CHP’nin kamuoyuna duyurduğu boykot çağrısının üçüncü dijital durağı da Saray’ın sansür mekanizmasından kurtulamadı. Halkın tüketim tercihini yönlendirmeyi kendinde hak gören bir iktidarın gölgesinde, CHP’nin “boykotyap.org” isimli yeni internet sitesi de erişime engellendi. Böylece CHP’nin tüketim yoluyla tepki gösterme çağrısını iletmeye çalıştığı her mecra sistematik biçimde susturulmuş oldu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada duruma sert tepki gösterdi:
“Boykotlu markaları listelediğimiz 3. web sitemiz ‘boykotyap.org’a da erişimi engellemişler. Vatandaşın demokratik hakkını kullanmasına bile izin yok. Milletin ne alıp ne almayacağına da mı Saray karar verecek? Bu kadar mı korkuyorsunuz halkın tercihinden!”
Hatırlanacağı üzere, CHP daha önce aynı amaca yönelik açtığı iki siteyi de benzer biçimde kaybetmişti. “Boykotkarari.com” ve “boykotuyguluyorum.org” isimli siteler de önceki haftalarda Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından kapatılmıştı. Her bir site, Türkiye’nin en temel yurttaş haklarından biri olan “tüketim tercihleriyle ifade özgürlüğü”nü kullanmaya çalışan halk için birer ses kanalıydı. Ancak AKP iktidarı, sadece düşünceyi değil, artık düşünceyle birlikte tüketim davranışını da denetleme niyetini açıkça göstermekte.
“Boykot Yasak, Sefalet Serbest”
CHP’nin erişime engellenen sitelerinde, hükümete yakınlığıyla bilinen şirketlerin ve İsrail’e ekonomik destek sağladığı iddiasıyla gündeme gelen markaların yer aldığı belirtiliyordu. Kampanyanın hedefinde sadece ürün değil, aynı zamanda halkın vicdanı vardı. Ancak bu vicdan, üç kez susturulmaya çalışıldı. CHP kanadı bu hamleleri, Saray rejiminin panik halinde attığı adımlar olarak değerlendiriyor.
Bulut’un “Milletin ne alıp ne almayacağına da mı Saray karar verecek?” sözleri, yalnızca bir öfke değil, aynı zamanda bir durum tespiti olarak da öne çıkıyor. Türkiye’de yoksulluk derinleşirken; yandaş markaların teşviklerle, vergi aflarıyla, kamu ihaleleriyle semirilmesine ses çıkaranlara tahammül gösterilmiyor. Böyle bir ortamda tüketici bilincinin örgütlenmesi ise rejim tarafından tehdit olarak algılanıyor.
Anayasal Hak mı, Bürokratik Keyfiyet mi?
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda vatandaşların ifade özgürlüğü, örgütlenme hakkı ve ekonomik tercihlerini açıklama özgürlüğü açıkça korunur. Ancak son yıllarda yaşanan gelişmeler, yasal çerçevenin değil, Saray iradesinin belirleyici hale geldiğini gösteriyor. Bir yurttaşın hangi ürünü alacağına, hangi şirketi destekleyip desteklemeyeceğine dair karar artık mahkeme kararıyla değil, siyasi refleksle şekilleniyor. “Yerli ve milli” etiketinin arkasına saklanan firmalar, toplumun sorgulayıcı bakışlarından bile korunmaya çalışılıyor.
- Danıştay Atatürk Orman Çiftliği’ndeki Cumhurbaşkanlığı Sarayı Kaçak İlan Etti - 16 Haziran 2025
- Artvin Merkezli Soruşturma: Gazetecilere Yönelik Baskılar Artıyor - 15 Haziran 2025
- İzmir’de Su Krizi: Tahtalı Barajı Alarm Veriyor - 15 Haziran 2025