Kürt Z Kuşağı Ne İstiyor?

Merkezi İstanbul’da bulunan Spectrum House isimli düşünce kuruluşu 10 kişilik bir ekiple, Z kuşağı olarak adlandırılan, 18-25 yaş arası Kürt gençlerin hayata bakışını belirlemek amacıyla bir araştırma yaptı. İstanbul, İzmir, Diyarbakır, Van ve Şırnak’ta bin 21 gencin katıldığı araştırmadan dikkat çekici sonuçlar çıktı.

Üç bölüm halinde yapılan araştırmada önce gençlerin medya ve internete bakışı soruldu. Gençlerin yüzde 86,1’i basılı gazete okumadığını belirtirken, büyük çoğunluğu Kürtçe gazeteleri tercih etmediğini dile getirdi. Araştırmada, iktidara yakın gazetelerin takip edilme oranı yüzde 40 çıktı.

Araştırmaya katılanların sadece yüzde 5,4’ü hiç internet kullanmadığını dile getirirken, araştırmacılar, “Bu veri Z kuşağını kendilerinden önceki kuşaklardan ayıran en belirgin faktörlerden biri olarak karşımızda çıkmaktadır” yorumunu yaptı.

Katılımcıların yüzde 48’i toplumsal ve siyasi bilgi edinme kaynağı olarak sosyal medya araçlarını tercih ederken, güncel toplumsal ve siyasi olaylar ile ilgili paylaşımların çok fazla tercih edilmediği ortaya çıktı. Araştırma ekibi bu durumu “Adli yanı potansiyel olarak karşılaşılabilecek yargılama faktörleri ile ilgili olabileceği gibi, gençler arasındaki depolitik tutumla da açıklanabilir” şeklinde yorumladı.

Yaşamdan Memnuniyet

Araştırmanın ikinci bölümünde ise gençlerin hayatlarından ne kadar memnun oldukları soruldu. Hayatından memnun olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 20,8 olarak belirlendi.

Hayatından memnun olmayanların oranında Şırnak yüzde 70 ile ilk sırada yer aldı. Araştırma ekibi sonucu şu nedene bağladı: ”Bu durumun sebebi, büyük oranda Kürt meselesinin karakteri ve onun bir sonucu olarak özellikle son 7 yılda yeniden ve yoğun bir şekilde yaşanan çatışma koşulları, Kürt şehirlerinin ve Kürt toplumunun denetim, kontrol ve gözetim altına alınması, gelir dağılımı ve sosyoekonomik göstergeler olarak yorumlanabilir.”

Katılımcıların dörtte üçü yaşadıkları şehirden memnun olmadığını ifade ederken, şehirler açısından memnuniyetsizliğin en yüksek olduğu yer yüzde 58,8 ile Şırnak, en memnun olunan şehirse İzmir oldu. Araştırmaya katılan gençlere ‘Yaşanılan şehirden memnun olmama nedenleri’ de soruldu. “Ekonomik sıkıntı” yüzde 38 ile ilk sırada yer alırken, “şehrin kalabalıklığı”, “insanları sevmeme”, “güvenli değil” gibi nedenler de sonuçlara yansıdı.

Gençlere sorulan sorular arasında ‘Yaşadığınız şehirde neyi değiştirmek isterdiniz?’ sorusu da vardı. Batı illerinde yaşayanların yüzde 47,9’u “ulaşım” yanıtını verirken, Kürtlerin yoğun yaşadığı illerdekilerin yüzde 57,3’ü “iş olanakları” şeklinde yanıt verdi.

‘Türkiye’yi yaşamak için güvenli buluyor musunuz?’

Türkiye’de yaşamayı ne kadar güvenli buldukları da cevabı aranan sorulardandı. Katılımcıların yüzde 63,2’si Türkiye’yi yaşamak için güvenli bulmadığını dile getirdi. “Yurt dışında yaşamayı Türkiye’ye tercih eder misiniz?” şeklindeki soru üzerine Kürt gençlerin yüzde 64,8’i yurtdışında yaşamayı tercih ettiğini vurguladı. Bu oranın Kürtler’in yoğun yaşadığı illerde yüzde 57,4, Batı’da ise yüzde 66,8 olduğu belirtildi.

Araştırmaya katılanların sadece yüzde 15’i Cumhurbaşkanlığı’na güvendiğini dile getirirken, güvensizlik ise yüzde 64 olarak ölçüldü. Katılanların yüzde 2’i ise “ne güvenirim, ne de güvenmem” cevabını verdi.

Kurumlara güvensizlikle ilgili en yüksek oran belediyelerde ortaya çıktı. Belediyelere güvenmeme oranı Diyarbakır’da yüzde 56,8, Şırnak’ta yüzde 57,1, Van’da yüzde 45,3 olarak belirlendi. Belediyelere güven oranı yüzde 42.8 ile en fazla İzmir’de ortaya çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne güven yüzde 18,9 olarak belirlenirken, yüzde 41 oranında “ne güvenirim, ne de güvenmem” cevabının verilmesi dikkat çekti.

