Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), 2023 yılında yayıncı kuruluşlara yönelik denetim faaliyetlerinin sonuçlarını açıkladı. Toplamda 625 ceza uygulayan RTÜK’ün bu cezaların mali karşılığı 81 milyon 901 bin TL olarak belirlendi. Bu rakamlar, RTÜK’ün medya üzerindeki denetim mekanizmasının sadece finansal bir boyutunu yansıtmakla kalmıyor, aynı zamanda ifade özgürlüğü ve basın üzerindeki etkilerini de gözler önüne seriyor.
Yayın kuruluşlarına uygulanan cezaların büyük bir kısmı, Halk TV, TELE1 ve Now TV gibi kanallara kesildi. Bu durum, RTÜK’ün denetim politikasının, özellikle hükümet ve sarayı eleştiren yayınları hedef aldığı yönünde eleştirilere neden oluyor. Bazı gözlemciler, RTÜK’ün uygulamalarını, toplumun genel ahlak ve manevi değerlerini koruma iddiasının ötesine geçerek, eleştirel sesleri susturma ve medyayı kontrol altına alma çabası olarak değerlendiriyor.
RTÜK’ün denetim politikasının, yasal düzenlemeler ve uluslararası ifade özgürlüğü standartları çerçevesinde ele alındığında, bazı endişe verici noktaları barındırdığı görülüyor. Örneğin, cezaların büyük bir kısmının “genel ahlak, manevi değerler ve ailenin korunması” ilkesi ihlali gerekçesiyle kesilmesi, bu tür geniş ve muğlak kriterlerin subjektif yorumlara açık olduğunu ve potansiyel olarak siyasi bir araç olarak kullanılabileceğini gösteriyor. Ayrıca, “siyasi partilerle ilgili tek yönlü veya taraf tutar nitelikte yayın yapılamaz” ilkesi kapsamında hiç ceza verilmemesi, RTÜK’ün tarafsızlığını sorgulayan başka bir konu olarak karşımıza çıkıyor.
RTÜK’ün denetim mekanizmasının, medya kuruluşlarının ifade özgürlüğünü kısıtladığı ve eleştirel yayıncılığı cezalandırdığı yönündeki eleştiriler, kurumun şeffaflığı ve hesap verebilirliği konusunda da soru işaretleri yaratıyor. Medya kuruluşlarına kesilen cezaların detayları ve gerekçeleri hakkında daha fazla bilgiye ihtiyaç duyuluyor. Bu, hem medya kuruluşlarının hem de kamuoyunun, RTÜK’ün kararlarının adil ve objektif kriterlere dayandığını anlaması için önemli.
RTÜK’ün 2023 yılı ceza bilançosu, medya üzerindeki denetimin sadece yasal bir zorunluluk olmadığını, aynı zamanda demokratik bir toplumun temel taşlarından biri olan ifade özgürlüğü ile doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor. Medya kuruluşlarının, hükümet politikalarını eleştirebilme ve farklı görüşleri ifade edebilme özgürlüğü, herhangi bir demokrasinin sağlıklı işleyişi için vazgeçilmezdir.
NHY, Deniz Çınar
- Grev Yasağı: İşçi Haklarının Çiğnenmesi ve Demokrasi Üzerindeki Etkileri - 16 Aralık 2024
- Erdal Eren’: 12 Eylül Faşizminin Gölgesinde Bir Kuşağın Kaybı - 13 Aralık 2024
- Rusya ve Putin Suriye’de Kaybedenler Listesinde mi? - 11 Aralık 2024