Bilim insanları ÅŸaÅŸkın: Mars’a dair yeni bulgular

Göktaşı çarpmaları, Kızıl Gezegen’in yüzeyinin altında her ÅŸeyin göründüğü kadar basit olmadığını ortaya koyuyor.

Dünya’yla karşılaÅŸtırıldığında Mars jeolojik açıdan ölü bir gezegen. Mars, Dünya gibi manyetik alan oluÅŸturan sıvı bir demir çekirdeÄŸe sahip deÄŸil ve aktif levha tektoniÄŸi de yok. Dünya’nın aksine, Kızıl Gezegen’in kabuÄŸu gezegenin dış yüzeyine doÄŸru katlanmadı ve milyarlarca yıllık süren bir katlanma süreciyle tekrar tekrar sıkıştırılmadı.

“Elde edilen kanıtlar sonucunda”

Bu nedenle bilim insanları uzun zamandır Mars kabuÄŸunun, yani gezegenin en dış katmanının basit bir yapı olduÄŸunu ve kesinlikle Dünya’nın kabuÄŸu kadar çeÅŸitlilik göstermediÄŸini düşünüyordu. Öte yandan, hakemli bilimsel dergi Geophysical Research Letters’ta cuma günü yayımlanan yeni bir araÅŸtırma, göktaşı çarpmalarından elde edilen kanıtlar doÄŸrultusunda, Mars yüzeyinin altının göründüğü veya beklendiÄŸi kadar basit olmadığını öne sürüyor.

Independent Türkçe’nin haberine göre Mars’ın yüzeyi bazaltik kayaçtan, yani erimiÅŸ lav olarak ortaya çıkan materyalden oluÅŸuyor. Ancak Iowa Ãœniversitesi Dünya ve Çevre Bilimleri’nde doktor öğretim üyesi ve çalışmanın yazışmadan sorumlu yazarı Valerie Payré’ye göre araÅŸtırmacılar, yüzeyin kilometrelerce altından meteor çarpmalarıyla çıkan materyalde daha yüksek yoÄŸunlukta silikon buldu. Normalde bazaltik kayaçlarda bu miktarlarda silikon bulunmamalı.

Dr. Payré yaptığı açıklamada, “BileÅŸimde daha fazla çakmaktaşı var ve bu da kayaları bazalt deÄŸil, bileÅŸim açısından daha geliÅŸmiÅŸ dediÄŸimiz hale getiriyor” dedi.

Bu bize Mars’ta oluÅŸmuÅŸ kabuÄŸun kesinlikle bildiÄŸimizden daha karmaşık olduÄŸunu söylüyor. Yani bu, daha çok bu süreci ve bunun özellikle de Dünya’nın kabuÄŸunun ilk olarak oluÅŸum biçimi açısından ne anlama geldiÄŸini anlamakla ilgili.

Dr. Payré ve meslektaÅŸları, NASA’nın Mars KeÅŸif Yörünge Aracı’nın çektiÄŸi görüntüleri kullanarak Mars’ın güney yarım küresindeki 9 noktada (çarpma kraterleri ve yüzeydeki diÄŸer çatlaklar veya kırıklar) yüksek silikon yoÄŸunlaÅŸmaları buldu.

Bilim insanları Mars’ın 4,5 milyar yıl önce, muhtemelen uzaydaki devasa kayalık cisimler arasındaki çarpışmanın bir parçası olarak oluÅŸtuÄŸuna inanıyor. Böyle bir çarpışma, tüm gezegeni yapışkan, sıvı bir magma karmaÅŸası, nihayetinde de üzerinde ince bir kabuÄŸun donduÄŸu bir “magma okyanusu” haline getirmiÅŸ olabilir.

Öte yandan, ilk baÅŸta Mars’ın bir kısmı böyle bir çarpışmadan sonra katı kalmışsa, yani magma okyanusu içindeki adalar olarak kalmışsa bu, kabuÄŸun bazaltikten ziyade silikon olduÄŸu alanları açıklayabilir. AraÅŸtırmacılar, bu 9 bölgedeki kabuÄŸu 4,2 milyar yıla tarihlendirdi ki bu, ÅŸimdiye kadar Mars’ta tespit edilen en eski kabuk oldu.

Dr. Payré, “Yüzeydeki keÅŸif araçları, bazaltikten ziyade silisyumlu kayalar gözlemledi” dedi.

Bu yüzden, kabuğun daha silisyumlu olabileceğine dair fikirler vardı. Ancak erken kabuğun nasıl oluştuğunu veya kaç yaşında olduğunu hiç bilmiyorduk ve halen bilmiyoruz, bu yüzden bu halen bir tür gizem.

Mars’ın kabuÄŸunu incelemek, bilim insanlarının Dünya’nın kadim geçmiÅŸinde nasıl oluÅŸtuÄŸunu daha iyi anlamalarını saÄŸlayabilir. Gezegenimiz jeolojik açıdan aktif olduÄŸundan, en eski kabuÄŸun büyük kısmı, tektonik plakaların birleÅŸtiÄŸi dalma bölgelerinde gezegenin iç kısımlarına geri dalarak sürece yeniden baÅŸlıyor.

Dr. Payré, “Gezegenimizin kabuÄŸunu baÅŸlangıcından beri tanımıyoruz; yaÅŸamın ilk ne zaman ortaya çıktığını bile bilmiyoruz” dedi.

Pek çok kişi bu ikisinin bağlantılı olabileceğini düşünüyor. Dolayısıyla, uzun zaman önce kabuğun neye benzediğini anlamak, gezegenimizin tüm evrimini anlamamızı sağlayabilir.