Maymun çiçeÄŸine ‘acil durum’

DSÖ, maymun çiçeÄŸi salgını için ‘küresel acil durumu’ ilan etti

Dünya SaÄŸlık Örgütü (DSÖ) maymun çiçeÄŸi salgını için “küresel halk saÄŸlık acil durumu” ilan edildi.

Sınıflandırma, DSÖ’nün yayınlayabileceÄŸi en yüksek uyarı ve vakalarda dünya çapındaki bir artışın ardından buna karar verildi. Karar, DSÖ’nün virüsle ilgili acil durum komitesinin ikinci toplantısının sonunda geldi.

DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, 75 ülkeden 16.000’den fazla vakanın rapor edildiÄŸini söyledi. Direktör, salgının bir sonucu olarak ÅŸimdiye kadar beÅŸ ölüm meydana geldiÄŸini de belirtti.

BBC’nin haberine göre, ÅŸu anda bu tür saÄŸlıkla ilgili yalnızca iki acil durum daha vardı: Koronavirüs pandemisi ve çocuk felcini ortadan kaldırmaya yönelik devam eden çaba.

Ghebreyesus, acil durum komitesinin, daha önce, maymun çiçeği salgınının küresel bir sağlık acil durumu olarak sınıflandırılması gerekip gerekmediği konusunda fikir birliğine varamadığını ifade ederek, şunları söyledi:

“Ancak salgının dünyaya hızla yayıldığını ve gerçekten uluslararası bir endiÅŸe kaynağı olduÄŸuna karar verdi. DSÖ’nün deÄŸerlendirmesi, maymun çiçeÄŸi riskinin küresel olarak ve riski yüksek olarak deÄŸerlendirdiÄŸimiz Avrupa bölgesi hariç tüm bölgelerde orta düzeyde olduÄŸu yönündedir.”

Avrupa’da Mayıs ayında baÅŸladı

Mevcut salgın Mayıs ayında baÅŸladı ve 20 Mayıs’ta Ä°ngiltere’de çoÄŸunlukla eÅŸcinsel erkekler arasında 20 vaka kaydedildi.

DSÖ’ye göre, o zamandan beri salgın 20 Temmuz itibariyle neredeyse 14 bine vakaya ulaÅŸtı. ABD’deki CDC’den alınan veriler, yalnızca bir günde, 19 Temmuz’dan 20 Temmuz’a kadar, teyit edilen vaka sayılarının 14 bin 511’den 15 bin 378’e sıçradığını gösteriyor.

14 Temmuz’dan bu yana Tayland, Sırbistan, Gürcistan, Hindistan ve Suudi Arabistan, mevcut salgının tespit edildiÄŸi 72 ülkeye ek olarak ilk vakalarını bildirdiler.

Salgın büyümeye devam ederken, epidemiyologlar DSÖ’nün kararının doÄŸru olup olmadığı konusunda ikiye bölünmüş durumda. Toplantı, 23 Haziran’da salgının bu eÅŸiÄŸi karşılamadığına karar verdiÄŸi toplantının ardından acil durum komitesi ikinci kez toplandı.

“Uluslararası koordinasyon”

DW’nin haberine göre, London School of Hygiene & Tropical Medicine’de uluslararası halk saÄŸlığı profesörü olan Dr. Jimmy Whitworth, ÅŸunları söyledi:

“Komite için zor bir karar. Bazı açılardan tanımı karşılıyor. Birçok ülkede yaygın olan benzeri görülmemiÅŸ bir salgın ve artan uluslararası koordinasyondan fayda saÄŸlayacak. Öte yandan, kontrol için gerekli araçlara sahip olduÄŸumuz bir enfeksiyon gibi görünüyor; çoÄŸu vaka hafiftir ve ölüm oranı son derece düşüktür.”

“Halk saÄŸlığı acil durumu” nedir?

