Reform paketi, işçilerin, yoksulların parasına el koyma paketidir

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, 20 Eylül 2018’de Yeni Ekonomik Programı açıklarken ekonomik kriz için “En kötüsü geride kaldı” demişti. Öyle olmadığını milyonlarca işçi ve emekçi her gün görüyor. İşsizlik ve pahalılık en önemli gündemlerimiz olmaya devam ediyor.

İşsizlik ve enflasyon rekora koşarken, Berat Albayrak tarafından 10 Nisan 2019’da açıklanan Yapısal Dönüşüm Adımları isimli ekonomik programın işsizliğe ve yoksulluğa çözüm olmadığı, tersine işsizliği artıracak, işçileri yoksullaştıracak adımlar içerdiği ortada.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun yayımladığı verilerle dar tanımlı işsizlik yüzde 14,7’ye yükseldi, işsiz sayısı bir yılda 1,3 milyon artarak 4,7 milyon oldu, geniş tanımlı işsiz sayısı 7 milyona ulaştı. İstihdam, son bir yılda 800 bin azalarak 28 milyondan 27,2 milyona düştü.

Açıklanan “ekonomik reform” paketi, büyük bir krizi önlemek için içleri boşalmakta olan devlet bankalarına para teminini, bu paranın da işçi ve emekçilerden alınmasını öngörüyor. Devlet, kapitalistleri kurtarmak için işçilerin parasına el koyuyor, işin özü bu.

İktidar içi boşalan bankaları kurtarmaya çalışıyor

IMF ve pek çok uluslararası kapitalist kurum Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 2,5 küçüleceğini açıkladı, küçülen bir ekonomide pek çok şirketin batması kaçınılmaz. Bugün özel sektörde bir kısmı yapılandırılmış toplam 267 milyar TL kredi borcu ödenemez durumda. Bu miktar ticari kredilerin yüzde 10’undan fazla. Borçlu şirketlerin çoğu aslında batmış durumda, ama batmalarına izin verilmiyor. Devlet bankaları, zarar etme pahasına bu şirketlere kredi vermeye devam ediyor. Berat Albayrak’ın açıkladığı kurtarma paketi, batmakta olan bu şirketlerin borcunun işçi ve emekçilere yıkılması paketidir.

Ekonomik krizin yükü işçi ve emekçilerin üzerine yıkılıyor

Pakette yer alan kurumlar vergisini düşürme ve devlet bankalarına sermaye desteği gibi tedbirler, krizin yükünün patronların üzerinden alınmasına yönelik adımlar. Bu adımlar kıdem tazminatı fonu kurulması ve Zorunlu BES (Bireysel Emeklilik Sistemi) ile desteklenerek, krizin yükü emekçilerin sırtına doğrudan yüklenmiş oluyor.

Berat Albayrak, şirketleri rahatlatmak için kurumlar vergisinin düşürüleceğini açıkladı. Kurumlar vergisinin düşürülmesi ile doğacak vergi geliri kaybı, dolaylı vergiler artırılarak (ÖTV, KDV) emekçilerden tahsil edilecek. Bunun ilk emarelerini her hafta akaryakıta yapılan zamlarda görmekteyiz.

Para basılarak bankalara sermaye desteği sağlanması enflasyona tavan yaptıracak. Bugün yüzde 20 olarak açıklanan, bazı hesaplamalara göre yüzde 40’lara ulaştığı söylenen enflasyon, vatandaşın cebinden zorla alınan bir tür vergi demektir. İşçilerin emekçilerin işsizlik ile birlikte en önemli mücadele konusu enflasyondur. Enflasyona iktidarın uyguladığı politikalar sebep olmaktadır. Enflasyon, işçinin yoksulun cebindeki paranın devlet tarafından çalınması, patronlara kredi olarak verilmesidir.

Paketin ana konusu işçilerin kıdem tazminatına el koymak

Türkiye’de kıdem tazminatı düzenlemesi, memurlar hariç, yaklaşık 18 milyon işçiyi ilgilendiriyor. Mevcut durumda kıdem tazminatı, emeklilikte, vefat halinde veya işten atılma durumunda alınabiliyor. Bunun dışında kıdem tazminatı alabilmek için işçinin haklı bir nedenle iş akdini feshetmesi veya erkeklerin askerlik, kadınların da evlendikten sonra bir yıl içinde istifa etmesi gerekiyor. Yaş dışındaki emeklilik koşullarını yerine getiren işçiler de kendi isteğiyle işten ayrıldığında kıdem tazminatı alabiliyor. Mevcut sistemde işveren yukarıda sayılan koşullar oluştuğunda kıdem tazminatını işçiye veya mirasçılarına hemen ödüyor.

Pakette açıklanan fon sisteminde ise kıdem tazminatı işçiye hemen ödenmeyecek. İşverenin işçi için fona yatırdığı paranın yarısı, en az 15 yıl sonra veya ilk defa konut aldığında işçiye ödenecek. Paranın tamamı ise emeklilikte veya 56 yaşında alınabilecek.

Kıdem tazminatı fonu, işsizlik fonu gibi talan edilir

Zorunlu BES (Bireysel Emeklilik Sistemi) uygulaması işçilerin, memurların aleyhine bir uygulamadır. Bu fonlar yalnızca patronların ihtiyaçlarını karşılamak için oluşturuluyor. 2018 yılında toplam büyüklüğü 127 milyar TL’ye ulaşan İşsizlik Fonu iktidar tarafından kendi çıkarları için kullanılmaktadır.

İşsize ödenmesi gereken para işverene ve mega projelere kullandırılıyor. 2018’de işverenler fona 100 birim yatırdıysa, fondan 118 birim para çektiler. İşsizlik fonunu işveren fonuna çevirdiler. Aynı talanı kıdem tazminatı için de yapmaya çalışıyorlar.

Kaynak: Marksist.org