Halk TV Davasında Önemli Kararlar: 5 Gazeteci Beraat Etti

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, İBB ile ilgili davalarda görev alan bilirkişi hakkındaki açıklamalarının ardından Halk TV’de yayınlanan bir telefon görüşmesi nedeniyle açılan davada, 5 gazeteci beraat ederken, tutuklu yargılanan Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş tahliye edildi. Davada gazetecilere toplam 55 yıl hapis cezası talep edilmişti. Mahkeme, “yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlamasından gazetecilerin beraatine karar verdi.

Gazeteciler Savunmalarında Mesleki Reflekslerini Vurguladı

Davanın ilk duruşması, Çağlayan Adliyesi 54. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Tutuklu yargılanan Suat Toktaş’ın yanı sıra, program müdürü Kürşad Oğuz, programcı Seda Selek, gazeteci Barış Pehlivan ve sorumlu müdür Serhan Asker de yargılandı. Gazeteciler, savunmalarında tamamen mesleki reflekslerle hareket ettiklerini ve kamuoyunun bilgi edinme hakkını gözettiklerini belirtti.

Seda Selek, 23 yıllık gazeteci olduğunu ve o günkü yayında bilirkişi hakkındaki iddiaları değerlendirdiklerini söyledi. Kürşad Oğuz ise, “Bu dava bize değil, gazeteciliğe açıldı” diyerek, bilirkişiye ulaşmanın ve söz hakkı tanımanın gazetecilik görevi olduğunu vurguladı. Barış Pehlivan, savcılığın iddianamesini eleştirerek, “Suç delili olarak gösterilen telefon görüşmesinin tutanağı bile iddianamede yok” dedi.

Savcılık Cezada Israr Etti, Mahkeme Beraat Kararı Verdi

Savcılık, gazeteciler hakkında “yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlamasıyla ceza talep ederken, Suat Toktaş’ın tutukluluğunun devamını istedi. Ancak mahkeme, gazetecilerin beraatine ve Toktaş’ın tahliyesine karar verdi. Mahkeme, ayrıca ses kaydı nedeniyle “iletişimin ihlali” iddiasını dosyadan ayırarak ayrı bir soruşturma başlatılmasına hükmetti.

Suat Toktaş, savunmasında, “Bu dava gazetecilik mesleğine açıldı” diyerek, basın özgürlüğünün önemine dikkat çekti. Toktaş, “38 yıllık gazeteciyim, hukuku iyi bilirim. Anayasa, devletin haber verme hakkını düzenler. Biz de bu haktan yararlandık” dedi. Ayrıca, aynı ses kaydının başka medya organlarında da yayınlandığını, ancak sadece Halk TV’nin hedef alındığını belirtti.

Siyasi Etkiler ve Medya Üzerindeki Baskılar

Barış Pehlivan, savunmasında, “Halk TV değil de A Haber olsaydı, bu dava açılmazdı” diyerek, davadaki siyasi etkilere dikkat çekti. Pehlivan, “Bu dava, özgür ve bağımsız medyanın nefesinin kesilmesi, toplumun haber alma hakkının engellenmesidir” ifadelerini kullandı. Gazeteciler, davada siyasi baskıların etkili olduğunu ve basın özgürlüğünün hedef alındığını savundu.

Mahkemenin beraat kararı, gazetecilik camiasında bir rahatlama yarattı. Ancak, davada gazetecilerin tutuklanması ve uzun süre yargılanması, Türkiye’de basın özgürlüğü üzerindeki baskıların devam ettiğini gösteriyor. Gazeteciler, mesleklerini icra ederken karşılaştıkları hukuki ve siyasi engellere rağmen, kamuoyunun bilgi edinme hakkını savunmaya devam edeceklerini belirtti. Bu dava, Türkiye’de gazetecilik ve basın özgürlüğü mücadelesinin bir kez daha gündeme gelmesine neden oldu.