Patates Tarlada Çürüyor: Üretici Yoksullaşıyor, Tarım Çöküyor

Niğde’nin Altunhisar ilçesinde yazlık patates hasadı sürüyor, ancak üreticinin yüzü yine gülmüyor. CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer’in sahadan aktardığı tablo alarm verici: Üretici, ektiği patatesi satamıyor, alın teri toprağa karışıyor. Patatesin kilosu maliyetin altına bile alıcı bulamazken, birçok tarlada ürün toprakla bütünleşip çürümeye terk ediliyor.

Üreticiler, yaşadıkları tabloyu “bu yıl bıçak kemiğe dayandı” diyerek özetliyor. Gürer, üreticiyle yaptığı görüşmelerin ardından, “Bir çiftçi, ‘5-10 koyun alıp patatesi yem yapayım’ diyor. Çünkü ürün çöp olacaksa, en azından hayvan yesin istiyor. Böyle tarım olmaz, böyle üretici ayakta kalmaz,” diyerek yaşananları özetliyor.

Plansızlık Patatesi Boğdu: 49 İlde Patates, Ama Alıcı Yok

Gürer, yaşanan krizin temel nedeninin üretim planlaması yapılmaması olduğunu vurguluyor. Türkiye’nin hemen her iline yayılmış patates üretimi, Niğde gibi yıllardır bu alanda uzmanlaşmış bölgelerde bile üreticiyi çıkmaza sürükledi. Gürer, “Patatesin en iyi yetiştiği yer Niğde mi? Evet. Ama 49 ilde yaygın ektirirsen, arz fazlası olur, fiyat dibe çöker, ürün elde kalır,” diyor.

CHP’li vekile göre, tarımda bölgesel uzmanlaşma ve planlı üretim olmadan, hem üretici hem de tüketici kaybetmeye devam edecek. “Türkiye’de tarım, kendi haline bırakılmış. Ne strateji var ne yönlendirme. Patates örneği sadece buzdağının görünen yüzü,” değerlendirmesini yapıyor.

Recep Derinöz: “Sattık, sattık; satamadık mı tarlada kalır”

Altunhisar’da üretici Recep Derinöz’ün yaşadıkları, tabloyu çarpıcı şekilde gözler önüne seriyor. Derinöz, tarlasındaki patatesin serili halde alıcı beklediğini, ancak tekliflerin ya uzun vadeli çekler olduğunu ya da hiç kimsenin alım yapmaya gelmediğini aktarıyor. “15-20 gün içinde sattık, sattık; yoksa ürün pert olur. Güneşi yedi mi, çöp olur. Ne vatandaş alıyor, ne tüccar,” diyen Derinöz, toprağa karışacak ürüne bakıp çaresizce bekleyen üreticilerin sesi oluyor.

Üstelik bu sorun yalnızca bireysel değil. Derinöz’ün köyünde 200 hanenin en az 170’i patates ekiyor. Tarımda tek geçim kaynağı bu olan köylüler, üretip satamadıkları ürünle birlikte hayatta kalma mücadelesi veriyor.

Çiftçi Kazanamazsa İşçi de Kazanamaz: Yevmiyeler Kırılıyor, Emek Sömürülüyor

Tarladaki kriz yalnızca üreticiyi değil, tarım işçisini de doğrudan vuruyor. Gürer, çiftçinin kazanamaması nedeniyle işçilere ödenen yevmiyelerin geçen yılki seviyede kaldığını, işçilerin işsiz kalmamak için bu duruma razı olduğunu aktarıyor. “Tarım işçisi sabahın köründe tarlaya giriyor, öğlene kadar güneşte patates topluyor. Ama yevmiyesi aynı kalıyor, çünkü patronu da kazanamıyor,” diyor.

Bu, emek zincirinde çöküşün başka bir halkası. Ne üretici emeğinin karşılığını alabiliyor, ne işçi alın terini satabiliyor. Tüm bu tablo, neoliberal tarım politikalarının, plansız üretimin ve piyasa bağımlılığının geldiği noktayı açıkça gösteriyor.

Rekolte Düşüyor, Fiyat Düşüyor, Ama Kriz Derinleşiyor

Gürer’in aktardığına göre, bu yıl patates üretiminde geçen yıla göre daha düşük bir rekolte bekleniyor. 2023’te Türkiye genelinde 6,5 milyon ton üretim yapılmış, bunun 1 milyon tonu Niğde’den sağlanmıştı. Ancak artan nüfusa, değişen tüketim alışkanlıklarına ve çeşitlenen yemek kültürüne rağmen, bu üretim artık ne ekonomik ne de toplumsal açıdan sürdürülebilir.

“Her evde üç gün patates yemeği pişerdi, şimdi fast food kültürü ile değişti. Ama markette iki kilo patates fiyatına kumpir satılıyor. Tarlada kalan patates üreticiye zarar, ama şehirde kâr objesi,” diyerek tarımsal sömürü zincirinin başka bir halkasını işaret ediyor Gürer.

Toprak Emeği Kusuyor, Çiftçi Borca Batıyor

Altunhisar’da yaşanan dram aslında Türkiye tarımının özetidir. Toprak veriyor ama emeğin karşılığı yok. Üretici borç içinde, işçi yoksullukta, tüketici pahalıya muhtaç. CHP’li Gürer’in ve üreticilerin çağrısı ise açık: Tarımda planlama şart, destekleme politikaları adil ve hedefli olmalı, üreticiye garanti verilmeli.

Sosyalist bir perspektiften bakıldığında; tarımı piyasanın hoyrat ellerine bırakan her model, emekçiyi ezmeye, kırsalı çökertmeye devam edecektir. Bu kriz, kapitalizmin tarımda yarattığı sistemsel çöküşün açık göstergesidir. Kamucu, planlamaya dayalı, üreticiyi ve işçiyi merkezine alan bir tarım politikası olmadan ne çiftçi kazanır, ne işçi doyurulur, ne de sofralar güvence altına alınır.