Masa Başı Sosyal Bilimcilik

Toplumsal yapı içinde meydana gelen olaylar, Sosyal Bilimler tarafından incelenir. Sosyal Bilimler, insan topluluklarının nasıl yaşadıklarını, nasıl davrandıklarını, yaşam biçimlerini, kültürlerini, toplumda meydana gelen sosyal olayların neden ve sonuçlarını araştırır.

Sosyal bilimlerin temel amacı; Bilgiyi, araştırmalarla geliştirmek, İnsani anlayışı geliştirerek iyi bir insan (ideal insan) yaratılmasına yardımcı olmak, İnsanın içerisinde yaşadığı toplumu ve bu toplumdaki insan ilişkilerini öğrenmek, olaylar arasındaki ilişkileri bulup çıkarmak, İnsanı rahatsız eden sorunlara çözüm yolları önermek ve insan mutluluğunu yükseltmek, toplumu tanımak ve toplumsal gelişimin özelliklerini açıklamak, toplumsal ilişkilere düzen verilmesine yardımcı olmak, toplumdaki farklı grup ve tabakalar arasındaki ilişkiyi kuracak mekanizmaların geliştirilmesini sağlamak, toplumsal sapmaları ve toplumsal sistemin işlerliğinin engellerinin incelenip düzeltilmesi için önerilerde bulunmaktır.

Bireyin toplumsal varoluşunu gerçekleştirebilmesine yardımcı olması amacıyla; tarih, coğrafya, ekonomi, sosyoloji, antropoloji, psikoloji, siyaset bilimi ve hukuk gibi sosyal bilimler vardır.

Sosyal bilimler bütün bu amaçlara ulaşmaya çalışırken nesnel(objektif)olmalı, olayları olduğu gibi, tarafsız bir şekilde ele almalıdır. Böylece toplumsal olayların nedenleri doğru bir şekilde teşhis edilmiş olup, doğru çözüm yolları da bulunmuş olur. Aksi takdirde sübjektif değerlendirmeler yanıltıcı sonuçlar doğurduğundan doğru çözümler getirilemez. Bunun sonucunda da olaylar toplumun temel sorunu olmaya devam ettiği gibi beraberinde yeni sorunlar da getirecektir.

Bugün yaşadığımız toplumda yıllardır var ola gelen temel sorunlar vardır. Bu temel sorunların getirdiği bazı sonuçlar ve bu sonuçların doğurduğu sosyal olaylar süregelmektedir. Bu noktada, bu olayları, gerçek anlamda bilim adına hareket eden hiçbir kaygısı olmayan Sosyal bilimcilerin incelemesi gerekir.

Günümüzde kendisine sosyal bilimci diyen birçok Sosyal bilimci, halk arasına girmeden alan araştırması yapmadan, olayın gerçek nedeninden uzak, masa başında, beklentilere uygun açıklamaları oturdukları yerden yapmaktadırlar. Açıklama yaptıkları toplum hakkında çok az bir bilgisi olduğu halde, toplumu görmek istedikleri gibi, olayların sonuçlarını beklentilerine uygun olabilecek bir şekilde dile getirmektedirler. Bunların arasında muhalif olduğunu iddia eden ve bilim adına yıllardır mücadele veren Sosyal bilimciler de bulunmaktadır. Yıllarca kendimize model olarak gördüğümüz, “hocam” dediğimiz “saygın” isimler de bugün eleştirdiğimiz bu noktadadırlar. Doğruları görmemek için adeta gece, güneş gözlüğüyle dolaşmaktadırlar.

Yaşadığımız toplumda kendilerine sosyal bilimci diyen birçok kişi sorunlarla ilgili birçok açıklama, TV’lerde açık oturumlarda konuşmalar yapılmaktadır. Bu açıklamaları yapanların bir kısmı siyasetçi, bir kısmı da bilim adına hareket ettiğini iddia eden kişilerden oluşmaktadır. Özellikle açıklama yapan kendine sosyolog diyenlerin büyük bir kısmı bilimsellikten uzaktır.

Günümüzde “Sutyenin” sosyolojik boyutunu bile kitap haline getiren sosyologlar, her nedense yaşadığımız toplumda çok önemli olayları bilimsel olarak araştırma gereği duymamaktadırlar. Sorun bile teşkil etmeyen konularda masa başında saatlerce konuşabilmektedirler. Sorun bile teşkil etmeyen konularda konuşurken aslında var olan toplumsal sorunlardan ilgiyi uzaklaştırma çabasındadırlar. Öyle bir çaba içerisindedirler ki bazen 5 dakika öncesinde ne dediklerini unutmakta 5 dakika önce söyledikleriyle çelişecek sözler sarf etmektedirler.

Bütün bunlar, bilimin namusuna aykırı, bilimsel anlayışı hiçe sayan, bilimselliği yok etme çabası olarak nitelendirile bilinir.

Sosyal bilimciler, eğer gerçekten soruna çözüm getirmek istiyorlarsa, önce alana insinler, alan araştırması yapsınlar, olayın geçtiği yerdeki insanları dinlesinler ve elde ettikleri bulguları tarafsız, hiçbir kaygı duymayacak şekilde ifade ettikten sonra, toplumu yönetenlere de önerilerde bulunsunlar. Bulunsunlar ki doğru teşhis beraberinde doğru çözümü getirsin.

Arslan ÖZDEMİR