Gözaltında kaybedilen Süleyman Cihan için adalet talebi yinelendi; devletin cezasızlık politikalarına karşı mücadele kararlılığı vurgulandı.
Cumartesi Anneleri, 1061. hafta buluşmasında bu kez 1981 yılında gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Süleyman Cihan’ın akıbetini sormak için bir araya geldi. İstanbul Galatasaray Meydanı’nın polis bariyerleriyle kapatılması nedeniyle açıklama bariyerler önünde yapıldı.
Gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın kardeşi Aysel Ocak tarafından okunan basın açıklamasında, yıllardır süren mekân yasağının ve katılımcı sınırlamasının kaldırılması, bağımsız bir Hakikatleri Araştırma Komisyonu’nun kurulması, kayıplarla ilgili tüm dosyaların şeffaf biçimde yeniden açılması ve faillerin yargılanması talep edildi. Ocak, “Artık yeter!” diyerek devleti, gözaltında kaybetme suçundaki sorumluluğunu kabul etmeye ve resmi özür dilemeye çağırdı.
“Süleyman Cihan işkenceyle öldürüldü, intihar süsü verildi”
Açıklamada, 12 Eylül askeri darbesi sonrası hakkında arama kararı çıkarılan öğretmen ve öğrenci Süleyman Cihan’ın, 29 Temmuz 1981’de Edirne’den İstanbul’a gelirken gözaltına alındığı hatırlatıldı. Cihan’ın önce Sansaryan Han’daki 2. Şube’ye, ardından Gayrettepe Siyasi Şube’ye götürüldüğü; aile ve avukatın tüm girişimlerine rağmen gözaltı varlığının inkâr edildiği belirtildi.
Tanık ifadelerine göre Cihan, şubede işkence altındaydı. Emniyet önce çatışmada öldüğünü, ardından bir binadan atlayarak intihar ettiğini ileri sürdü. Ancak otopsi raporları ve tanık beyanları, Süleyman Cihan’ın önce ağır işkenceyle öldürüldüğünü, ardından altıncı kattan atılarak intihar süsü verildiğini ortaya koydu. Cesedi, kimliği meçhul olarak Zindanarkası Mezarlığı’na gömüldü.
“Zaman aşımı değil, cezasızlık var”
Gazeteci Kürşat İstanbullu’nun da takipçisi olduğu dava sürecinde, 2012’de yapılan başvuruya sunulan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı imzalı adli tıp raporunda, Cihan’ın ölümünün işkence kaynaklı olduğu açıkça yer aldı. Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı, bu ölümün işkence olduğunu kabul etse de, dosya 2014 yılında “zaman aşımı” gerekçesiyle kapatıldı.
“Devletin işlediği suçlarda zaman aşımı olmaz”
Süleyman Cihan’ın ağabeyi Ahmet Cihan, Galatasaray Meydanı’na yönelik kısıtlamalara tepki göstererek, eylemlerinin yalnızca bir protesto değil, hayatta kalma mücadelesi olduğunu vurguladı. Anayasa Mahkemesi kararlarıyla toplantı ve gösteri haklarının ihlal edildiği tescillenmiş olmasına rağmen meydanın hâlâ kapalı olduğunu hatırlattı.
“Savcılar Süleyman’ın işkencede öldürüldüğünü kabul etti, ama failler yargılanmadı. 2012’de yeniden açılan dosyada iki yıl boyunca zaman aşımı konuşulmadı. Sonra dosya kapatıldı. Bu ülkede devletin işlediği suçlarda zaman aşımı olmaz. İşkence insanlığa karşı suçtur.”
“Annemizin sabrı ve umudunu sürdüreceğiz”
Geçtiğimiz haftalarda yaşamını yitiren Emine Ocak’ın kızı Maside Ocak da söz alarak, annelerinin direnişine ve vicdanına tanıklık eden herkesin bu mirasa sahip çıkması gerektiğini söyledi:
“Annem, ‘Kayıplar benim vicdanımdı’ derdi. Bizler de onun evlatları olarak söz verdik: Son kayıp bulunana kadar vazgeçmeyeceğiz.”
Maside Ocak, annesi Emine Ocak için 27 Temmuz Cumartesi günü saat 14.00–18.00 arasında İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde yapılacak taziye buluşması ve 28 Temmuz Pazar günü saat 17.00’de Garip Dede Cemevi’nde verilecek taziye yemeğine katılım çağrısında bulundu.
Eylem, Süleyman Cihan ve tüm gözaltında kaybedilenler için Galatasaray Meydanı’nın demir bariyerlerine bırakılan kırmızı karanfillerle sona erdi. Cumartesi Anneleri bir kez daha hatırlattı: Kaybolan sevdikleri için, hukukun üstünlüğü ve adalet için bu meydandan vazgeçmeyecekler.
- NHY / Evrensel