilemeyeceği anlayışının demokratik denetimi baltaladığını belirterek, “Eleştiriler, denetimin bir parçasıdır. Umuyorum ki Türkiye, yakın gelecekte bu sorunları aşar ve hepimiz aşağılanmaktan kurtuluruz. İşkence sona erene kadar mücadeleye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.