10 Milyon Tonluk Kayıp: Tarımda Çöküşün Sessiz Tablosu

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TÜİK’in son tarım verilerini değerlendirerek Türkiye’de yalnızca meyvede 10 milyon tonluk ürün kaybı yaşandığını açıkladı. Gürer’e göre bu tablo, tarımda “plansızlık, öngörüsüzlük ve çiftçisizleştirme” politikalarının sonucu. Uzmanlar, gıdada arz açığı ve fiyat krizinin derinleşeceği uyarısında bulunuyor.

Rekor Düşüş: Tarımsal Üretim Geriliyor

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2025 yılı bitkisel üretim ikinci tahminine göre tarımsal üretim birçok kalemde sert düşüşler gösterdi. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, açıklanan rakamları “tarımda çöküşün açık göstergesi” olarak nitelendirdi.

Gürer, “2024 yılında 39 milyon ton olan tahıl üretimi 2025’te 34 milyon 200 bin tona gerileyecek. Buğdayda bir yılda 3 milyon tonluk kayıp yaşandı. 2023’te 22 milyon ton civarında olan üretim, bugün 17 milyon ton seviyelerine indi” dedi.

TÜİK verileri, yalnızca tahıl grubunda değil, mercimek, patates ve ayçiçeğinde de ciddi gerilemelere işaret ediyor. Gürer’e göre bu düşüş, “çiftçinin üretimden çekilmesi ve tarımın sahipsiz kalmasının” sonucu.

Mercimek Kanada’ya, Umut İthalata

Türkiye’nin temel bakliyat ürünü mercimekteki gerileme tabloyu ağırlaştırıyor. Gürer, “Bir zamanlar tohumunu Kanada’ya biz verdik, şimdi oradan alıyoruz” diyerek tabloyu özetliyor.

TÜİK verilerine göre mercimek üretimi 2024’te 405 bin tondan 2025 tahmininde 230 bin tona kadar düştü. Gürer, bu durumun dışa bağımlılığı kalıcı hale getirdiğini, yanlış politikaların Anadolu’nun bereketli topraklarını bile verimsizleştirdiğini belirtiyor.

Meyvede 10 Milyon Tonluk Kayıp: Don ve Plansızlık Çifti

Gürer’in açıklamasına göre, 2024’te 28 milyon ton olan meyve üretimi 2025’te 19 milyon 800 bin tona geriledi. Bu, yaklaşık 10 milyon tonluk bir kayba işaret ediyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın mayıs ayında “don zararı arz açığı yaratmayacak” açıklamasını hatırlatan Gürer, “Gerçekler rakamlarda gizli. Don, kuraklık, yüksek girdi maliyetleri ve düşük alım fiyatları bir araya geldi. Bu tablo, Türkiye’nin gıda arz güvenliği açısından ciddi bir risk taşıyor” dedi.

Arz Açığı ve Fiyat Krizi Kapıda

Uzmanlara göre bu veriler, yalnızca tarımsal üretimdeki teknik bir düşüşü değil, tarım politikalarının iflasını gösteriyor. Gürer’in de vurguladığı gibi, “plansızlık ve öngörüsüzlük”, tarladan sofraya uzanan zincirde kopukluk yaratıyor.

“Raflardaki pahalılığın nedeni artık yalnızca enflasyon değil; üretim yokluğu” diyen Gürer, mevcut gidişatın gıdada arz açığı ve fiyat krizini derinleştireceğini söyledi.

Sonuç: Tarımın Nabzı Alarm Veriyor

Tarım, Türkiye’nin hem istihdam hem de gıda güvenliği açısından en stratejik alanı. Ancak TÜİK’in verileri ve sahadan gelen sesler, bu stratejik alanın hızla zayıfladığını gösteriyor. Gürer’in ifadesiyle:

“Çiftçiyi desteklemeyen, öngörüsüz politikalarla tarımın sürdürülebilirliği kalmadı. Üretim düşüyor, gıda fiyatları yükseliyor, ülke ithalata mahkûm ediliyor.”

Türkiye’nin tarımda yeniden planlamaya, üretim desteklerine ve çiftçinin emeğini koruyan politikalara acilen ihtiyacı var.


  • NHY / TÜİK, CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in basın açıklaması (ANKA, 23 Ekim 2025)