Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDK) yönelik 2025 operasyonu kapsamında yargılanan sosyolog Berfin Azdal’a, 12 yıl önceki telefon görüşmeleri ve yasal etkinlik katılımları gerekçe gösterilerek 6 yıl 3 ay hapis cezası verilmesi, yargının siyasal muhalefet üzerindeki baskı aracı olarak kullanıldığı eleştirilerini yeniden alevlendirdi.
Yıllar Öncesine Dayanan Delillerle Mahkûmiyet
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, “örgüt üyeliği” suçlamasıyla yargılanan sosyolog Berfin Azdal hakkında 6 yıl 3 ay hapis cezasına hükmetti. Karara gerekçe olarak, Azdal’ın 2013 yılına ait telefon görüşmeleri ile anma ve etkinliklere katılımı gösterildi. Azdal, 18 Şubat 2025’te HDK’ye yönelik operasyon kapsamında gözaltına alınmış, 21 Şubat’ta tutuklanmış ve 26 Haziran’daki ilk duruşmada tahliye edilmişti.
Savcılık mütalaasında mahkûmiyet talep ederken, savunma makamı HDK’nin yasal bir yapı olduğunu ve benzer dosyalarda verilmiş beraat kararlarını hatırlattı. Avukatlar, HDK’nin herhangi bir terör örgütüyle organik bağını ortaya koyan kesinleşmiş bir yargı kararının bulunmadığını vurgulayarak beraat istedi.
Hukuk Güvenliği Tartışması Derinleşiyor
Mahkeme heyeti, savunmalara rağmen Azdal’ı mahkûm etti. Karar, özellikle geçmişte yasal kabul edilen faaliyetlerin geriye dönük olarak suç unsuru sayılması nedeniyle hukuk güvenliği ilkesinin ihlali olarak yorumlandı. Aynı dosya kapsamında bazı sanıklar hakkında beraat kararı verilmiş olması da yargılamadaki çelişkileri görünür kıldı.
Bu tablo, bir yandan adı açıkça konmayan bir “çözüm süreci” söyleminin dolaşımda olduğu, diğer yandan Kürt siyasetçiler, akademisyenler ve hak savunucularının benzer suçlamalarla ağır cezalara çarptırıldığı yönündeki eleştirileri güçlendirdi.
HDK: Siyasal Yargılama, Suç Üretme Mantığı
Kararın ardından Halkların Demokratik Kongresi yazılı bir açıklama yayımladı. Açıklamada, Azdal’ın 12 yıl önceki telefon görüşmeleri nedeniyle cezalandırılmasının, yargılamanın siyasal saiklerle yürütüldüğünün açık göstergesi olduğu savunuldu. HDK, faaliyetlerinin aleni, bileşenlerinin ise siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinden oluşan meşru yapılar olduğunu hatırlattı.
Açıklamada, Berfin Azdal ile birlikte Pınar Aydınlar ve Ahmet Saymadi hakkında verilen mahkûmiyet kararlarının “somut delillere değil, niyet okumaya dayandığı” ifade edilerek şu değerlendirmeye yer verildi:
“Ceza hukuku siyasal muhalefeti tasfiye aracına dönüştürüldüğünde adalet üretmez, korku üretir. Bu kararlar hukuk tarihine adaletsizliğin belgeleri olarak geçecektir.”
- NHY / İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi karar tutanağı, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) yazılı açıklaması











