Cezaevinde bulunan Eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “HDP, destek aldığı kitleler dışında hiç kimseyi temsil etmez, edemez. Hele silahlı bir yapıyı hiç temsil etmez. Onun siyasi kolu veya uzantısı da değildir.” dedi.
Seçimlerin Haziran 2023’ten önce yapılacağını düşündüğünü belirten Demirtaş, HDP’nin kapatılması durumunda alternatiflerin düşünüldüğünü söyledi.
“Çözüm sürecini bitirdiği için Erdoğan bin pişman oldu” diyen Demirtaş, “Çünkü o günden beri bir daha toparlayamadı. Son beş altı yılda iyice savruldu ve geri dönülemez şekilde kaybetti. Artık adı tarihe otoriter bir lider olarak yazılmış ve bitmiştir.” ifadelerini kullandı.
Demirtaş şu görüşleri paylaştı:
“Milletvekilliği ve eş genel başkanlığa keşke bulaşmasaydım”
“Siyasete bulaşmasaydım keşke” dediğim zamanlar oldu elbette. Ama bunu hapisteyken hiç düşünmedim. Hapisten önce düşündüğüm zamanlarda. “Keşke bulaşmasaydım” dediğim şey de demokrasi ve özgürlük mücadelesi değil, milletvekilliği ve eş genel başkanlıktır. Yoksa ben bir mücadele insanıyım ve bundan asla pişman değilim.”
“Kızlarım sarayda olmamdansa hapiste olmamı tercih ediyorlarmış”
“Kızlarım artık büyüdüler ve daha birkaç ay önce ben de mektupla bu soruyu onlara sordum. Mealen, “Benden memnun musunuz?” diye sordum. “Eh işte, idare edersin” dediler. Buraya gülen yüz koyun. (Gülüyor) Benimle gurur duyuyorlarmış, sarayda olmamdansa hapiste olmamı tercih ediyorlarmış.”
“HDP’de bir muhataplık karmaşası yok”
“Ben HDP’de bir muhataplık karmaşası olduğunu düşünmüyorum. Bir parti kendini tüm sorunların çözümünün muhatabı olarak görmezse kendi varlığını inkar etmiş olur. Bunun yanı sıra, Kürt sorununun bir de silah ve şiddet boyutu olduğu için elbette başka aktörlerin de çözüme dahil edilmesi gerektiğini söylemek HDP’nin muhataplığını inkar etmek veya yadsımak anlamına gelmez. HDP’de farklı düşünenler olabilir. Ancak kurumsal görüş önemlidir ve HDP kendini gerçek bir muhatap olarak ortaya koyarak doğru bir tutum almıştır.”
“PKK eşittir HDP” diyenler yanılıyorlar”
“PKK eşittir HDP” diyenler hem yanılıyorlar hem de yanıltıyorlar. HDP, destek aldığı kitleler dışında hiç kimseyi temsil etmez, edemez. Hele silahlı bir yapıyı hiç temsil etmez. Onun siyasi kolu veya uzantısı da değildir. HDP demokratik, siyasal mücadele yürüten anayasal bir partidir. Bünyesinde de bütün halklar ve inançların temsiliyetini barındıran çoğulcu ve çok kültürlü bir siyasi yapıdır. HDP, Kürt sorununu ve PKK’yi en gerçekçi şekilde ve çözüme de katkı sunacak bir perspektifle tanımlarken, devletin resmi tanımıyla ters düştüğü için HDP’yi PKK ile eşitliyorlar. Ve kesinlikle yanlış yapıyorlar. PKK bile HDP’yi hiçbir şekilde kendi sözcüsü veya temsilcisi olarak kabul etmezken (ki bunu çözüm sürecinde en üst düzey PKK yöneticilerinin ağzından bizzat duydum. HDP’yi PKK’nin sözcüsü gibi gösterenlerden onlar bile rahatsız ve bunu kabul etmiyorlar) birileri ısrarla HDP’yi PKK’nin sözcüsü veya siyasi kanadı gibi göstermeye çalışıyor. Bu yanlış bir bakış açısıdır ve gerçeği yansıtmamaktadır.”
