Derin Kaygı

18 Mart
“Çanakkale zaferi” nin yıl dönümü.
Kızımın doğum günü.
Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) desteği ile Afrin’e, Suriye askeri güçlerinin eşliğinde Esat’ın Doğu Guta’ya girdiği gün!

Önceden yazılmış senaryoyu en iyi şekilde canlandıran oyuncuları izliyoruz sanki! Oyuncu kadroları için tüm hazırlıklar en iyi şekilde harılanmış, oyunculara da performanslarını sergilemeleri kalmış!
20 Ocak’ta “Zeytin Dalı” adıyla başlayan Afrin operasyonu, çok şiddetli çatışmalarla devam ederken, çatışmalar bir günde kesilmiş, herhangi bir direnişle karşılaşmadan ÖSO önde TSK arkada Afrin’e girildi.

Afrin operasyonunda, yabancı kaynaklar çok farklı rakamlar veriyorsa da resmi kaynaklara göre, TSK mensubu 46 asker yaşamını yitirdi. ÖSO kayıpları tam olarak bilinmemesine rağmen 100 civarında olduğu söyleniyor.

Şehre girer girmez ÖSO’nun ilk işi, demirci Kawa’nın heykelini yıkmak oldu! Ardından, yabancı basına yansıyan ancak kendi medyamızda görülmeyen fotoğraflarla, ÖSO’nun Afrin’de yaptığı yağma hareketleri görüntülendi! Traktörler, araçlar, motosikletler, marketlerin ve boşaltılan evlerin eşyaları yağmalanıyordu.

ÖSO militanları, kendilerine göre değerli gördükleri her şeyi alıp uzaklaşıyorlardı. Pikapların arkasına konan keçiler bile görüntülenmişti.

Afrin operasyonu devam ederken, on binlerce Afrinli kenti terk etmeye başlamıştı ki bu son günlere gelindiğinde yüz bini çoktan geçmişti. Kenti terk edenler güneye, Halep kentine doğru gidiyorlardı. Kenti terk edenler, ileride geri dönme umuduyla veya götüremedikleri için, birçok eşyasını evlerinde bırakmışlardı.

O eşyaları, malları, araba ve traktörleri, dükkan ve marketlerindeki mallar, tavukları ve keçileri, inekleri ve koyunları, kısaca tüm mal varlıkları artık yerinde değil. ÖSO militanlarınca yağmalandı.
Sadece topraklar kaldı götürülemeyen ve binalar, eğer yıkılmamışsa!

Bu görüntüler, ÖSO’nun asla disiplinli bir ordu olmadığını, asla asıl amaçlarının ülkelerini kurtarmak olmadığını, amaçlarının mal ve para kazanmak olduğunu, Kürt düşmanı olduklarını, heykel yıkma görüntüsüyle de İŞİD zihniyeti taşıdıklarını gösterdi bizlere.

Ayrıca yaşamını yitiren her ÖSO mensubunun ailesine 30 bin lira tazminat, ailesine TC vatandaşlığı ve bir ev, kalıcı yaralananlara ise 15 bin lira ve vatandaşlık verileceği haberleri de medyada dolaşıyor.

Yaralanmayan veya ölmeyenlere ise bir vaat görünmediğinden, yağmaya neden göz yumulduğu, bu konuda önlem alınmadığı veya engellenmediği de anlaşılıyor!

Her ne kadar medyamıza yansımasa veya medya tarafından verilmese de sivil ölümler ve yerleşim yerlerinin tahribi yaşandı. Evler tahrip oldu. İki yüzden fazla sivil ölüm yaşandı. Yüz binin üzerinde insan yaşam alanlarını, evlerini, tarlalarını, iş yerlerini, okullarını terk etmek zorunda kaldı.

Bütün bunların yanı sıra, 59 günlük operasyon süresi içinde sadece cümle aralarına sıkıştırılmış kelimelerle operasyon konusunda endişelerini bildirenler, şimdi “derin endişe” içerisinde olduklarını söylemeye başladılar.

Amerika Dışişleri Bakanlığı resmi Twitter hesabından, sözcü Heather Nauert imzalı bir açıklama yapıldı.

Açıklamada; “Amerika son 48 saatte Afrin’den gelen haberlerden dolayı derin kaygı duyuyor. Nüfusunun çoğunluğu Kürtlerden oluşan kentin Türk ordusu ve Türk ordusu destekli güçlerin saldırı tehdidi nedeniyle tahliye edildiği anlaşılıyor. Bu durum bölgedeki insanı krize ilişkin kaygılara bir yenisini daha ekliyor. Birleşmiş Milletler de Afrin ve civarında yüz binlerce kişinin yer değiştirmek zorunda kaldığını ve bu kişilerin şu an acilen temel ihtiyaçlar ve korunma noktasında yardıma muhtaç olduklarını bildiriyor. Ayrıca Afrin’den gelen yağma haberleri konusunda da kaygı duyuyoruz. Türk yetkililere, Afrin’deki duruma ilişkin kaygılarımızı defalarca ilettik…….

Ayrıca IŞİD’i yok etmeye yönelik kampanyamız ve Suriye Demokratik Güçleri’yle olan ortaklığımız konusunda da kararlılığımız devam ediyor. Aralarında Afrin’in de olduğu Suriye’nin batısındaki çatışmalar IŞİD’e karşı kampanyaya olan dikkati dağıtmış ve örgüte bazı bölgelerde yeniden yapılanmaya başlama şansı vermiştir. Bu artmakta olan derin bir endişedir. Suriye’deki tüm tarafları IŞİD’den gelen ciddi tehdide odaklanmaya davet ediyoruz.” Denildi. (1)

Açıklamanın tamamında bahsedilen kaygının ne olduğu pek anlaşılmazsa da İŞİD’in yeniden yapılanıp güç kazandığı, operasyon nedeniyle yaşananlardan daha önemli olduğu görülüyor. Kendilerinin büyüttükleri ve ihtiyaç bittiğinden dolayı yok etmeyi hedefledikleri, isteseler birkaç günde kökünü kazıyacakları İŞİD’in yeniden yapılanıp güçlenmesinden endişe duyuyorlarmış!
Rusya ve ABD’nin satranç oynadıkları Ortadoğu ve Suriye merkezli egemenlik kavgalarında acıyı çeken yerel halkların çığlıklarını duyan yok.

Satılan silahlar, savaş malzemeleri, savaş ticareti insanlardan çok daha önemli!

Ortadoğu’daki savaştan nemalananların savaş boyunca kazandıklarının tamamının, kaybedilen bir yaşamların tek bir tanesini bile geri getiremeyeceğini insan olan vicdana ve yüreğe sahip her insan bilir.

Yapılan savaşlar, çıkarılan suni düşmanlıklar bize ait değil.

Yeteri kadar acı çektik. Gerçekler tüm çıplaklığı ile ortadayken, gerçeklere göre değil de bizlere anlatılanlara inanmaya devam ettiğimiz sürece acılarımız dinmeyecek.
Bizleri kimseler satmadı. Bizler aldandık gülümseyen yüzlere.
Artık, sadece kendimize güvenme zamanı geldi.
Sırada Mimbiç oyunu var. (2)
Bari orada fil olamazsak da çimen olmayalım!


1.https://www.amerikaninsesi.com/a/amerka-afrinden-son-haberlerden-dern-endelyz/4305349.html?utm_source=dlvr.it&utm_medium=twitter
2.http://bianet.org/bianet/kriz/195308-pentagon-menbic-ten-cekilmiyoruz-kalin-anlasma-saglandi

Nami TEMELTAŞ
Latest posts by Nami TEMELTAŞ (see all)