Türkiye’de derinleşen ekonomik kriz, vatandaşları kredi kartı harcamalarına bağımlı hale getirdi. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 2024 ile 2025 Ocak ayları arasındaki kredi kartı harcamalarını karşılaştırarak, gıda fiyatlarındaki artışı ve halkın artan borç yükünü gözler önüne serdi. Gürer, gıda harcamalarında %64,9’luk, toplam kredi kartı harcamalarında ise %62,8’lik bir artış yaşandığını belirtti. Bu artışların ardında iktidarın yanlış ekonomik politikalarının olduğunu söyleyen Gürer, hükümeti sert bir dille eleştirdi.
“Vatandaş Kredi Kartıyla Yaşamaya Çalışıyor”
Gürer, 2024 Ocak ayında 801,7 milyar TL olan toplam kredi kartı harcamalarının, 2025 Ocak ayında 1 trilyon 305 milyar TL’ye yükseldiğini vurguladı. Bu rakamlar, vatandaşın borçlanarak temel ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştığını ortaya koyuyor. Gürer, “Bu artış, halkın içine itildiği ekonomik çaresizliği gösteriyor. İnsanlar kredi kartlarıyla yaşamaya çalışıyor, ancak bu sürdürülebilir bir durum değil” dedi.
Gürer’in açıklamaları, yalnızca borçlanmadaki artışı değil, aynı zamanda gıda fiyatlarında yaşanan fahiş yükselişi de gündeme taşıdı. “Bir yıl içinde market harcamaları %61,6, yemek harcamaları ise %70,2 oranında arttı. Halkın sofrasındaki her lokma daha pahalı hale gelirken, iktidar enflasyon rakamlarını manipüle ederek gerçekleri gizlemeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.
Peynir Fiyatları Uçtu, Sofralar Boşaldı
Özellikle peynir fiyatlarındaki artış, ekonomik adaletsizliğin bir sembolü haline geldi. Gürer, 2024 Ocak ayında 400 TL olan tulum peynirinin 2025 Ocak ayında 590 TL’ye, 155 TL olan beyaz peynirin 210 TL’ye, 350 TL olan kaşar peynirin ise 490 TL’ye çıktığını belirtti. Krem peynir fiyatlarındaki %68,75’lik artış da dikkat çekici. “Vatandaş, peynir gibi temel bir gıdaya ulaşmakta bile zorluk çekiyor. TÜİK’in açıkladığı fiyatlar halkın gerçeğiyle örtüşmüyor. Bu durum, iktidarın ekonomik politikalarının bir sonucudur” dedi.
Yoksulluk Yaygınlaşıyor, Gelir Adaletsizliği Derinleşiyor
CHP’li Gürer, hükümetin ekonomik politikalarını sert bir dille eleştirerek, artan yoksulluk ve gelir adaletsizliğine dikkat çekti:
“İktidarın talimatıyla oluşturulan TÜİK sepeti, halkın yaşadığı gerçekliği yansıtmıyor. Enflasyon rakamları manipüle edilerek, emekli, memur ve asgari ücretli düşük maaşlara mahkûm ediliyor. Halk, her geçen gün daha da fakirleşirken bir avuç zengin daha da zenginleşiyor. Bu adaletsizliği görmezden gelen bir ekonomi yönetimi var. İnsanlar borçla hayatta kalmaya çalışıyor; bu, kabul edilemez bir tablo.”
“Ekonomik Krizin Faturası Halkın Sırtında”
Gürer, iktidarın ekonomik politikalarının yalnızca halkı değil, aynı zamanda tarım ve üretimi de çöküşe sürüklediğini vurguladı. “Gıda fiyatlarındaki artış, üretim maliyetlerinden kaynaklanıyor. Çiftçi desteklenmiyor, tarım politikaları yetersiz, üretim daralıyor. Bunun sonucunda halk daha pahalı gıdaya mahkûm ediliyor. İktidar, ekonomik krizle mücadele etmek yerine krizi daha da derinleştiren politikalar izliyor” dedi.
Gürer, bu tablonun değişmesi için üretime dayalı bir ekonomik modelin benimsenmesi gerektiğini savunuyor. “Ekonomi, sadece rakamlarla değil, insanların yaşam standartlarıyla değerlendirilmelidir. Halkın temel ihtiyaçlarına ulaşabilir olması, gelir adaletinin sağlanması ve üretimin desteklenmesi şart. Mevcut iktidar bu sorumluluğu yerine getiremiyor. Çözüm, halkın yanında olan, adaletli bir ekonomik düzeni savunan bir yönetimde” diye ekledi.
Ömer Fethi Gürer’in açıklamaları, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizle yüzleşmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koyuyor. Yoksulluğun yaygınlaştığı, gelir adaletsizliğinin derinleştiği bu tablo, halkın omuzlarına daha fazla yük bindiriyor. Ancak bu yükü taşımak istemeyen milyonlarca insan, gerçek bir değişim ve adalet için sesini yükseltmeye devam ediyor.
- Huawei’nin Geri Dönüşü: ABD-Çin Teknoloji Savaşında Yeni Bir Dönem - 7 Şubat 2025
- Ekrem İmamoğlu’ndan Erdoğan’a Sert Yanıt: Gazze Eleştirisi - 7 Şubat 2025
- Gazeteci Öznur Değer’in Tutuklanması ve Medyada Yansımaları - 7 Şubat 2025