Fransız gazetesi Le Monde’un haberine göre, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, Türkiye’de demokratik gerilemenin yeni bir aşamaya geçtiğinin işareti olarak yorumlanıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en güçlü siyasi rakibi olarak görülen İmamoğlu’nun gözaltına alınması, Türkiye’nin dört bir yanında büyük çaplı protestolara yol açtı.
Saraçhane’de 300 Bin Kişilik Protesto: Gezi Parkı Hareketini Hatırlatan Manzaralar
21 Mart Cuma günü, İstanbul’da Saraçhane Meydanı’nda toplanan yaklaşık 300 bin kişi, İmamoğlu’nun tutuklanmasını protesto etti. CHP’nin organize ettiği bu gösteri, Türkiye genelinde 81 ilin 45’inde düzenlenen protestoların en büyüğü oldu. Gösterilerde taşınan pankartlar ve atılan sloganlar, 2013 yılındaki Gezi Parkı protestolarını hatırlatırken, ülkede otoriterleşmeye karşı güçlü bir halk tepkisinin yeniden doğduğuna işaret etti.
Le Monde’un aktardığına göre, protestolarda “Hak, hukuk, adalet”, “Dikta yönetimine hayır” ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganları öne çıkarken, göstericiler Erdoğan hükümetine karşı demokratik taleplerini dile getirdi. Türkiye genelindeki eylemlerde polis müdahalesi sert oldu ve birçok kentte gözaltılar yaşandı.
Türkiye’de Siyaset ve Hukuk: İmamoğlu’nun Tutuklanması Ne Anlama Geliyor?
Le Monde, Türkiye’nin hiçbir zaman tam anlamıyla olgun bir demokrasi olmadığını, ancak İmamoğlu’nun tutuklanmasının ülkenin otoriterleşme sürecinde bir dönüm noktası olduğunu belirtiyor. Türkiye’nin modern siyasi tarihinde, Adnan Menderes’in 1960’ta, Bülent Ecevit’in 1980’de ve Selahattin Demirtaş’ın 2016’da tutuklanması gibi örnekler bulunduğunu vurgulayan gazete, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının da benzer bir sürecin yeni aşaması olarak görüldüğünü ifade ediyor.
İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla birlikte, Erdoğan yönetiminin siyasi rakiplerini yargı yoluyla saf dışı bırakma stratejisini hızlandırdığı yorumları yapılıyor. Avrupa Birliği ve uluslararası insan hakları örgütleri de İmamoğlu’nun tutuklanmasını sert şekilde eleştirerek, Türkiye’nin hukukun üstünlüğünden uzaklaştığını belirtti.
Le Monde’un analizine göre, Türkiye’deki bu gelişmeler, 2023 seçimlerinden sonra daha da belirginleşen siyasi baskı sürecinin devamı niteliğinde. Uzmanlar, muhalefetin direnişinin ne kadar süreceği ve Erdoğan’ın baskıyı daha da artırıp artırmayacağı sorularının önümüzdeki dönemde yanıt bulacağını belirtiyor.