‘Çöp DNA’ Diziliminin Yaşlanma ve Kanserdeki Potansiyel Rolü

İnsan vücudu, esasında trilyonlarca canlı hücreden oluşuyor. Hücreleri yaşlandıkça o da yaşlanıyor. Yaşlanma ise bu hücreler nihayetinde çoğalmayı ve bölünmeyi durduğu zaman gerçekleşiyor. Bilim insanları, genlerin hücrelerin yaşlanma şeklini ve insanların ne kadar uzun yaşayacağını etkilediğini uzun süredir biliyordu ancak bu etkinin tam olarak nasıl gerçekleştiği belli değil. Washington Eyalet Üniversitesi’nde çalışan araştırmacıların öncülüğündeki yeni bir çalışma ise bu bilmecenin ufak bir kısmını çözüyor ve bilim insanlarını yaşlanmanın gizemini çözmeye bir adım daha yaklaştırıyor.

Eczacılık ve İlaç Bilimleri Fakültesi’nde profesör olan Jiyue Zhu’nun öncülüğündeki bir araştırma takımı, geçenlerde VNTR2-1 şeklinde bilinen ve telomeraz geninin faaliyetine yön verdiği görülen bir DNA bölgesi tanımlamış. Telomeraz geninin ise belli tip hücrelerde yaşlanmayı önlediği gösterilmiş. Çalışma PNAS bülteninde yayımlandı.

Telomeraz geni, telomerlerin üretimine yardımcı olan telomeraz enziminin faaliyetini kontrol ediyor. Telomerler ise her DNA ipliğinin ucunda bulunan ve hücrelerimizdeki kromozomları koruyan kapaklar. Normal hücrelerde telomerlerin uzunluğu, hücreler bölünmeden önce DNA’larını çoğalttığı her sefer biraz daha kısalıyor. Telomerler çok kısaldığı zaman, hücreler artık çoğalamıyor ve bu durum, yaşlanıp ölmelerine sebep oluyor. Fakat belli hücre tiplerinde (üreme hücreleri ve kanser hücreleri dahil) telomeraz geninin faaliyeti, DNA kopyalandığı zaman telomerlerin yeniden aynı uzunluğa dönmesini sağlıyor. Esasında yeni nesildeki yaşlanma saatini baştan başlatan bu durum, kanser hücrelerinin çoğalmaya devam edip tümör oluşturmasının da sebebi konumunda.

Telomeraz geninin nasıl düzenlendiği ile faaliyete geçtiğinin ve neden sadece belli hücre tiplerinde etkin olduğunun bilinmesi, günün birinde insanların nasıl yaşlandığını anlamanın yanısıra kanserin yayılışının nasıl durdurulacağını bulmanın da anahtarı olabilir. Bu sebeple Zhu, meslek hayatının son 20 yılında sadece bu geni incelemeye odaklanmış.

Zhu, takımının elde ettiği ve VNTR2-1’nin telomeraz geninin faaliyetine yön verdiğini gösteren son bulgunun, temsil ettiği DNA dizilimi tipi bakımından özellikle kayda değer olduğunu söylüyor.

“Genomumuzun neredeyse %50’si, protein kodlamayan tekrarlı DNA’dan oluşuyor” diyor Zhu. “Bu DNA dizilimleri, genelde ‘çöp DNA’ veya genomumuzdaki karanlık maddeler şeklinde düşünülüyor. Üzerlerinde çalışmak ise zor. Bizim çalışmamız ise bu birimlerden birinin, aslında telomeraz geninin faaliyetini artıran bir işlev taşıdığını anlatıyor.”

Judith Van Dongen/Washington Eyalet Üniversitesi. Ç: O.