Tuzla’da parkta oturan çifte ‘Burası Müslüman Ülke’ diye bağırarak saldırdılar

Cumhuriyet Gazetesi’nden Çağdaş Bayraktar‘ın haberine göre, İstanbul’un Tuzla ilçesinde bulunan Doğa Yürüyüş Parkı’nda geçtiğimiz cuma günü, iddiaya göre, iki genç, birbirlerine sarılmaları nedeniyle bir saldırıya maruz kaldı. Olayda, erkek arkadaşı H.E.Ö. ile birlikte parkta oturan R.S., kendilerine saldıran kişi tarafından sözlü ve fiziki şiddete maruz kaldı.

Olaya tanık olanların ifadelerine göre, siyah giyimli ve başörtülü bir kadın, R.S. ve erkek arkadaşının sarıldığını görünce “Burası Müslüman bir ülke, bu şekilde görmek istemiyorum” şeklinde tepki gösterdi. Ancak, sadece sarıldıklarını belirtmelerine rağmen, kadın daha da agresifleşerek “bunun yeri burası değil” diyerek gençlere saldırdı. R.S.’nin ifadesine göre, kadın kendilerine hakaret etmenin yanı sıra göğsüne ve koluma tekme atarak da fiziksel şiddet uyguladı. Ayrıca, çantasından çıkardığı bıçakla gençleri tehdit etti.

Saldırganın saldırısına maruz kalan R.S. ve erkek arkadaşı, yaşadıkları korku dolu anların ardından olayı polise bildirdi. R.S., darp raporu alarak saldırgan kadından şikayetçi oldu.

Olayın tanığı olan R.S’nin ablası N.S. ise saldırganın hakaret ve şiddetine karşı çevredeki insanların tepkisiz kaldığını belirtti. Bu tür olaylarda toplumun dayanışması ve müdahale edebilecek kişilerin yardım etmesinin önemine dikkat çeken N.S., kardeşinin ufak hasarla atlatmasının şanslı bir durum olduğunu ve başka bir kişinin bu tür saldırılarda daha büyük zararlar görebileceğini ifade etti.

Bu üzücü olay, toplumdaki hoşgörü ve saygı eksikliğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Hoşgörü, farklı düşüncelere ve yaşam tarzlarına saygı göstermek, barış içinde bir arada yaşamak için önemli bir değerdir. Toplumun her kesimine karşı hoşgörülü olmak ve şiddet yerine yapıcı ve empatik iletişim yollarını tercih etmek, birlikte huzur içinde var olabilmemiz için gereklidir. Bu tür olumsuz davranışların önlenmesi için eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarına önem verilmeli ve hoşgörü kültürünün yaygınlaştırılması için çaba gösterilmelidir. Ayrıca, şiddete maruz kalan kişilerin haklarının korunması ve hukuki sürecin işletilmesi de büyük önem taşımaktadır. Toplumun dayanışması ve birlikte hareket etmesi, böyle üzücü olayların önüne geçmede etkili olacaktır.