Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf (TAKSAV) Ankara Şubesi’nin düzenlediği “İktidar, Muhalefet ve Solun Yolu” başlıklı söyleşide konuşan BirGün yazarı ve eski Dev-Genç önderlerinden Oğuzhan Müftüoğlu, gündemdeki yeni anayasa tartışmalarına dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Müftüoğlu, mevcut siyasal sürecin bir karşıdevrim niteliği taşıdığını ve yeni anayasa girişiminin bu süreci anayasal güvenceye kavuşturma hamlesi olduğunu ifade etti.
“Süreç dış destekli bir karşıdevrimdir”
Müftüoğlu, son yirmi yılda Türkiye’de yaşanan dönüşümün yalnızca bir iktidar değişiminden ibaret olmadığını, doğrudan doğruya rejimsel bir dönüşüm olduğunu belirtti. Konuşmasında, “Son 20 yıldır ABD’nin ve CIA’in desteğiyle, Tayyip Erdoğan’ın bizzat ‘eşbaşkanıyım’ dediği BOP doğrultusunda yürütülen ve ‘kökü dışarıda’ bir sürecin sonucu olarak, devletin tüm yapısı İslamcı bir eksene dönüştürülmüştür” diyen Müftüoğlu, bu dönüşümün cumhuriyetin kurucu bağımsızlıkçı unsurlarını da hedef alan bir karşıdevrim olduğunu vurguladı.
12 Mart ve 12 Eylül askeri darbelerinin de bu sürecin kilometre taşları olduğunu söyleyen Müftüoğlu, Türkiye’nin İslamcı-faşizan bir rejime doğru dönüştürüldüğünü, mevcut anayasanın fiilen devre dışı bırakıldığını ve devletin kurumsal yapısının istihbarat, yasa ve parlamenter sistem dahil olmak üzere kökten değiştirildiğini belirtti.
“Yeni anayasa, rejimin yasal güvenceye alınmasıdır”
AKP iktidarının gündeme taşıdığı yeni anayasa tartışmasının temel hedefinin bu dönüşüm sürecinin hukuki çerçeveye kavuşturulması olduğunu dile getiren Müftüoğlu, şunları söyledi:
“Bugün yapılmak istenen şey, bu dönüşümün anayasal bir değişiklikle kalıcı hale getirilmesidir. Amaçları, bu rejimi yasal güvence altına almak; bunu başaramazlarsa da Erdoğan’a bir dönem daha iktidar yolunu açarak bu fiilî durumu sürdürmektir.”
“Muhalefet bu oyuna düşmemeli”
Anayasa tartışmalarına karşı nasıl bir tutum alınması gerektiği sorusunu da yanıtlayan Müftüoğlu, özellikle muhalefetin bu süreçte “Kürt sorununda çözüm sunuluyormuş gibi yapılarak” iktidarın meşruiyet arayışına alet edilmemesi gerektiğini vurguladı. Mevcut koşullarda anayasa tartışmanın gerçek bir toplumsal uzlaşmayı değil, rejimin sürekliliğini hedeflediğini belirtti:
“Anayasa tartışması, İslamcı rejimin ve Erdoğan’ın kalıcılaştırılma biçimidir. Buna destek arayışıdır, mesele bu kadar sadedir. Bir anayasa toplumun bütün kesimlerini bir arada tutmak için ortak ilkeler belirleme işidir. Bu iktidarda buna dair ufacık bir emare var mı? Bu ülkenin tüm insanlarını kardeşçe bir arada yaşatmaya dair bir niyeti olabilir mi o zaman bu iktidarın? Bu ortamda anayasa tartışmak saçmadır.”
Müftüoğlu’na göre, iktidarın “şöyle güzel maddelerimiz var” diyerek sunacağı her tür teklif, bu dönüşümün makyajlanmış bir onayını temsil edecektir ve bu nedenle tartışmanın kendisinin bile fuzuli olduğunu ifade etti.
- NHY / BirGün Gazetesi