Ekonomim yazarı Alaattin Aktaş’ın gündeme getirdiği tartışma, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 100 kalem malın güncel fiyatlarının açıklanmasının durdurulmasıyla başladı. Bu durum, TÜİK’in enflasyon verileri üzerindeki şeffaflığı ve güvenilirliği konusunda ciddi soru işaretlerine yol açtı. Aktaş, TÜİK’in kamuoyuna sunduğu enflasyon verilerinin gerçek durumu yansıtmadığına dair iddialarını dile getirerek, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
TÜİK’in enflasyon verilerinin doğruluğu, maaş zamlarının belirlenmesinde kritik bir rol oynuyor. Memur ve işçi maaşları, bu verilere göre ayarlanıyor ve yanlış veriler çalışanların haklarını doğrudan etkileyebilir.
Ankara Barosu’ndan avukat Ali Erdem Gündoğan, TÜİK’in enflasyon verilerine karşı bireysel dava açma sürecini açıkladı. Bu süreç, öncelikle TÜİK’e yazılı bir başvuru yapılmasını ve 30 gün içinde yanıt alınmasını öngörüyor. Yanıt alınmaz veya talep reddedilirse, vatandaşlar idari yargıda dava açma hakkına sahip olacaklar. Gündoğan, bu süreçte vatandaşların hukuki destek almalarını önerdi ve başvuruların eksiksiz hazırlanması gerektiğini vurguladı.
Mahkeme sürecinde ise bilirkişi incelemesi büyük önem taşıyor. Mahkeme, TÜİK verilerinin piyasa gerçekleriyle uyumlu olup olmadığını değerlendirmek için uzman bir bilirkişi heyeti atıyor. Bu inceleme sonucunda, TÜİK’in verilerinin doğruluğu hakkında karar veriliyor ve bu karar geçmişe dönük olarak maaş zamlarının yeniden hesaplanmasını sağlıyor.
Eğer mahkeme, TÜİK’in verilerinin düzeltilmesi gerektiğine karar verirse, milyonlarca çalışan ve emekli geçmişe dönük hak kayıplarını telafi edebilme fırsatına sahip olacaklar. Bu süreç, doğru verilerin kullanılması ve hak kayıplarının telafisi için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