Araştırmacıların yanıtını aradığı bir soru da Avrupa Birliği ve AİHM’e güven oldu. Ortaya çıkan sonuçlara göre, “güveniyorum”, “güvenmiyorum” ve kararsızların oranı eşit yani üçte bir oranında çıktı. Araştırma ekibi, AİHM ve AB’ye güvenin düşük olmasını “AİHM’in Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala için serbest bırakılmaları yönünde verdiği karara rağmen, bu kararların uygulanması için herhangi bir adım atılmamış olmasının etkili olmuş olabileceği şeklinde yorumlamak mümkündür. Yine Türkiye’de mevcut yönetimin otoriterleşme eğilimi, temel haklar ve özgürlükler meselesi ile ilgili kısıtlılıklara Avrupa Birliği ve AİHM gibi kurumların etkili ve sonuç alıcı tepkiler koymamasının bu güvensizliğin oluşumunda etkili olduğunu belirtmek mümkündür” şeklinde yorumladı.

En büyük hayal ‘yurtdışına gitmek’

“Gerçekleştirmek istediğiniz en büyük hayaliniz” sorusuna katılımcıların yüzde 70’e yakını “iyi bir kariyer” ve “yurtdışına gitmek” cevabını verdi. “Etnik, dini, siyasi, ekonomik ve ataerkil baskılardan uzak kalma” ise yüzde 10,4 oranında kaldı. Kürt gençlerinin güvensizlik nedenlerinde ise “işsizlik” ve “kişisel gelecek kaygısı” ilk sırada yer aldı. Katılımcıların yüzde 47,1’i “toplumsal kutuplaşma”, yüzde 24,6’sı ise “savaş ve çatışmalar”dan endişeli olduklarını dile getirdi. Araştırmaya katılan genç kadınların ise yüzde 46,8’i “kadın cinayetleri “, yüzde 28,8’i ise “cinsel taciz” nedeniyle endişeli olduğunu belirtti.

Araştırmaya katılan gençlerin dörtte üçüne yakını ayrımcılığa uğradığını ifade ederken, yüzde 61’i kimlik nedeniyle ayrımcılığa uğradığını söyledi. Araştırıma sonuçlarına göre en fazla ayrımcılığa uğranan konuların başında yüzde 70,2 ile etnik kimlik, yüzde 30,6 ile dil geliyor.

Katılımcıların, yüzde 67,3’ü “genel toplum”, yüzde 57,5’i “medya”, yüzde 56,9’u “mahkemeler”i ayrımcılığa uğradıkları alanlar olarak gösterdi.

Kürt Z kuşağı siyasete ilgisiz

Araştırmanın üçüncü bölümünde ise Kürt gençlerinin siyasete ilgisi ölçüldü. Katılımcıların sadece yüzde 19,3’u “ilgi duyarım” şeklinde cevap verdi. Katılımcıların yüzde 52,5’i ise ilgi duymadığını belirtti. “Türkiye’de demokratik işleyişten ne kadar memnunsunuz?” sorusu üzerine ise katılımcıların yüzde 76,6’sı memnun olmadığı şeklinde yanıt verdi.

“Değiştirme gücünüz olsaydı ülkede ilk neyi değiştirirdiniz?” sorusuna katılımcıların yüzde 52,3’ü “yönetim sistemi” şeklinde yanıt verirken, “Anayasa”yı değiştirme isteği yüzde 82’ye yakın belirlendi.

Araştırma ekibinin sonuçların tamamına yönelik değerlendirmesinde öne çıkan bazı noktalar şöyle:

“Kürt Z kuşağının en temel sorunları olarak, ekonomik sorunlar ön plana çıkmakta ve bu durum gençlerin endişe, korku, memnuniyet ve geleceğe dair tasavvurlarını önemli oranda etkilemektedir. Bu durum politika yapıcıların, siyasi partilerin, dernek ve sivil toplum kuruluşlarının geleceğin inşasında gençlerin, işsizlik, gelecek kaygısı gibi temel sorunlarını merkeze alan çalışmalar yapmasını zorunlu kılmaktadır.

-Kürt genç kadınların en büyük endişe kaynakları olarak ilk 2 sırayı “kadın cinayetleri” ve “cinsel taciz”in alması kadınlar ve erkekler arasındaki ezme, ezilme, sömürme ve sömürülme ilişkisi sonucunda ortaya çıkan toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin kadınlar üzerinde bıraktığı etkiyi gün yüzüne çıkarmaktadır.

-Kürt meselesinin çözümsüz bırakılması özellikle gençler üzerinde çok boyutlu etkilere neden olmaktadır.

-Kürt Z kuşağı özellikle son yedi yılda tekrar uygulamaya konulan çatışma koşullarından dolayı daha içe kapanık ve bireysel tepkiler gösterme eğilimi taşımaktadır.

