Madımak Trajedisinin Kalıcı Mirası: ‘Çok Kötü Bir Åžey Oldu’

Ä°stanbul’da gösterilen ‘Çok Kötü Bir Åžey Oldu’ belgeseli, Madımak trajedisinin kalıcı mirasını aydınlatıyor. Bu olay, tarihi zulümler karşısında diyalog, anlayış ve uzlaÅŸmanın gerekliliÄŸini hatırlatan acı verici bir anıdır.

Ãœmit Kıvanç tarafından yönetilen film, 2 Temmuz 1993’te Türkiye’nin Sivas ÅŸehrinde Madımak Oteli’ne yapılan saldırıda 37 kiÅŸinin hayatını kaybettiÄŸi Madımak katliamının yürek burkan olaylarını ele alıyor. Belgesel, sadece trajik günü yeniden ziyaret etmekle kalmıyor, aynı zamanda Türkiye’deki Alevi topluluÄŸunun karşılaÅŸtığı ayrımcılık ve ÅŸiddetin daha geniÅŸ baÄŸlamını da araÅŸtırıyor.

Ä°stanbul’daki gösterim, bir filmin sunumundan daha fazlasıydı; toplu bir anma ve eylem çaÄŸrısıydı. Demokratik bir toplum için geçmiÅŸ adaletsizliklerle yüzleÅŸmenin önemini vurguladı. Madımak Anı Merkezi Koordinatörü Eylem Åžen, Madımak, Roboski ve Suruç gerçekleriyle yüzleÅŸilmeden demokratikleÅŸmenin gerçekleÅŸemeyeceÄŸini vurguladı.

Belgeselin sunumu, Madımak katliamının 31. yıldönümüyle çakışarak, adalet ve tanınma arayışının devam ettiÄŸini keskin bir ÅŸekilde hatırlatıyor. Filmin anlatısı, Madımak Oteli’nin kaybedilenleri onurlandırmak ve gelecek nesilleri eÄŸitmek için bir müzeye dönüştürülmesi için savunma yapan hayatta kalanların ve kurbanların ailelerinin direncine bir övgüdür.

Belgeselin mesajı açıktır: Madımak’ın ateÅŸi ne söndü, ne de adalet ve eÅŸitlik mücadelesindeki metaforik anlamda söndü. Filmin kendisi, ‘Çok Kötü Bir Åžey Oldu’, olayın ağırlığını ve toplu travmayı yansıtıyor.

Belgesel, sıklıkla gölgede bırakılan veya unutulan tarihin karanlık bir bölümüne ışık tutan önemli bir eÄŸitim aracı olarak hizmet ediyor. Hesap verebilirlik çaÄŸrısı yapıyor ve toplumun geçmiÅŸle hesaplaÅŸmasının gerekliliÄŸini vurguluyor. Yönetmen Ãœmit Kıvanç’ın belirttiÄŸi gibi, amaç kışkırtmak deÄŸil, daha iyi ve daha insancıl bir birliktelik oluÅŸturmaktır.

Ä°stanbul’da ‘Çok Kötü Bir Åžey Oldu’ belgeselinin gösterimi, sadece trajik bir olayı anmakla kalmıyor, aynı zamanda tarihi hafızanın önemi ve adil bir toplum için sürekli mücadele üzerine bir konuÅŸma baÅŸlatıyor. Bu, Madımak’ın alevlerinin —hem ateÅŸinin hem de ışığının— hakikat arayışını ve böyle trajedilerin bir daha tekrarlanmaması umuduyla yanmaya devam ettiÄŸini hatırlatıyor.