İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Ekrem İmamoğlu’nun görselini taşıyan afiş ve pankartlara yasak getirmesi, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Ancak verilen talimatlara rağmen yurttaşlar, muhalefetin öncülüğünde İmamoğlu’nun simgesini ülkenin dört bir yanında görünür kılmaya devam ediyor. Son olarak Bursa’da CHP’nin düzenlediği miting öncesi, tarihi Tophane semtine asılan dev İmamoğlu posteri bu direnişin sembolü oldu.
Savcılığın yasak kararı, siyasi yasaklarla şekillenmiş bir dönemde ifade özgürlüğü tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Emniyet birimlerine afişlerin toplatılması ve sorumlular hakkında yaptırım uygulanması yönünde talimat verilirken, CHP buna karşı “İmamoğlu her yerde” sloganıyla bir karşı hamle başlattı. Bu kapsamda önceki gün Boğaziçi Köprüsü’ne “İmamoğlu’na Özgürlük” yazılı bir pankart asıldı. Savcılık, bu eyleme dair de soruşturma başlatıldığını duyurdu.
Özgür Özel’den Sert Mesaj: “Cürmünüz Kadar Yer Yakarsınız”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yasak kararını sosyal medya üzerinden eleştirdi. Bursa Tophane’deki İmamoğlu posterinin fotoğrafını paylaşan Özel, “İmamoğlu posterlerine yasak getirip, soruşturma açmışlar. Cürmünüz kadar yer yakarsınız!” ifadelerini kullandı. Bu çıkış, sadece bir siyasi liderin değil, halkın iradesine getirilen sınırlamaların da protestosu olarak yorumlandı.
Silivri’den Bursa’ya Ses: “Bu Zindan Haksızlığın Röntgen Filmidir”
Mitinge fiziksel olarak katılamayan Ekrem İmamoğlu ise Silivri Cezaevi’nden yazılı bir mesaj gönderdi. Mesajında Bursa’ya “adalet” çağrısı yapan İmamoğlu, Silivri’yi “çürütülmüş bir yargı sisteminin röntgen filmi” olarak nitelendirdi. Adaletin sadece hukukçuların değil, toplumun her kesiminin ortak meselesi olduğunu vurgulayan İmamoğlu, şöyle dedi:
“Milletimiz, tüm bu yapılanların sebebini de yapanların niyetini de çok iyi biliyor. Ve bu apaçık haksızlık karşısında susmuyor, bir adım bile geri çekilmiyor. Hür iradesine, adayını seçme özgürlüğüne yapılan bu yargı darbesini vicdanında çoktan mahkum etti.”
İmamoğlu, adaletin temel ilke olduğunu hatırlatarak, “Adaletin terazisi bir kez sarsıldı mı, çorap söküğü gibi gerisi gelir” ifadelerini kullandı. Mesajının sonunda ise Tanpınar’ın Bursa için kullandığı “kuruluş çağının ruhunu korumuş şehir” ifadesine atıfta bulunarak, “Bu ruhu yeniden inşa etme zamanı” dedi.
Bir Posterden Fazlası: Siyasi Simgelerle Mücadele
Gerek Boğaziçi Köprüsü’nde gerekse Bursa meydanında asılan İmamoğlu posterleri, yalnızca bir kişiyi değil, halkın iradesini ve ifade özgürlüğünü temsil ediyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bu posterleri kriminalleştirme yönündeki girişimi, muhalefet tarafından açıkça siyasal bir sindirme taktiği olarak değerlendiriliyor.
Toplumun çeşitli kesimlerinden gelen destekler, bu yasakların kamu vicdanında bir karşılık bulmadığını gösteriyor. Bu noktada Bursa’daki miting yalnızca bir siyasi gösteri değil, adalet talebinin kolektif sesi oldu. Meydanı dolduran kalabalıklar, yalnızca İmamoğlu’na değil, adaletin yeniden tesisi için ses yükseltti.
Bir Zihniyetin Aynası: Görünürlüğe Karşı Yargı Sopa mı Olacak?
Afiş ve posterlere getirilen yasaklar, Türkiye’de giderek yaygınlaşan bir yönetim pratiğini de gözler önüne seriyor: Görüntünün, simgenin, sözcüğün hedefe konduğu ve bunun üzerinden bir baskı alanı yaratıldığı bir model. Ancak tarih boyunca sembollerle savaşıp zafer kazanan hiçbir iktidar olmadı. Bugün İmamoğlu posterinin yasaklanması, aslında yalnızca bir portreye değil, onun temsil ettiği adalet, özgürlük ve halk iradesi ideallerine karşı yürütülen bir mücadelenin parçası.
Ve bu mücadelede, toplumun geniş kesimlerinin verdiği cevap açık: “İmamoğlu her yerde.” Yasaklar, adaletsizlikleri görünmez kılamaz. Aksine, bu tür yasaklamalar, hakikat arayışının ve direnişin ateşini daha da harlıyor.