-Kürt Z kuşağı, dijitalleşme ve iletişim teknolojisindeki gelişmelerin sonuçlarından önemli oranda etkilenen ve yeni bir dijital habitus içinde, birey, toplum, kültür, politika ve örgütlülük gibi alanlarda “içselleştirilen eğilimler” göstermektedir.”

“Etnisite ve anadilden vazgeçmiyorlar”

Araştırma sonuçlarını VOA Türkçe’ye değerlendiren Diyarbakır Eğitimi İzleme ve Reform Girişimi (DİERG) Koordinatörü Prof. Dr. Aziz Yağan, araştırmadan çıkan önemli sonuçlardan birinin, Türkiye’nin değişik bölgelerinde yaşayan Kürt gençlerinin ortak yönünün etnisitesi ve anadilinden vazgeçmemesi olduğuna dikkat çekti.

Gençlerin kolektif çalışmalara katılmamasının problem olduğunu vurgulayan Yağan, “Araştırma sonuçlarına göre gençlerin değiştirici, dönüştürücü gücü olan sivil toplum kuruluşlarına ve dernek gibi kolektif yapıların çalışmalarına katılmaması en büyük problemlerdendir. Buna neden olarak öne sürülen bu yapıların kapsayıcı olmama ve hiyerarşik olması ise haklı gerekçelerdir. Bu, önceki nesile nazaran daha dikkatli, daha temkinli bir kuşağın işaretidir ve olumlu bir tedbirdir. Sivil toplum kuruluşları ve demokratik kitle örgütlerinin bu sonuçları dikkate alması ve iç tartışma başlatması olumlu olabilir. Ancak sivil alana uzak durmak yerine Z kuşağı Kürt gençleri bu alanda emek harcama yollarını aramak zorundadır. Z kuşağı Kürtleri işsizlik, gelir azlığı, gelecek kaygısı, sağlık sorunları, demokratik işleyişten memnuniyetsizlik sorunlarını sivil toplum kuruluşları ve sivil siyasetin çalışmalarına katılarak giderilebilir” dedi.

Yağan, yurtdışına gitme isteğinin sadece bu kuşakta olmadığını savunarak, “Diyarbakır’da ortaokul öğrencileri dahi yurtdışında yaşamayı telaffuz etmektedir. Ortaokul öğrencilerinin bunu ailelerinin konuşmalarından edindiklerini sanıyoruz. Bu nedenle ebeveynler çocuklarının yanında yaptıkları konuşmalarda daha özenli olmalıdır” diye konuştu.

“Kürt gençleri kaygılı ama umutlu”

Kürt gençleri üzerine araştırımalar yapan Kürt Çalışmaları Merkezi Direktörü Reha Ruhavioğlu da, Kürt gençlerinin kendilerini Türkiye’nin parçası hissetseler de, burada yaşamaktan mutlu olmadıklarını vurguları.

VOA Türkçe’ye konuşan Ruhavioğlu, gençlerin siyasete mesafeli durmasını şöyle yorumladı: “Siyasetin ilgilendiği konular onların da dertlerini içeriyor ancak bu dertlere siyasetin çözüm bulmadığı, siyaset kurumunun gençleri kapsamadığı gibi gerekçelerle ilgili olsalar da, siyasete ilgili olsalar da katılımları zayıf. Çözüm süreci ile Kürtlüğün görünür olan elbisesini çıkarmaya hevesli görünmüyorlar. Bu da ilişkilerinde gerilimlere sebep oluyor, ayrımcılığı arttırıyor. Batı’da ayrımcılığa maruz kalan Kürt gençler çözümü Kürt gettolarına çekilmekte ve oralarda sosyalleşmekte buluyorlar. Böylece batıda da bir memleket inşa ediliyor, karşılaşmaların imkânı azalıyor.”

Gençlerin kültürel olarak Kürtlük’ten uzaklaştıkları ancak politik taleplerde artış görüldüğüne dikkat çeken Ruhavioğlu, Kürt gençlerinin umudunu gelecek seçime bağladığını ifade etti.

Ruhavioğlu, gençlerin hem kaygılı hem umutlu olduklarını söyleyerek, “Ancak Kürt gençlerin umudu ve beklentileri önümüzdeki seçime ayarlı görünüyor. Bir iktidar değişiminde daha rahat nefes alabilecekleri, daha mutlu ve umutlu olabilecekleri bir Türkiye beklentileri var. Eğer bu beklenti hem seçim sonuçları hem de muhalefet kazanacaksa yeni iktidar bloğunun politikaları bağlamında bir karşılık bulursa Kürt gençler için de iyi olma süreci hızlanacaktır. Aksi halde tünelin ucunda gördükleri son ışık da sönebilir, Türkiye ile bağları daha da zayıflayabilir, batı ülkelerine göç hızlanabilir” şeklinde konuştu. (Kaynak: VOA Türkçe)