Trump Yine Brunson’ı Hatırlattı: Erdoğan’la Görüşmesini “Verimli” Buldu, Davet Aldığını Açıkladı

ABD’nin Başkanı Donald Trump, Truth Social üzerinden yaptığı açıklamayla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile gerçekleştirdiği son telefon görüşmesini kamuoyuyla paylaştı. Açıklamada, liderlerin Rusya-Ukrayna Savaşı, Gazze krizi ve Suriye’deki gelişmeler başta olmak üzere birçok başlığı ele aldığı ifade edildi. Trump, görüşmeyi “çok iyi ve verimli” olarak niteledi.

Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Türkiye’ye davet edildiğini ve Erdoğan’ın da ileride Washington’a geleceğini duyurdu. Ancak dikkat çeken asıl kısım, Trump’ın yine dönüp dolaşıp 2018’de serbest bırakılan Pastör Andrew Brunson’a gelmesiydi. Eski başkan, Brunson’ın salıverilmesini kendi doğrudan müdahalesinin sonucu olarak sunmayı sürdürdü.

“Başkanlık görevim süresince Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilişkilerim mükemmeldi. Pastör Andrew Brunson’ın ABD’ye geri gönderilmesi de dahil olmak üzere birçok konuda yakın iş birliği içinde çalıştık ki bu, benim talebim üzerine anında gerçekleşmişti,” ifadelerini kullanan Trump, Erdoğan’a yönelik klasik övgüsünü yineledi.

Trump’ın açıklamasında dikkat çeken bir diğer vurgu, Rusya ile Ukrayna arasında devam eden savaşı “saçma ama ölümcül” olarak nitelendirmesi oldu. Eski başkan, Erdoğan ile bu savaşın sonlandırılması için birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini de ekledi.

Brunson Israrı: Diplomatik İlişkiler mi, İç Politika Malzemesi mi?

Trump’ın neredeyse her Erdoğan açıklamasında Pastör Brunson’ı gündeme getirmesi, yorumculara göre yalnızca bir dış politika meselesi değil; aynı zamanda Trump’ın kendi seçmenine sunduğu bir “zafer” anlatısı. Hatırlanacağı üzere, Brunson krizi Türkiye-ABD ilişkilerinde ciddi bir gerilim yaratmış, ancak Ekim 2018’de serbest bırakılmasıyla Trump bunu kişisel bir diplomatik başarı olarak duyurmuştu.

Trump’ın bu konuyu yeniden gündeme taşıması, 2024 başkanlık seçimlerine giden süreçte Evangelist tabanı tekrar konsolide etme hamlesi olarak da okunabilir.

Erdoğan kanadından henüz görüşmeye dair resmi bir açıklama yapılmazken, Trump’ın “yakın iş birliği” vurgusu ve karşılıklı ziyaret mesajları, iki liderin diplomatik kanalları yeniden ısıtma niyeti olarak değerlendiriliyor.

Dış politikada aktörlerin kişisel ilişkiler üzerinden yürüttüğü bu tür iletişim trafiği, her ne kadar kamuoyuna “verimlilik” olarak sunulsa da, geçmiş örnekler gösteriyor ki çoğu zaman bu tür görüşmelerin perde arkasında farklı hesaplar bulunuyor.