Ukrayna’yı paylaşım savaşıyla birlikte, Batı burjuvazisi hasmının ne kadar diktatörce yönetildiÄŸinin propagandasını yoÄŸunlaÅŸtırdı. Bu propagandayı liberal çevrelerin halklara benimsetmede daha etkili olması, savaşın içeriÄŸi konusunda halkların bilincinde oluÅŸan yanılsamaları artırıyor.
Putin’i, Hitler’e benzetme çabaları, ABD-AB ve NATO’nun dünyaya demokrasiyi yayma görevini üstlendiÄŸi, halk üzerinde etkili olmaya baÅŸladı.
Neredeyse Batı emperyalist bloku ile, DoÄŸulu Çin-Rusya ittifakı arasındaki dünyaya hakimiyet projesi, demokrasi ile diktatörlük rejiminin yarışı olarak halka benimsetilmeye çalışılıyor. Fakat ortada üstü örtülemez bir hakikat var ki, o da ÅŸudur: Bölgesel ve evrensel paylaşım savaÅŸlarının tümünün işçi sınıfı ve halklar için felaket olmasıdır. Hatırlarsak Putin’in Ukrayna iÅŸgali öncesinde, Çeçenistan savaşı da felaketten baÅŸka bir sonuç doÄŸurmamıştı.
Emperyalist kapitalizmin savaşları halklara ve işçi sınıfına yıkımlar yaşatır. Savaş felaketlerine çare olarak, savaşların kaynağı emperyalist- yerel burjuva iktidarlara karşı mücadele, işçi sınıfının ve ezilenlerin sınıfsal başarısına bağlı olarak yürütülmelidir.
İşçi sınıfı ve ezilenlerin egemen burjuvazinin demokrasi söylemlerine kanmaması, yürütülecek sınıfsal mücadelenin başarısıyla doğrudan orantılıdır.
Demokrasi-diktatörlük bağlamında şu an şahit olduğumuz Rusya yönetiminin ve Batılı emperyalist blokonun her zaman özünde faşizan bir tohumu sakladığı inkâr edilemeyen bir hakikattir.
GeçmiÅŸe dönüp bakınca, Yeltsin dönemininde faÅŸizan bit diktatörlük olduÄŸu ortadaydı. Yeltsin 1993 yılında parlamentoyu ateÅŸe tuttuÄŸunda, sivil insanları katlettiÄŸinde, Yeltsin’in en büyük destekçisi Batılı emperyalist blok olmuÅŸtu.
ABD ve Avrupa emperyalist merkezlerde faşizan yasaların çıkarılması, faşist hareketin saldırı gücü olarak yedekte tutulması, Batılı emperyalist blokun parlamenter rejimlerinin faşizan tutumlar geliştirmesinin somut kanıtlarıdır.
Farkında olmamız gereken en önemli husus, Batılı emperyalist blokun dünyaya demokrasiyi yaymadığıdır. Bush’un yurtseverlik yasası, Trump’un göçmen yasaları, Macron’un polise öldürme yetkisi vermesi, Batılı emperyalist blokun, demokrasi konusundaki gerçek yüzlerini açığa çıkarmaktadır.
Batı emperyalist blokunun parlamenter burjuva rejimlere yönelerek, demokrasiyi bahşetmesi ve ardından hiç zaman kaybetmeden yeni kriz koşullarında, tekrar faşizmi ve diktatörlüğü inşa etmeleri, emperyalist zihniyetin ne olduğunu bizlere çok iyi özetlemektedir.
Rusya’nın, Ukrayna’yı iÅŸgalinden tutalım da, tüm emperyalist savaÅŸ politikalarına karşı, işçi sınıfı ve ezilenlerin haklı sınıf mücadelesi, tüm insanlığın omuzlarında taşıması gereken hayati ve onurlu bir görev olmalıdır.
- Devletin politika anlayışı - 1 Ağustos 2022
- Popülist siyaset - 25 Temmuz 2022
- Atatürkçülük - 18 Temmuz 2022