İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesi, Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından başlayan protestolarda tutuklanan 102 kişinin tahliyesine karar verdi. 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet suçlamasıyla yargılanan gençlerin önemli bir bölümünün öğrenci olduğu ve tutuklama için gerekli koşulların oluşmadığı ifade edildi. Karar, kamuoyunda haftalardır süren tepkilerin ardından geldi.
Gözaltı, Tutuklama, Serbest Bırakılma: Gerekçeler Ne Diyor?
BBC Türkçe’nin edindiği tahliye belgelerine göre mahkeme, kararını verirken birçok hukuki ve insani gerekçeye atıfta bulundu. Sanıkların büyük bölümünün öğrenci olması, sınav dönemine girmiş bulunmaları, bazı sanıkların ciddi sağlık sorunları yaşaması ve delillerin büyük ölçüde toplanmış olması kararın temel gerekçeleri arasında yer aldı.
Ayrıca, protestolar kapsamında yöneltilen suçlamanın Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesinde belirtilen “katalog suçlar” arasında yer almaması ve sanıklar hakkında kaçma şüphesi bulunmaması da tahliye yönünde etkili oldu.
Ancak hukukçulara göre, bu gerekçelerin çoğu zaten ilk etapta tutuklama tedbirinin uygulanmasına engel nitelikteydi. Bu nedenle birçok hukuk çevresi ve muhalefet, tutuklamaları baştan itibaren “hukuki değil, siyasi” olarak yorumladı.
Protesto Hakkı Suç Sayıldı
Tutuklanan gençlerin çoğu, İstanbul’un farklı bölgelerinde Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını protesto eden kalabalıklara katılmış, bazıları ise basın açıklamaları ve oturma eylemleri sırasında gözaltına alınmıştı. Herhangi bir şiddet eylemine karışmadığı tespit edilen bu kişiler hakkında kısa sürede tutuklama kararı verilmişti.
Bu gelişmeler, ifade özgürlüğü, barışçıl gösteri hakkı ve anayasal güvencelerin giderek daraltıldığı yönündeki eleştirileri yeniden gündeme taşıdı. Protestoları bastırmak amacıyla yapılan bu tutuklamalar, kamuoyunda “gözdağı operasyonu” olarak değerlendirildi.
Tutuklu gençlerin aileleri, günlerdir Silivri’deki Marmara Cezaevi’nin önünde nöbet tutuyor, çocuklarının en azından sınavlara girebilmeleri için serbest bırakılmaları çağrısı yapıyordu. Kamuoyunun baskısı ve muhalefet partilerinin süreci gündemde tutma çabaları, mahkeme kararını etkileyen faktörler arasında değerlendiriliyor.
819 Kişiye Dava Açıldı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 8 Nisan’da yaptığı açıklamada toplam 20 ayrı soruşturma kapsamında 819 kişi hakkında kamu davası açıldığını duyurmuştu. Bu kişilerden 278’i tutuklu yargılanıyordu. 9 Nisan itibariyle 5 kişi daha serbest bırakılmıştı. Son tahliyelerle birlikte tutuklu sayısı önemli ölçüde azaldı.
Serbest bırakılanlar arasında, 2019 yerel seçimleri öncesi Ekrem İmamoğlu’nun kampanyasına verdiği destekle tanınan ve “Her Şey Çok Güzel Olacak” sloganının ilham kaynağı olan Berkay Gezgin de bulunuyor. Gezgin’in serbest kalması, sosyal medyada geniş yankı buldu.
CHP’den İlk Yorum: “Bu Karar Doğrudur, Geç Kalınmıştır”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, tahliye kararını olumlu bulduğunu ifade etti. “Protesto haklarını kullandıkları için tutuklanan gençlerin tahliyesi doğrudur, önemlidir” diyen Özel, “Duyulan ses adaletin sesidir, meydanların sesidir, milletin sesidir” ifadesini kullandı. Özel, tutuklu kalan gençlerin de bir an önce serbest bırakılması gerektiğini belirtti.
Ceza hukukçuları, son yıllarda barışçıl gösterilere katılan bireylerin sistematik biçimde tutuklanmasının, tutuklama kurumunun “cezalandırma aracına” dönüştüğüne dikkat çekiyor. İstanbul Barosu’ndan bir yetkili, “Tutuklama tedbiri, yargılamanın sağlıklı yürütülmesini temin amacıyla uygulanmalıdır; bir protestoya katıldığı için bir genç aylarca özgürlüğünden mahrum edilemez” dedi.
Mahkemenin kararına karşı savcılığın itiraz hakkı bulunuyor. Ancak mevcut delil durumu ve kamuoyundaki tepkiler göz önünde bulundurulduğunda, itirazın kabul edilmesi düşük ihtimal olarak değerlendiriliyor.