Dünyada 160 Milyon Çocuk, Yani Her 10 Çocuktan Biri Çalışmak Zorunda

Fotoğraf: Hartmut Schwarzbach

Çocuk işçiliği, dünyanın ve Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri. Dünyada 160 milyon çocuk, yani her 10 çocuktan biri çalışmak zorunda. Bu çocukların yarısı ise tehlikeli işlerde sağlıklarını ve gelişimlerini riske atıyor.

Türkiye’de ise çocuk işçiliği oranı OECD ülkeleri arasında en yüksek ikinci ülke durumunda. TÜİK’in verilerine göre, Türkiye’de 5-17 yaş grubundaki çocuk sayısı 16 milyon 457 bin kişi olup, bunların %4,4’ü yani 720 bin kişi çalışmaktadır. Çalışan çocukların %70,6’sı erkek, %29,4’ü kızdır. Çalışan çocukların %30,8’i tarım, %23,7’si sanayi, %45,5’i ise hizmet sektöründe yer almaktadır. Çalışan çocukların %65,7’si aynı zamanda eğitime devam etmektedir.

Türkiye’de çocuk işçiliğinin başlıca nedenleri arasında çocuk yoksulluğu, sosyal korumadaki eksiklikler ve kayıt dışı ekonomi var. Türkiye’deki istihdamın yaklaşık üçte biri (%30) kayıt dışı sektördedir ve bu nedenle, çocuk haklarına tam olarak uyulmasını sağlamak çok kolay olmamaktadır. Ayrıca mülteciler arasında da çocuk işçiliği yaygındır.

Çocuk işçiliği ile mücadele etmek için ulusal ve uluslararası düzeyde çeşitli girişimler bulunuyor. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, çocukların çalışma hakkını koruyor ve onlara uygun yaşta, koşullarda ve sürede çalışma imkanı tanıyor.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ise 1999 yılında Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Asgari Yaş Sözleşmesi’ni kabul etti. Bu sözleşme, çocuk işçiliğini 18 yaşın altındaki her türlü çalışma olarak tanımlıyor ve üye ülkelerden bu sorunu ortadan kaldırmak için yasal ve pratik önlemler almasını istiyor.

Türkiye de bu sözleşmeye taraf olan ülkelerden biri. Türkiye’de çocuk işçiliği ile mücadele etmek için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, UNICEF, ILO gibi kurumlar iş birliği içinde çalışıyor. Bu kurumlar, çocuk işçiliğinin nedenlerini ve sonuçlarını araştırıyor, farkındalık yaratıyor, eğitim imkanları sağlıyor, denetimleri artırıyor ve yasal düzenlemeler yapıyor.