Türkiye, işsizlik sorunuyla karşı karşıya. DİSK Araştırma Merkezi’nin (DİSK-AR) “İşsizlik ve İstihdamın Görünümü” raporu, ülkenin işsizlik krizini vahim bir şekilde gözler önüne seriyor. Rapora göre, mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı Ocak 2024’te 10 milyon 453 bin kişiye yükseldi. Bu rakam, bir önceki aya göre 212 bin, bir önceki yıla göre ise 2 milyon 155 bin kişi artış gösteriyor. Bu, Türkiye’nin işsizlik açmazında ne kadar derinleştiğinin bir göstergesi.
Geniş tanımlı işsizlik kavramı, dar tanımlı işsizliğe ek olarak, iş aramaktan umudunu kesmiş, eksik istihdamda olan ve potansiyel işgücünde yer alan kişileri de içerir. Bu nedenle, dar tanımlı işsizlik oranının yanı sıra geniş tanımlı işsizlik oranı da önemli bir gösterge olarak değerlendirilmelidir.
Raporda dikkat çeken bir diğer nokta ise kadın işsizlik oranının yüzde 33,8’e ulaşmasıdır. Bu, kadınların işgücü piyasasında karşılaştığı zorlukları ve cinsiyet eşitsizliğini vurgulamaktadır. Ayrıca, eksik istihdamda olanların sayısının 1 milyon 845 bin kişiye yükselmesi ve potansiyel işgücüne dahil olanların sayısının 65,6 milyon kişiye ulaşması da endişe vericidir.
DİSK, raporda yer alan bulguları temel alarak, işsizlik krizinin çözümü için acil adımların atılması gerektiğini vurguluyor. Asgari ücretin insanca yaşayacak bir düzeye yükseltilmesi, kamu yatırımlarının artırılması, esnek çalışma biçimlerinin sınırlandırılması ve kayıt dışı istihdamın önlenmesi gibi öneriler, işsizlikle mücadelede alınabilecek önlemler arasında yer alıyor.
Sonuç olarak, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu işsizlik krizinin ciddiyeti ortadadır. Bu krizin çözümü için, hem kamu hem de özel sektörün iş birliği içinde etkili politikalar geliştirmesi ve uygulaması gerekmektedir. Aksi takdirde, işsizlik krizi ülkenin sosyal ve ekonomik istikrarını daha da tehlikeye atabilir.
NHY/ DİSK
- Türkiye’nin Emekli Maaşları: Uluslararası Endekslerdeki Düşüş - 11 Mart 2025
- Karl Marx ve Hannover: Düşünürün Unutulmaz Ziyareti - 11 Mart 2025
- Faiz Politikası ve Türkiye Ekonomisi: Yapısal Reformların Zorunluluğu - 11 Mart 2025