Amerika Birleşik Devletleri ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, ülkesini cihat saldırılarından koruyabilmek için Müslüman ülke vatandaşlarının Amerika’ya girişini engellemek istiyor. Yargı engeline takılan kararın Trump’ın ‘kendi usulünce’ bulacağı çözümle yakında uygulamaya konulması bekleniyor. Trump, sorumluluk sahibi her yönetici gibi ülkesini korumak istese de gözden kaçırdığı bir gerçek onu başarısızlığa götürecek gibi görünüyor.
Dergimizin bu ayki sayısında yer alan bir diğer yazıda “Trump’a göre Müslümanlar Amerika’ya giremezse terör de girememiş ve dolayısıyla halkın mal ve can kaybı da engellenmiş olacak. New America Foundation tarafından hazırlanan bir rapora göre 2005-2015 yılları arasında Amerika’da cihat yanlıları tarafından öldürülen Amerikalı sayısı 94 kişi. Aynı yıllarda ateşli silahlarla öldürülen Amerikalı sayısı ise 301.797 kişi. Bu istatistiksel veriler ilk bakışta Trump’ın Müslüman yasağında doğru karar alamadığı hissi verse de Chapman Üniversitesi tarafından hazırlanan başka bir rapor, ülkesini Müslümanların nefretinden korumak isteyen ABD Başkanını haklı çıkarıyor. Üniversitenin Amerikalılar’ın Korkuları Anketi başlığıyla hazırladığı rapora göre Amerikan halkı terörizmden ateşli silahlardan korktuğundan çok daha fazla korkuyor. Ateşli silahlarla ölenler, cihat yanlıları tarafından öldürülenlerin 3.210 katı daha fazla olmasına rağmen halkın zihinlerinde yer bırakan tehdit unsuru, terör” ifadelerine yer vermiştik.
Bu yazıda ise Başkan Trump’ın seçim süresince de odaklandığı ana konulardan biri olan ‘İslami Cihat Saldırıları’ konusunda yanıldığını göstermek istiyoruz. Evet, Amerika’da 2005-2015 yılları arasında ateşli silahla ölenler, cihat saldırılarında ölenlerden 3.210 kat daha fazla ve evet, Amerikalılar ateşli silahlardan korktuklarından çok daha fazla terörden korkuyorlar fakat Trump’ın kriz noktası şu ki ABD’de eylem düzenleyenler yabancı ülkelerden gelenler değil, Amerikalıların kendisi!
Batı’da kullanılan ifadeyle ‘kendi kendini radikalleştiren’ Amerikalıların hedefinde yerel eylemler var. İnternet aracılığıyla cihat yanlısı fikirler edinen Amerikalı Müslümanlar kendi ülkelerinde Amerikan çıkarlarını hedef alan saldırılar düzenlemeyi planlıyor. Henüz sayıları az olan Amerikalı cihat yanlılarının Washington Hükümeti için ürküten yanı, bu durumun ülke tarihinde ilk defa görülüyor olması ve hangi boyutlara ulaşacağının bilinmemesi.
FBI raporları şu ana kadar en az 200 Amerikalının Suriye ve Irak’taki cihat kamplarına gitmeyi denediğini söylüyor. Binlerce Avrupa vatandaşının Ortadoğu’daki cihat kamplarına gittiği ve bunlardan kaçının ülkelerine veya Amerika’ya döndüğü ise bilinmiyor.
Cihat yanlıları, 11 Eylül’ün ardından geliştirilen istihbarata, uluslararası işbirliğine ve devam eden askeri operasyonlara rağmen ABD’yi hedef almaktaki kararlılıklarını defalarca ispat etti. Amerikan vatandaşlarının cihat saldırılarında yer alabileceği onlarca yöntem var. Fransız ve Belçikalı ‘kendi kendini radikalleştiren’ Müslümanlar bu yöntemlerin birçok örneğini ortaya koydu.
Amerika Birleşik Devletleri ABD, 11 Eylül’den sonra tam 16 cihat saldırısına sahne oldu. Bu saldırılardan 8’inde ölümler olurken 7’sinde ise yaralanmalar kaydedildi. Diğer vakıa ise 2010 yılında Times Meydanı’nda patlamayan patlayıcılarla gelişti. Geçtiğimiz 15 yılı kapsayan bu süreçte rakamlar düşük olabilir, özellikle de 1970’lerde yılda 50-60 terör saldırısına maruz kalan ABD için! Bütün bunlara ilaveten söz konusu 15 yıl boyunca 80 cihat saldırısı da FBI tarafından engellenmiş durumda.
11 Eylülden sonra toplamda 147 vaka yaşanan Amerika’da eylemcilerin 105’inin Amerikan vatandaşı olması Amerikalıların uykusunu kaçıracak bir durum. Geriye kalanlardan 20’sinin Amerika’da oturma izni bulunuyor. Oturma izni olanların tamamına yakını ABD’ye çocukken gelmiş. Yani, ABD’de cihat saldırısı planlayanların yüzde 85’i eyleme kalkışmadan uzun süre önce Amerika’da yaşıyordu, ABD sınırları içinde ‘radikalleştiler.’
YERKÜRE Dergisinin Ocak sayısında yer alan “El Kaide’nin Amerika’yı Yok Etme Planı” başlıklı yazıda 11 Eylül eylemlerinin planlayıcılarından Halid Şeyh Muhammed’in Amerika Birleşik Devletlerini yıkma hesaplarına yer vermiştik. El Kaide’nin uzun vadeli planının ‘Amerika’ya yerleşecek ve buradaki evlilikleriyle nüfus elde edecek cihat fikirli Müslümanların ülkede devam ettireceği cihat propagandalarıyla halkı harekete geçirmek’ olduğunu belirten Halid Şeyh Muhammed ‘’Müslümanlar Amerika’da kök salıp yeterince güçlendikten sonra ayaklanacaklar ve Şeriatı dikta edecekler. Kardeşlerimiz amansız bir şekilde saldırılarını sürdürmeli böylece Amerikan halkı bitap düştüğünde bunun bir son bulmasını isteyecek ve sonunda Amerika, vurmamız için boynunu bize uzatacak” demişti.
ABD Hükumeti tarafından önemle takip edilen RAND Corporation’ın hazırladığı bir rapor Halid Şeyh Muhammed’in öngörüsünü haklı çıkaracak alarm veriyor. Amerikalı düşünce kuruluşu tarafından hazırlanan raporda yukarıdaki istatistiklerin yeterince endişe verici olduğu belirtildikten sonra Trump’ın uygulamayı düşündüğü ABD’ye giriş yasağının ülkeyi ne kadar koruyacağı sorgulanıyor.
11 Eylül’den bu yana yaşanan cihat saldırılarında hayatını kaybeden Amerikalıların hiçbiri Trump’ın yasak getirdiği ülke vatandaşları tarafından öldürülmedi. Amerika’yı Amerikalıların vurduğu ve gelecekte de onların vuracağı yönündeki tahminlerin okyanus ötesi bir İslam Devleti hayaline kadar uzanacak potansiyeli var.
Kaynak: Yerküre Dergisi
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024
- Akşener, Erdoğan’dan Ne İstedi? - 7 Haziran 2024