“Yaklaşık 10 milyon işçi sefalet ücreti ile çalışıyor”

Türkiye’de 2021’deki asgari ücreti belirleyecek Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantıları sürüyor. Bu yıl ilk kez, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ile Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Hak-İş) asgari ücret talebinde birleşti.

Bir yandan Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı Zehra Zümrük Selçuk ile sıkı bir pazarlık söz konusuyken, bir yandan da işçiler sokaklarda asgari ücret taleplerini dile getiriyor.

“İşçinin derdi geçim derdi…”

İstanbul’daki işçi eylemlerinden birine katılan işçi Özgür Karabulut, “İşçinin derdi geçim derdi, geçinemiyoruz” diyor.

“Bu sorunun Türkiye’de çözülememesinin nedeni patronlara olan destek. İşçi sadece oy deposu olarak görülüyor. İşçiden sadece oy bekleniyor, onun dışında yaşamına dair bir çözüm bulunmuyor. Patronlar hapşursa mendil uzatan devlet, işçinin sorunları ile ilgilenmiyor. Devletin neredeyse bütün kurumları patronların emir eli gibi hareket ediyor. 3.800 TL’lik asgari ücret talebimiz açlık sınırının biraz üstünde, elbette yeterli değil”.

İşçi Hikmet Yıldız ise asgari ücret ile çalıştığı bilinen yaklaşık 10 milyon işçinin aslında ‘sefalet ücreti’ ile çalışmak zorunda kaldığını dile getiriyor.

“Türk-İş’in incelemelerine göre bir işçinin aylık asgari ihtiyaçlarını giderme masrafı 2 bin 300 TL. Dört kişilik bir aile de bu sekiz bini geçiyor. Demekki burada sefalet ücretidir asgari ücret. Özellikle pandemide en çok etkilenenler işçiler oldu. Bu süreçte aynı zamanda, diğer gelirlerden de mağdur kaldılar. Yani 23-24 milyon işçi kesimi bu pandemiden en çok etkilenen kesim olmasına rağmen, en az katkı alan kesim olduğu görülüyor. Bu sebeple, 3 bin 800 net asgari ücret talebi çok değildir. Yaşanan enflasyona bakılınca, en az yaşam standartı 4 bin civarında. Bu kendi rakamları. Eğer istenirse işçilere hakları verilirse, ekonomik düzey daha yüksek olacaktır. Bütçenin kime harcanacağı esas olandır.”

Belediye işçisi olan Süreyya Doğan, Türkiye’de geçim derdinin zorluğundan bahsediyor ; “Türkiye’de geçinmek zor, evden adım attığınız anda cebinizdeki para gidiyor, her şey artmış durumda.”

“Geçmişe baktığımızda asgari ücret ile 22 altın alıyorduk, şimdiki maaş ile 5-6 altın alabiliyoruz. Simdiki talebimiz yani 3 bin 800 az ama en azından asgari maasraflarımızı karşılayacağız. Türkiye’de bu ücret verilebilir. Bütçenin yüzde doksanını biz oluşturuyoruz. Bizden alıyorlar bize vermiyorlar. Biz onların rahatı için uğraşıyoruz. Ama bize vermeye geldiğinde bizim paramızı bize vermiyorlar”.

”İşçinin yok sayılmasının ve istediği rakamı alamamasının nedeni örgütsüz olması”

Peki işçi neden her yıl istediğini alamıyor bu masadan sorunun yanıtı da işçi Özgür Karabulut’ta.

“En ufak bir hak eylemi patronlar tarafından engelleniyor. Herkes geçim derdinin farkında. Ama örgütsüz olma durumumuz bu öfkeyi hayata geçirmiyor. Biz sendikal olarak baktığımızda işçi sınıfının çok küçük bir kesiminde örgütlüyüz, büyük kitle örgütsüz. Hal böyle olunca da, işveren istediği gibi hareket ediyor. Bizim örgütlü gücümüz bu saldırıları durdurmaya ya da taleplerimizin karşılanmasına yetmiyor. Örgütlülüğü büyütsek istediğimiz gibi yaşam düzenini kurabiliriz. Hep patronlara diyoruz ama sorun biraz da bizde”.

DİSK Başkanı Çerkezoğlu: Asgari ücret uluslararası standartlara uygun olmalı

Euronews’e konuşan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Arzu Çerkezoğlu, asgari ücretin gerçek bir geçim ücreti olması gerektiğini ifade ediyor.

“Türkiye’de milyonlarca insan asgari ücret hatta altındaki bir rakamla hayatını sürdürüyor. O nedenle asgari ücretin belirlenme süreci en önemli toplu sözleşme süreci. Biz asgari ücretin uluslararası standartlara uygun bir biçimde, işçinin ailesi ile geçinebileceği bir ücret olarak belirlenmesini istiyoruz. Enflasyon, dolar ve altın karşısındaki kaybının giderilmesini talep ediyoruz. Milli gelir artışından payını alması, vergi dışı bırakılmasını söylüyoruz. Bunun mücadelesini veriyoruz. Bu ilkeler kabul edildiği noktada, rakam olarak 3.800 verilebilir.”

Bu sene tüm işçi sendikalarının bir araya gelmesini de önemsiyor Çerkezoğlu; “Her ne kadar asgari ücret masasında olmasak da sokaklardan talebimizi yükseltiyoruz. 15 kişinin bir masa etrafında toplanıp milyonlar hakkında karar vermesini doğru bulmuyoruz. Asgari ücretin gerçek bir toplu pazarlıkla belirlenmesini, uyuşmazlık durumunda ise grev hakkının da olması gerektiğini belirtiyoruz” diyor.