AP Raportörü Amor: “Türkiye’deki Demokratik Gerilemeyi İzlemek Artık Acı Verici Bir Deneyim”

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sánchez Amor, Türkiye’de hukukun üstünlüğü ve demokratik standartlardaki erozyonun derinleştiğini, Avrupa Birliği’nin sessizliğinin ise “ahlaki bir zafiyet” olduğunu söyledi. Amor, Türkiye’nin üyelik sürecini tıkayanın AB değil, Ankara’daki politik tercih ve hatalar olduğunu vurguladı.

Demokratik Gerileme ve “Dışarıdan Daha Net Görülen Ağırlık”

Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü ve Sosyalistler & Demokratlar Grubu üyesi Nacho Sánchez Amor, İstanbul’da düzenlenen AB–Türkiye İlişkilerinin Derinleştirilmesine Yönelik İlerici Yaklaşım Konferansında yaptığı konuşmada, Türkiye’de son on yılın “acı verici bir demokratik gerileme” dönemi olarak kayda geçtiğini söyledi. Amor, “Dışarıdan bakınca durumun ağırlığı çok daha net” derken, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yargı sürecinin bu gerilemenin en görünür örneklerinden biri olduğunu belirtti.

Amor, toplumda adaletsizliklere karşı alışkanlık geliştiğini, bunun demokratik çöküşlerde en tehlikeli eşik olduğunu ifade ederek, “Toplumun geniş bir kesimini etkileyen büyük bir adaletsizlikle karşı karşıyayız; bazı kesimlerin bunu kanıksamaya başlaması ise daha da üzücü” dedi.

“AB Türkiye’yi istemiyor” algısına yanıt: “Sorun Brüksel’de değil, Ankara’da”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve Silivri Cezaevi’nde Ekrem İmamoğlu ile görüştüğünü belirten Amor, ziyaret sonrası Brüksel’de AB kurumlarının Türkiye konusunda daha güçlü bir tutum alması gerektiğini söylediğini aktardı. “AB içindeki sessizlikten utanç duyuyorum” diyen Amor, bazı Avrupalı liderlerin Türkiye’deki demokrasi mücadelesine destek vermekten kaçınmasının “ahlaki zayıflık” olduğunu ifade etti.

Türkiye’nin AB üyeliği konusunda temel engelin Avrupa’da değil, Türkiye’deki politik uygulamalarda olduğunu yineleyen Amor, “Hiçbir AB lideri ‘Türkiye’yi istemiyoruz’ demiyor. Türkiye’nin önünü tıkayan şey, Türkiye’nin kendi yaptığı hatalardır” dedi.

“Stratejik ortaklık” uyarısı: Üyelik perspektifini gölgeliyor

Konferansın soru-cevap bölümünde “stratejik ortaklık” tartışmalarına ilişkin konuşan Amor, bu kavramın çoğu zaman Türkiye’nin üyelik perspektifini geri plana itmek için kullanıldığını söyledi. “Türkiye ne kadar ‘ortak’ gibi tanımlanırsa, o kadar az ‘aday ülke’ muamelesi görüyor” diyen Amor, AB–Türkiye ilişkilerinde temel referansın üyelik süreci olması gerektiğini vurguladı.

Amor, birkaç ay önce müzakerelerin tamamen kapatılması yönünde bir öneri sunmayı düşündüğünü, ancak Türkiye’deki milyonlarca insanın demokratik beklentisinin bunu engellediğini belirterek, “Türkiye’de demokrasiye inanan milyonlarca insana umut kaybettirecek hiçbir adım atmayacağız” dedi.

Silivri ve Edirne ziyaretleri: AİHM ve AYM kararlarına uyma çağrısı

Amor, Türkiye ziyaretinde Ekrem İmamoğlu, Osman Kavala, Selahattin Demirtaş ve Can Atalay ile cezaevlerinde görüştü. Ziyaret sonrası yaptığı açıklamada, bu dört ismin “siyasi nedenlerle cezaevinde tutulduğunu” belirterek, AİHM ve AYM’nin verdiği hak ihlali kararlarını hatırlattı.

“Bu vakalar, Türkiye’de yargının siyasetçilere, gazetecilere ve eleştirel seslere yönelik çifte standartlarını açıkça gösteriyor” diyen Amor, hukukun üstünlüğünde atılmayan adımların Türkiye’yi AB’den uzaklaştırdığını söyledi.

“Türkiye’nin AB’ye giden yolu yeni fasıl açmakla değil, AİHM ve AYM kararlarına uymakla başlar; bu yol Silivri gibi yerlerde başlıyor” ifadelerini yineledi.

“Türkiye fırsat penceresini kaçırıyor”

AB’nin genişleme politikasında yeni bir ivme oluştuğunu hatırlatan Amor, Türkiye’nin bu fırsat penceresinden yararlanmadığını ifade etti. Ankara’nın hukukun üstünlüğüne ve yargı bağımsızlığına dair somut adımları atmamasının, hem üyelik sürecini hem de ticaret ve güvenlik gibi alanlardaki işbirliğini riske attığını belirtti.

“Türkiye birçok alanda AB’nin önemli bir ortağıdır; ancak demokrasideki ve hukukta süren gerileme, ortaklık alanlarında gereken güveni zedeliyor” dedi.


  • NHY / DW Türkçe, ANKA Haber Ajansı, AP açıklamaları