Donald Trump, ikinci kez ABD Başkanı olarak göreve hazırlanırken, Ortadoğu politikalarını şekillendirecek kadrosunu tekrar gözden geçiriyor. Bu bağlamda, “Ortadoğu Barışı için Özel Temsilci Yardımcısı” olarak atanan Morgan Ortagus’un yaptığı açıklamalar, özellikle Suriye’deki Kürtlerle ilişkiler bağlamında dikkat çekti.
Ortagus’un “liderlerimiz Kürtlerin korunduğunu garanti altına almalı” ifadesi, ABD’nin Suriye politikalarında tartışmalı bir konuyu yeniden gündeme getirdi. ABD, yıllardır Kürtleri IŞİD’e karşı etkili bir müttefik olarak değerlendirse de, bu desteğin ne kadar samimi olduğu sorgulanmaktadır. Trump yönetimi, geçmişte Türkiye’nin Rojava’ya yönelik operasyonlarına kayıtsız kalmış ve Kürtleri yalnız bırakmakla eleştirilmiştir.
ABD’nin Ortadoğu’daki Geleceği
Ortagus’un açıklamaları, IŞİD tehdidinin yeniden canlanmasına yönelik bir endişeyi yansıtmakla birlikte, Kürtlerin korunmasının gerçekten bir öncelik olup olmadığı konusunda soru işaretleri oluşturuyor. Trump’ın Ortagus hakkında “üç yıl bana karşı savaştı” şeklindeki ifadeleri ise bu durumun ne derece çelişkili olduğunu göstermektedir. Ortadoğu’daki karmaşık ilişkiler, ABD’nin bu yeni kadrosunun hangi stratejik adımlar atacağını net bir şekilde ortaya koymamaktadır.
Sonuç olarak, Ortagus’un açıklamaları, ABD’nin Suriye ve Ortadoğu politikalarının belirsizliklerle dolu olduğunu kanıtlar nitelikte. Geçmişte Kürt müttefiklerine sunulan destekler, kalıcı bir güvenlik garantisi sağlanmaktan uzaktı. Şimdi sorulması gereken, Ortagus’un sözlerinin arkasında gerçekten bir politika mı yoksa yalnızca geçici bir strateji mi yattığıdır.