2024-2025 eğitim yılında en az 72 çocuk işçi hayatını kaybetti
Yeni eğitim-öğretim yılı 8 Eylül’de başlarken, geride kalan döneme ilişkin çocuk işçiliği raporları Türkiye’deki vahim tabloyu gözler önüne seriyor. Resmi verilere göre 2024 Eylül-2025 Ağustos döneminde en az 72 çocuk işçi hayatını kaybetti. Bir önceki eğitim-öğretim yılında bu sayı 66 idi. Yüzde 10’luk artış, çocuk emeğinin ucuz işgücü olarak daha da yoğun şekilde kullanıldığını gösteriyor.
Çocuk işçiliğine karşı hazırlanan raporda özellikle MESEM (Mesleki Eğitim Merkezleri) uygulamasının yüzbinlerce çocuğu güvencesiz çalışmaya ittiği ve bu sistemin “mesleki eğitim” adı altında çocuk işçiliğini yasallaştırdığı vurgulanıyor.
Tarımdan kentlere kayış
Son bir yılda ölümlerin yüzde 28’i tarımda meydana geldi. Tarımda ölen 20 çocuğun yanında sanayide 19, inşaatlarda 17 ve hizmet sektöründe 16 çocuk işçi yaşamını yitirdi. Önceki yıllarda tarım çocuk işçi ölümlerinin yarısından fazlasını oluştururken, oran bugün düşse de kırsal yoksulluk ortadan kalkmış değil.
Ancak rapora göre asıl dikkat çekici olan, ölümlerin artık kentlere kayması. Ekonomik krizin derinleşmesi ve MESEM uygulamasıyla birlikte sanayi bölgeleri ve kent çeperleri çocuk emeğinin merkezine dönüşmüş durumda. Organize Sanayi Bölgelerinde, atölyelerde ve inşaatlarda çocuklar ucuz ve güvencesiz işgücü olarak çalıştırılıyor.
MESEM: Eğitim değil ucuz işçilik
2016’dan bu yana uygulanan MESEM modeli, çıraklık eğitim merkezlerinin devamı niteliğinde. Yaklaşık 505 bin 18 yaş altı öğrenci bu sistemin parçası. Öğrenciler haftanın dört günü işyerinde çalışıyor, bir gün okula gidiyor. Rapor, bu düzeni “bedava işgücü sağlama” olarak niteliyor.
MESEM’de ya da farklı mesleki eğitim programlarında son iki yılda en az 22 çocuk işçinin hayatını kaybettiği belirtiliyor. Rapor, bu ölümleri “mesleki eğitimin sermaye için ucuz işçilik politikasına dönüşmesi” olarak değerlendiriyor.
Çocuk emeği, sermaye stratejisinin parçası
Çocuk işçiliği yalnızca kötü eğitim politikalarının sonucu değil; rapora göre bu, Türkiye kapitalizminin agresif büyüme stratejisinin bir parçası. 15-17 yaş grubunda işgücüne katılım oranı 2024’te yüzde 24,9’a çıktı. TÜİK’in açıkladığı 970 bin çocuk işçiye MESEM öğrencileri ve kayıt dışı çalışanlar da eklendiğinde, gerçek rakamın 3-4 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor.
Orta Vadeli Program, Kalkınma Planı ve Ulusal İstihdam Stratejisi belgelerinde mesleki eğitimin özel sektör ihtiyaçlarına göre şekillendirileceği açıkça belirtiliyor. Çocuk emeği bu belgelerde “çalışmanın fazileti” ve “makbul vatandaşlık” kavramları üzerinden meşrulaştırılıyor.
Talepler net: MESEM kapatılmalı
2025-2026 eğitim öğretim yılı başlarken raporda dile getirilen talepler şöyle sıralanıyor:
- Çocuk işçilik yasaklanmalı, MESEM kapatılmalı.
- Eğitim tamamen parasız hale getirilmeli, 4+4+4 sisteminden vazgeçilmeli.
- Okullarda ücretsiz yemek verilmeli, yoksul çocukların temel ihtiyaçları devlet tarafından karşılanmalı.
- Çocukların yaşam alanları çeteleşme ve uyuşturucudan temizlenmeli.
- Çocuk emeğine ve paralı eğitime karşı işçi sınıfı mücadelesinin bir parçası olarak örgütlü gençlik hareketi güçlendirilmeli.
Raporda altı çizilen vurgu net: “Mesleki eğitime karşı değiliz; çocukların köle gibi çalıştırıldığı, iş cinayetlerinde hayatını kaybettiği ucube düzenlemelere karşıyız.”
- Hendek Davasında Karar Günü: 26 Eylül’de Sakarya’da - 25 Eylül 2025
- Der Spiegel: Trump’tan Erdoğan’a “Rus Petrolünü Bırakın” Çağrısı - 25 Eylül 2025
- Meclis Açılırken Özgür Özel Hakkında 31 Fezleke - 25 Eylül 2025