Okullarda Şiddet Artıyor: Eğitim Sen’den Sistematik Çürüme Uyarısı

Türkiye’nin dört bir yanından gelen şiddet, taciz ve istismar haberleri okullarda güvenliğin ortadan kalktığını ortaya koyarken, Eğitim Sen yaşananların münferit değil, yanlış politikaların ürünü olan yapısal bir kriz olduğunu vurguladı ve kapsamlı çözüm çağrısı yaptı.

Türkiye’de okullarda art arda yaşanan şiddet olayları, eğitim sisteminin derin bir krizle karşı karşıya olduğunu gözler önüne serdi. Eğitim Sen, son bir ayda Ankara, Bursa İnegöl, Manisa Salihli ve Turgutlu, Mersin Anamur, Samsun ve Şırnak Cizre’de yaşanan vakaları hatırlatarak, okulların artık “şiddetle anılan mekânlara” dönüştüğüne dikkat çekti.

Münferit Değil, Sistematik Bir Sorun

Eğitim Sen’e göre öğretmenlere, öğrencilere ve okul yöneticilerine yönelik saldırılar tesadüfi değil; eğitim politikalarının uzun süredir ürettiği bir sonuç. Mersin Anamur’da bir okul müdürünün öğrencisi tarafından silahlı saldırıya uğraması, Samsun’da öğretmenlerin veliler tarafından darp edilmesi, Bursa İnegöl’de bir müdürün öğrenciye uyguladığı şiddet ve Manisa Turgutlu’da otizmli bir öğrencinin okul yönetimi tarafından darp edilmesi, bu tabloyu ortaya koyan örnekler arasında yer aldı.

Şırnak Cizre’de bir müdür yardımcısının çok sayıda öğrenciyi istismar etmesine rağmen ilk aşamada serbest bırakılması ve ancak kamuoyu baskısıyla tutuklanması ise, denetim ve koruma mekanizmalarının yetersizliğini gözler önüne serdi.

Şiddet Sadece Fiziksel Değil

Sendika, şiddetin yalnızca fiziksel saldırılarla sınırlı kalmadığını vurguladı. Manisa Turgutlu’da bir taciz vakasını bildiren öğretmenin, okul yönetimi ve ilçe milli eğitim müdürlüğü eliyle sistematik mobbinge maruz bırakılması, şiddetin idari bir araç olarak da kullanıldığını gösteren çarpıcı bir örnek olarak değerlendirildi.

Bu tür vakaların basına yansıyan kısmının “buzdağının görünen yüzü” olduğu belirtilirken, benzer olayların ülke genelinde her gün yaşandığına dikkat çekildi.

Politikaların Payı Ve Toplumsal Arka Plan

Eğitim Sen, okullarda şiddetin artmasında Millî Eğitim Bakanlığı’nın öğretmeni itibarsızlaştıran, yalnızlaştıran ve sık sık öğrenci ile velilerle karşı karşıya getiren politikalarının belirleyici olduğunu savundu. Gelir adaletsizliği, gelecek kaygısı, bireysel silahlanmadaki artış ve medyada kullanılan şiddet dili de sorunu derinleştiren etkenler arasında sayıldı.

Sendikaya göre, şiddeti güvenlikçi önlemlerle ya da kolluk kuvvetleriyle bastırmaya çalışmak çözüm değil; asıl ihtiyaç uzun vadeli, bilimsel ve pedagojik temelli eğitim politikaları.

Eğitim Sen’in Çözüm Çağrısı

Eğitim Sen, şiddetin önlenmesi için her okulda somut bir “Krize Müdahale ve Eylem Planı” hazırlanması gerektiğini vurguladı. Rehberlik hizmetlerinin güçlendirilmesi, psikolojik danışman sayısının artırılması, veli ve öğrencilere yönelik eğitim programlarının yaygınlaştırılması öneriler arasında yer aldı.

Sendika, çocukların hem fail hem mağdur olabildiği bu sürecin psikolojik ve sosyolojik boyutlarıyla ele alınması gerektiğini belirterek, aile içi şiddeti önleyici mekanizmaların güçlendirilmesini ve risk altındaki çocuklara yönelik koruyucu önlemlerin artırılmasını talep etti.

Demokratik Ve Barışçıl Okul Vurgusu

Açıklamada, liyakatsiz atamalar, ÇEDES benzeri projeler ve MESEM uygulamalarıyla pedagojik yapının zedelendiği; çocuk işçiliğinin meşrulaştırıldığı bir ortamda okulların giderek güvensizleştiği ifade edildi. Eğitim Sen, çözümün baskı ve korku değil, katılımcı, dayanışmacı ve demokratik bir okul iklimi olduğunu vurguladı.

“Okullar baskı ve korku mekânları değil, bilim yuvaları olmalıdır” diyen sendika, şiddetin önlenmesinin yalnızca öğrencilerin değil, tüm eğitim emekçilerinin haklarının korunmasıyla mümkün olacağını kaydetti.

  • NHY / Eğitim Sen basın açıklaması