Pınar Gültekin davasına “haksız tahrik” indirimi…

Muğla’da, Pınar Gültekin’in öldürülmesi ile ilgili yargılamada karar çıktı. Cemal Metin Avcı, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme; “haksız tahrik” indirimi yaparak cezanın 23 yıl hapis cezasına düşürülmesine karar verdi. Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, “Bugün hukukun öldüğü bir gündür. Hukukun ayaklar altına alındığı, utanç verici bir hukuk garabeti mahiyetinde bir karardır” dedi. Baba Sıddık Gültekin ise “Bu adalet midir? Bir anne babaya bu kadar işkence çektirmek adalet midir?” tepkisini gösterdi.

ANKA’dan Esma Turan’ın özel haberine göre, Muğla’da, Pınar Gültekin’in öldürülmesi ile ilgili yargılamada bugün karar verildi. Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün yapılan 13. duruşmaya, sanık Cemal Metin Avcı, tutuklu olduğu hapishaneden SEGBİS aracılığı ile bağlandı. Avcı’nın, “canavarca hisle ve eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürme suçuna iştirak etmekle” suçlanan ve bu kapsamda tutuksuz olarak yargılanan Mertcan Avcı ise duruşma salonundaydı.

“ADALET BEKLİYORUZ”

Gültekin ailesinin Avukatı Rezan Epözdemir, duruşmada; “Adalet bekliyoruz. Geç kalınmış adalet, adalet değildir. Yarınları, umutları, geleceği çalınmış, katledilmiş bir kadın cinayeti ile karşı karşıyayız. Vereceğini karar umuyorum ki tüm kadınlara bir ışık olur” dedi.

BABA GÜLTEKİN: “KENDİLERİNİ BENİM YERİME KOYSUNLAR”

Baba Sıddık Gültekin ise şunları söyledi:

“İlk günden şimdiye kadar, 13. duruşmadır biz Muğla’ya geliyoruz. Ben bu duruşmada bulunan herkesin 5 dakika empati yapmalarını istiyorum. Özellikle avukatlar. Kendilerini benim yerime koysunlar. Bugüne kadar attıkları iftiralar ortaya çıktı hala neyi savunuyorlar? Biz kime güveneceğiz. Karşı avukatlar 3 trilyon para alıp bu adamın dışarı çıkacağını söylüyorlar. Benim kızım yakıldı. Yeter artık, benim dayanacak gücüm kalmadı. Bir evlat acısıyla çırpınıp duruyorum. Her gün bir kızımız katlediliyor. Vereceğiniz kararın emsal olması lazım. Sürekli klasik cümleler, ‘Beni kandırdı öldürdüm, beni reddetti öldürdüm’ basit cümleler. Ailesi de işin içinde. Mahkemenizden en ağır ceza ile cezalandırılmasını istiyorum.”

Anne Şefika Gültekin, “İki senedir ilaçla yatıp kalkıyoruz. Artık yeter, adalet yerini bulsun. Pınar yok, gitti. Onların en ağır cezayı almasını istiyorum. Kızlarımız ölmesin” diye konuştu.

MERTCAN AVCI: “BERAATIMI TALEP EDİYORUM”

Avcı’nın kardeşi Mertcan Avcı da “Mütalaaya katılmıyorum. Benim nerede ne zaman hangi saatte olduğum belli. Ben maktulü tanımıyorum, abimle olan ilişkisini bilmiyorum. Bu olayla ilgili hiçbir şey bilmiyorum, suçlamaları kabul etmiyorum. Bir şey yapmış olsam delil bırakırdım, diye düşünüyorum. Benim ağabeyim cani bir insan değil. Ateş yanıyor, 40 derece. Yanan varilin içine nasıl bakabilirim. Buraya gelen tanıkları da tanımıyorum. Kardeşi olduğumdan dolayı suçlandım beraatımı talep ediyorum” dedi.

CEMAL METİN AVCI: “ADALETİNİZE SIĞINIYORUM”

Cemal Metin Avcı, “Sürekli, ‘bu işi tek başına yapamaz’ deniliyor. Değişik bir manipülasyon yaratılıyor. Mütalaayı kabul etmiyorum. Bir karıncaya bile zarar veremeyecek ben, tahrikler ile söz konusu eylemi gerçekleştirdim. Ben kimseyi hayattayken yakmadım. Sayın savcının tasarlama yönündeki beyanını da anlamış değildim. Daha önce bir plan yapmış olsaydım bağ evinde benzin ve başkaca şeyler de olurdu. Her şeyini kaybeden, 5 yaşında bir kız çocuğu olan ben, sizden isteğim doğru karar vermeniz. Ben adaletinize sığınıyorum” ifadelerini kullandı.

