Dünyada ve Türkiye’de yoksulluk ve sosyal izolasyon

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2022 gelir ve yaşam koşulları araştırması çerçevesinde hazırlanan ‘yaşam kalitesi modülü’ 2022 raporunun sonuçlarını açıkladı. Rapora göre, yoksulluk yaşayan hane halkı sosyal ve kültürel aktivitelerden uzak bir hayat yaşıyor. Sosyal ve kültürel aktivitelere erişimin önündeki en büyük engel ise maddi zorluklar ve zamansızlık.

Raporda fertlerin yaşadığı hanehalkının memnuniyet yüzdesi belirlenirken hiç memnun olmayanlar için ‘0’, çok memnun olanlar için ‘100’ alınarak ortalama bir değer hesaplandı.

Rapora göre fertler için hanehalkının finansal durumundan memnuniyet ortalaması yüzde 46.9 iken yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olan fertlerde bu değer yüzde 36.9 oldu. Kişisel ilişkilerdeki ortalama memnuniyet yüzdesi tüm fertlerde yüzde 65.2 iken yoksulluk veya sosyal dışlanma riski olanlarda yüzde 60.2 olarak hesaplandı. Bütün fertler için boş zaman faaliyetlerine ayrılan zamanda ortalama memnuniyet yüzde 47.4; yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olan fertlerde ise yüzde 42.0 oldu.

KÜLTÜREL AKTİVİTE YOK DENECEK KADAR AZ

Son 12 ay içerisinde 15 yaş ve üzeri fertlerin yüzde 85.3’ü sinemaya; yüzde 93.7’si canlı gösteriye, yüzde 92’si kültürel alanlara ve yüzde 94.9’u canlı spor etkinliğine gitmedi. Yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olmayan fertlerin yüzde 50.1’i ilgilerinin olmamasını sinemaya gitmeme nedeni olarak seçti. Diğer sosyal ve kültürel aktivitelere katılımın önündeki en büyük iki engel ise maddi yetersizlik ve zamansızlık.

Sinemaya gitmeyen bütün fertlerin yüzde 11’i; yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olanların ise yüzde 23.5’i maddi yetersizlik nedeni ile gitmediğini belirtti. Canlı gösteriye gitmeyenlerden maddi yetersizliği seçenlerin oranı yüzde 10.4 iken yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olanlardan maddi yetersizliği nedenli gidemeyenlerin oranı yüzde 21.9 oldu. Kültürel alanları ziyaret edemeyenlerin yüzde 10.3’ü maddi yetersizlik nedenini seçerken bu oran yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olanlarda yüzde 21.3 hesaplandı.

Canlı spor etkinliklerine katılmayanların yüzde 7.9’u maddi yetersizliği katılmama nedeni olarak belirtirken yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olanların yüzde 17.0’ı için canlı spor etkinliğine katılmama nedeni maddi yetersizlik oldu. Bütün sosyal ve kültürel etkinliklere katılmama nedeni olarak gelir durumundan bağımsız olarak en çok “İlginin olmaması” nedeni seçildi.

YÜZDE 70 HİÇ KİTAP OKUMADI

Son 12 ay içerisinde 15 yaş ve üzeri fertlerin yüzde 69’unun hiç kitap okumadığı, yüzde 31’inin ise en az bir kitap okuduğu görüldü. Yaş gruplarına göre kitap okuma oranlarına bakıldığında son 12 ay içerisinde okul kitapları dışında en çok kitap okuyan yaş grubu yüzde 50.9 ile 15-24 yaş aralığı oldu. En az kitap okuma oranı ise yüzde 14.1 ile 65 yaş ve üstü fertlerde hesaplandı.

Arkadaş veya akrabalarla gerek yüz yüze gerekse uzaktan hiç görüşmeyenlerin çoğunluğunu yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olanlar oluşturdu.

Fertlerin yakınları ile evde veya başka bir yerde arkadaşlarıyla vakit geçirme, karşılıklı konuşma veya aktivite yapma (Bir araya gelme) sıklığı incelendiğinde yüzde 28.7’sinin akrabalarla, yüzde 37.3’ünün de arkadaşlarla her hafta görüştüğü belirlendi. Fertlerin akrabaları ile telefon, SMS, internet aracılığıyla (yüz yüze olmayan) görüşme sıklığı en çok olan seçenek yüzde 40.9 ile her hafta olurken arkadaşlarla ise yine her hafta yüzde 44.3 ile en yüksek görüşme sıklığı oranı oldu.

DÜNYADA YOKSULLUK GERÇEKTEN AZALIYOR MU?

Türkiye’deki yoksulluk ve sosyal izolasyon sorunu, sadece ülkemize özgü bir durum değil. Dünya Bankası verilerine göre, dünyada günlük geliri 1,90 doların altında olan insanların sayısı 2015 yılında 735 milyondu. Bu sayı, dünya nüfusunun yaklaşık %10’una denk geliyor. Bu insanların %413’ü Sahra Altı Afrika’da, %121’i Güney Asya’da yaşıyor.

Dünya Bankası, son 25 yılda dünyada aşırı yoksulluğun azaldığını iddia ediyor. Ancak bu iddia, bazı eleştirilere de maruz kalıyor. Örneğin, ekonomist Martin Ravallion, Dünya Bankası’nın kullandığı günlük gelir sınırının çok düşük olduğunu ve gerçek yoksulluğu ölçmediğini savunuyor. Ravallion’a göre, artan eşitsizlik, yoksulluğa karşı mücadele ve daha geniş kapsamlı sosyal gelişme bakımından ilerlemenin önündeki en büyük engellerden biri

Yoksulluk sadece gelirle ilgili bir sorun değil, aynı zamanda insanların sağlık, eğitim, güvenlik, siyasi özgürlük gibi temel hak ve ihtiyaçlara erişimini de etkiliyor. Bu nedenle, insanî gelişme endeksi gibi daha kapsamlı ölçütler kullanmak daha anlamlı olabilir. Bu endekste Türkiye, 2019 yılında 189 ülke arasında 54. sırada yer aldı

DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE YOKSULLUKLA MÜCADELE

Yoksulluk ve sosyal izolasyon sorunu hem bireysel hem de toplumsal açıdan ciddi sonuçlar doğuruyor. Bu sorunu çözmek için hem ulusal hem de uluslararası düzeyde çeşitli politika ve programlar uygulanıyor.

Dünya Bankası, yoksullukla mücadele için 2030 yılına kadar günlük geliri 1,90 doların altında olan insanların oranını %3’ün altına indirmeyi hedefliyor. Bu amaçla, yoksul ülkelere kredi, hibe ve teknik destek sağlıyor. Ayrıca, yoksulluğun nedenlerini ve etkilerini analiz eden araştırmalar ve raporlar yayınlıyor.

Birleşmiş Milletler (BM), 2015 yılında kabul ettiği Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH) çerçevesinde, 2030 yılına kadar aşırı yoksulluğu sona erdirmeyi ve tüm insanların sosyal korumaya erişimini sağlamayı taahhüt ediyor. Bu amaçla, BM üyesi ülkeleri, sivil toplum kuruluşlarını, özel sektörü ve diğer paydaşları işbirliği yapmaya çağırıyor.

Deniz Çınar, NHY/ BBC Türkçe, Dergi Park, TÜİK