“PKK’nın silahlı mücadeleyi bırakmasına 10 gün kalmıştı”
“Çözüm sürecinden kurumsal olarak sorumlu olanlar kişiler değil TBMM olmalıydı. Ancak biz o dönemde maalesef ki bunu aşamadık. CHP’yi sürece dahil edip meseleyi Meclis’e taşımak için çok uğraştık. Ancak hep engellerle, bariyerlerle karşılaştık. Örneğin, Erdoğan her şey kendi kontrolünde olsun istiyordu. Düşünün ki HDP’nin eş genel başkanları olarak çözüm sürecinde bir defa bile Erdoğan ile yüz yüze görüşemedik. Türkiye toplumu şundan emin olsun ki, 28 Şubat 2015 Dolmabahçe Mutabakatı’ndan sonra PKK’nin Türkiye’ye karşı silahlı mücadeleyi bırakmasına sadece on gün kalmıştı. Ama Erdoğan buna izin vermedi. Akil İnsanlar Grubu adlı sivil grup, son bir defa İmralı’ya gidecekti. Oradan silahların tümden devre dışına çıkarıldığı mesajını alıp gelecekti. Gerisini artık demokratik siyasetle ve parlamentoda hep birlikte çözecektik.”
“Öcalan’ın heykelini dikeceğiz, sözüm yanlış anlaşıldı”
Yeni bir Suriye savaşı ile seçimde oy artırma hesabı yapıyorlar. Oysa biz o dönemde barışı sağlayabilseydik bu ölümleri durdurabilseydik emeği geçenlerin, mecazi anlamda söylüyorum, heykelleri dikilirdi. Ben, “Öcalan’ın heykelini dikeceğiz” dediğimde tam da bunu kast etmiştim. Çünkü o konuşmayı yaptığım gün, Öcalan’ın iki mektubu Erdoğan’ın elindeydi. Bu mektuplarda Öcalan silahları bıraktırmaya hazır olduğunu söylüyordu. Ve ben bunu o dönemin Adalet Bakanı’nın ağzından bizzat duymuştum. Şimdi utanmadan sıkılmadan, o konuşmayı aleyhime kullanıyorlar, bundan dolayı yargılanıyorum, Erdoğan mitinglerinde bu konuşmanın videosunu izletiyor. Oysa neyi kast ettiğimi hem Erdoğan hem bütün devlet yetkilileri çok iyi biliyor. Öcalan silahları bıraktıracak ve elbette ki mecazi anlamda ‘heykeli dikilecek’ demiştim. İşte çözüm sürecinin şeffaf olmamasının manipülatif sonuçlarıdır bunlar.
“2023’ten önce erken seçim olur”
“Seçimlerin Haziran 2023’ten önce kesinlikle yapılacağını düşünüyorum. Herkes, her an seçime hazır olmalıdır. Çünkü sürdürülebilir bir yönetim yok. Her an büyük bir ekonomik çöküş yaşanabilir. Para piyasaları dahil, her şey çökebilir.”
“Sandıkta baskı yapılma ihtimali var”
“Seçim sürecinde sadece Doğu’da değil, Türkiye’nin her yerinde seçmene ve sandıklara baskı yapılma ihtimali var. Son yıllarda işe alınan emniyet ve yargı görevlilerinin çoğu AKP üyesi, TÜRGEV veya TÜGVA üyesi ya da bir tarikat mensubu. Ve maalesef, seçim güvenliğinden bunlar sorumlu olacaklar. Dolayısıyla kuzunun kurda emanet edileceğini şimdiden bilelim ve ona göre, sandık güvenlik tedbirlerini alalım.”
“HDP kapatılırsa çarpan etkisi yapar”
“HDP’nin kapatılması ihtimal dahilinde. Zaten bu, siyasi bir karar olacaktır. Ama hiç kimse merak etmesin, tek bir HDP seçmeninin oyu bile heba olmayacak şekilde, her türlü tedbir alınıyor. Gerek Meclis seçiminde gerek de Cumhurbaşkanlığı seçiminde, HDP seçmeni rolünü oynayacaktır. Sıkışmış olan HDP değil, AKP’dir. Partimizi kapatırlarsa bu, seçmenimizde çarpan etkisi yapar. Kapatmazlarsa da çarpan etkisi yapar.”
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024
- Akşener, Erdoğan’dan Ne İstedi? - 7 Haziran 2024