Avcı’nın “suç delillerini gizleme, yok etme ve değiştirme” suçundan tutuksuz yargılanan eski eşi Eda Karagün’ün avukatı, “İddianamede hangi delili kararttığımız yok. Cemal Metin Avcı suçu itiraf ediyor. Diğer kişileri delil karartmak için neden eve göndersin? Evde 4 adet sigara izmariti bulundu. Delilleri karartmak için gittiği yerde kendisine ait bir delil bırakabilir mi?” dedi.

Cemal Metin Avcı, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Avcı hakkında verilen ceza, haksız tahrik indirimi uygulanarak 23 yıl hapis cezasına düşürüldü. Cemal Metin Avcı’nın kardeşi Mertcan Avcı, annesi Ayten Avcı, babası Selim Avcı ve boşandığı eşi Eda Karagün ve ortağı Şükrü Gökhan Orhan hakkında ise beraat kararı verildi.

“KIZIM ÖLMEDİ BÜTÜN AİLEM ÖLDÜ”

Karar duruşması sonrası adliye önünde açıklama yapan baba Sıddık Gültekin şunları söyledi:

“Bu adalet midir? Bir anne babaya bu kadar işkence çektirmek adalet midir? Ben geceleri yatamıyorum, kabuslar görüyorum. Yalnız ben ölmedim, kızım ölmedi bütün ailem öldü. Benim bütün sülalem öldü. Benim 2 bin tane gencim var ben buraya getiremiyorum. Adaletin olmadığı zaman, kendi adaletini kendin sağlayacaksın kardeşim. Böyle olması mı lazım. Biz Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşıyoruz, muz cumhuriyetinde değil. Biz İran’da yaşamıyoruz. Yeter artık. Ben burada kendimi yakmadan gitmeyeceğim.”

“UTANÇ VERİCİ KARAR”

Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, karara itiraz edeceklerini belirterek şunları söyledi:

“Üç defa değişen haksız tahrik savunması var. Kerameti kendinden menkul bir haksız tahrik uygulaması var. Ezberlenmiş, kurgulanmış, cezayı minimize etmeye yönelik bir haksız tahrik savunması var. Kimsenin itibar etmediği, kendi içinde bile üç defa değişen ve çelişen bir haksız tahrik savunması var. Ama gelinen noktada mahkeme haksız tahrik indirimi uygulaması yapıyor. Ağırlaştırılmış müebbet hapsi, Cemal Metin Avcı bakımından 23 yıla çeviriyor. Hâlbuki başsavcılık direk ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını mütalaa vermişti. Mertcan Avcı bakımından yine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemişti. Mertcan Avcı’ya beraat kararı verildi, utanç verici. Diğer dört sanığa da beraat kararı verildi. Kabul edilemez bir karardır. Hukuk garabetidir. Hukuk devleti gereği olarak hak arama özgürlüğümüzü kullanacağız. Bu karara istinaf nezdinde itiraz edeceğiz, sonrasında da Yargıtay’a başvuracağız.

“HUKUKUN ÖLDÜĞÜ BİR GÜNDÜR”

Sayın Cumhurbaşkanının, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık’ın, Sayın dönemin Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün açıklamaları vardı, ‘bu sürecin tamamen takipçisi olacağım’ demişlerdi. Yakın zamanda Adalet Bakanımız Bekir Bozdağ, ‘kadın cinayetleri ile ilgili etkili tedbirler alacağız’ demişti. Geldiğimiz noktada kadına şiddete, kadın cinayetleri ile mücadele edilecekse gelip burada bu karara bakılsın. Bugün hukukun öldüğü bir gündür. Hukukun ayaklar altına alındığı, utanç verici bir hukuk garabet mahiyetinde bir karardır. Zaten tarafımızca mahkemeye güvenilmiyordu.

Gelin Muğla’dan kadına karşı şiddete kadın cinayetlerine karşı mücadeleye başlayalım, bu karar nereden bakarsanız bakın bir utanç vesikasıdır. Yazıklar olsun. Başka hiçbir şey söylemiyorum.”

HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay da Adliye önünde kadınlar ile yaptığı açıklamada şöyle konuştu:

“Bu iktidarı tarihin çöplüğüne atmadığımız sürece bu politik cinayetlerden, kadın cinayetlerinden ne yazık ki kurtulamayacağız. O yüzden de bu mücadeleyi yükseltmeye devam edeceğiz, kadınları savunmaya, İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaya devam edeceğiz. Bu burada bitmedi.”

Açıklamalar sonrası polis, adliye önünden sloganlar atarak ve ellerinde pankartlarla yürüyüş yapmak isteyen kadın derneği üyelerine emniyet ekipleri engel oldu. Kadınlar ve polis arasında yaşanan kısa süreli gerginlik sonrası, kadınlar; polis eşliğinde slogan atmadan Sınırsızlık Meydanı’na yürüdü ve burada verilen kararı protesto etti.