Halk saÄŸlığı acil durumu belirlenmesi, DSÖ’nün en yüksek uyarı seviyesi. Ãœlkelerin sınır ötesi halk saÄŸlığı olaylarını ele alma konusundaki hak ve yükümlülüklerini tanımlamak için 2005 yılında oluÅŸturulan uluslararası saÄŸlık düzenlemelerine dayanıyor.

DSÖ, “halk saÄŸlığı acil durumu”nu “hastalığın uluslararası yayılması yoluyla diÄŸer ülkeler için bir halk saÄŸlığı riski oluÅŸturduÄŸu ve potansiyel olarak koordineli bir uluslararası yanıt gerektireceÄŸi belirlenen olaÄŸanüstü bir olay” olarak tanımlıyor.

DSÖ’nün bu kararı acil uluslararası eylem gerektirebilecek bir durum.

Acil duruma kim karar veriyor

DSÖ’nün maymun çiçeÄŸi acil durum komitesi, DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus’a tavsiyede bulundu. Daha sonra onun tavsiyesine dayanarak nihai bir karar verdi.

DSÖ’nün maymun çiçeÄŸi acil durum komitesi 16 üyeden oluÅŸuyor ve baÅŸkanlık eski bir aşı ve bağışıklama müdürü olan Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nden Jean-Marie Okwo-Bele tarafından yönetiliyor.

Diğer komite üyeleri arasında dünyanın her yerinden epidemiyologlar ve hastalık uzmanları yer almaktadır.

Acil durumun avantajları ve eleştiriler

Bir “küresel halk saÄŸlığı acil durumu”nun amacı uluslararası yayılma potansiyeline sahip ve tüm dünyadaki insanları tehdit eden akut saÄŸlık risklerine dikkat çekmek olarak açıklanıyor.

Önleme ve müdahale amacıyla hem ulusal hem de uluslararası düzeyde bilgi ve kaynakların seferber edilmesi ve koordine edilmesinde yardımcı olmayı amaçlanıyor.

Uygulamada, özellikle seyahat ve ticaret kısıtlanırsa, acil durum ilan edilmesi, salgınla karşı karşıya kalan ülkeye mali bir yük getirebilir. Gerçekten de bazı ülkeler, bu tür önlemlerden korktukları için bir salgın durumunda halk sağlığı verilerini paylaşmak konusunda isteksiz davranıyor.

“Halk saÄŸlığı küresel acil durum” sistemini eleÅŸtirenler, yalnızca bir olay uluslararası olarak yayılmaya baÅŸladığında acil durum ilan edildiÄŸini ve bunun zaten akut bir düzeye ulaÅŸtığını belirtiyor. Bazıları alarmın çeÅŸitli, ara aÅŸamaları olması gerektiÄŸini savunuyor.

Geçmişte hangi durumlarda ilan edildi

Åžimdiye kadar DSÖ, tümü viral salgınlar için altı kez “küresel halk saÄŸlığı acil durumu” ilan etti. Bunlar, şöyle:

-COVID-19 için Ocak 2020, virüsün Çin dışında ilk tespit edildiğinde ilan edildi. Bu sonunda kalıcı bir küresel salgın haline geldi.

-Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde baÅŸlayan ikinci Ebola salgınıyla ilgili olarak Temmuz 2019’da.

-Brezilya’da baÅŸlayan ve çoÄŸunlukla Latin Amerika’yı etkileyen Zika virüs salgını için Åžubat 2016’da.

-Batı Afrika’da Avrupa ve ABD’ye de yayılan bir salgın nedeniyle Ebola için AÄŸustos 2014’te.

-Afganistan, Pakistan ve Nijerya’da “vahÅŸi çocuk felci” ve aşı kaynaklı virüsün yayılmasındaki artışın ardından çocuk felci için Mayıs 2014’te.

-Meksika’da baÅŸlayan ve dünyaya yayılan H1N1 veya “domuz gribi” için 2009’da.

Bu arada, maymun çiçeÄŸi hastalığı daha önce üç kez salgına dönüştü, ancak “halk saÄŸlığı acil durumu” ilan edilecek boyuta ulaÅŸmadı.