NASA’nın derin uzaydaki sondası, 16 milyon kilometreden Dünya’ya lazer mesajı iletmeyi başardı

NASA’nın Psyche sondasındaki Derin Uzay Optik İletişim aracı, daha önce görülmemiş bir mesafeden Dünya’ya başarılı bir veri aktarımı gerçekleştirdi. Bu, derin uzay iletişiminde yeni bir çağın başlangıcı olabilir.

NASA sondası, 16 milyon kilometreden Dünya’ya lazer mesajı iletmeyi başardı

Asteroit sondası Psyche’ye bağlanan altın başlıklı lazer alıcı-vericinin ilk ışığı Salı günü görüldü ve ilk kez çok uzak bir konumdan lazer ışınları yoluyla veri gönderip aldı.

NASA’nın yaptığı duyuruya göre, Derin Uzay Optik İletişimi (DSOC) deneyinde, yaklaşık 16 milyon kilometre uzaklıkta derin uzayda yakın kızılötesi lazerle kodlanmış veriler Caltech’in San Diego County, California’daki Palomar Gözlemevi’ndeki Hale Teleskobu’na ışınlandı.

Optik iletişim, daha önceleri Dünya yörüngesinden ve Ay’dan veri iletmek için kullanılmıştı, ancak NASA, derin uzaya yapılacak yaklaşan görevler öncesinde iletişim becerilerini geliştirmeye çalışırken, bu son test, lazer ışınlarının kat ettiği en uzak mesafe olarak karşımıza çıkıyor.

NASA’nın Jet Propulsion Laboratuvarı’nda (JPL) DSOC proje teknoloji uzmanı Abi Biswas, yaptığı açıklamada “İlk ışığa ulaşmak muazzam bir başarı” dedi ve devam etti: “Yer sistemleri, DSOC’nin Psyche gemisindeki uçuş alıcı-vericisinden gelen derin uzay lazer fotonlarını başarılı bir şekilde tespit etti ve biz de bazı veriler gönderebildik, bu da derin uzaydan ‘ışık parçacıkları’ alışverişi yapabildiğimiz anlamına geliyor.”

DSOC alıcı-vericisi, Mars gibi uzak bölgelerden lazer veya optik iletişimin ilk gösterimi olarak 13 Ekim’de Psyche uzay aracında fırlatıldı. Psyche uzay aracının temel amacı, benzersiz bir metalik asteroit olan Psyche’yi keşfetmek ve incelemek, gezegen oluşumunun tarihi ve çekirdek dinamikleri hakkında bilgi sağlamaktı. Lazer iletişim sistemleri, verileri lazerlerdeki ışık dalgalarının salınımlarına paketler ve bir mesajı, insan gözünün göremediği kızılötesi ışınlar aracılığıyla alıcıya taşınan optik bir sinyale kodlar.

Lazer iletişimi neden önemli?

Lazer iletişimi, radyo frekanslarına kıyasla çok daha yüksek veri hızları sunabilir. Bu da derin uzaydaki sondalardan daha fazla bilimsel veri almayı ve daha iyi görüntüler göndermeyi mümkün kılabilir. Ayrıca lazer ışınları daha dar olduğu için daha az enerji harcar ve daha güvenli olabilir.

Lazer iletişiminin zorlukları nelerdir?

Lazer iletişimi de bazı zorluklarla karşı karşıya. Örneğin, atmosferdeki bulutlar veya toz gibi engeller lazer ışınlarını bloke edebilir veya saçabilir. Bu nedenle yer istasyonlarının bulut örtüsünden uzak yerlerde kurulması gerekir. Ayrıca lazer alıcı-vericilerinin çok hassas bir şekilde hedeflenmesi ve yönlendirilmesi gerekir, çünkü lazer ışınları çok dar bir açıyla yayılır. Bu da uzay aracının ve yer istasyonunun konumlarını ve hareketlerini sürekli olarak izlemeyi ve ayarlamayı gerektirir.

Lazer iletişimi gelecekte nasıl gelişecek?

NASA, lazer iletişimini derin uzay görevlerinde daha yaygın bir şekilde kullanmayı planlıyor. Örneğin, 2024 yılında fırlatılması planlanan Europa Clipper görevi, Jüpiter’in buzlu uydusu Europa’nın yüzeyini ve altındaki okyanusu inceleyecek. Bu görevde DSOC’nin geliştirilmiş bir versiyonu olan Laser Communications Relay Demonstration (LCRD) kullanılacak. LCRD, DSOC’den yaklaşık 10 kat daha hızlı veri aktarımı sağlayacak.

Ayrıca NASA, lazer iletişimini Dünya yörüngesindeki uydular arasında da kullanmayı hedefliyor. Bu sayede uydu verileri daha hızlı ve daha ucuz bir şekilde yer istasyonlarına ulaştırılabilecek. NASA’nın LCRD projesinin baş mühendisi Dave Israel, “Lazer iletişimi, uzay keşfinde yeni bir çağın kapısını aralıyor” diyor ve ekliyor: “Bu teknoloji sayesinde derin uzaydaki sondaların bize anlatacak çok daha fazla hikayesi olacak.”