Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) ve çocuk ölümlerini protesto ettikleri gerekçesiyle 23 gündür tutuklu bulunan Türkiye İşçi Partili 16 genç, “ölçülülük” ve “delillerin toplanmış olması” gerekçeleriyle yurt dışı çıkış yasağı şartıyla serbest bırakıldı; karar, protesto hakkı ve tutuklamanın istisnailiği tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Protestodan Tutuklamaya Uzanan Süreç
Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi 17 genç, 2 Aralık’ta Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in de katıldığı “Türkiye Yüzyılı Mesleki ve Teknik Eğitim Zirvesi”nin düzenlendiği İstanbul Yenibosna’daki bir otelde MESEM uygulamalarını ve çocuk işçi ölümlerini protesto etti. Eylemin ardından gözaltına alınan gençlerden 16’sı Bakırköy Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklanırken, bir kişi serbest bırakıldı.
Hakimlik, tutuklama kararında “görevi yaptırmamak için direnme ve mala zarar verme” suçlamalarına atıf yaparak, “kuvvetli suç şüphesi” ve “tutuklamanın ölçülü ve orantılı olduğu” değerlendirmesinde bulundu.
Suçlamalar Değişti, Tutukluluk Sürdü
Tutuklu gençler hakkında daha sonra “görevi yaptırmamak için direnme” ve “basit yaralama” suçlamalarıyla dava açıldı. Süreç boyunca muhalefet partileri ve insan hakları savunucuları, barışçıl bir protestonun tutuklama ile karşılanmasının ifade özgürlüğü ve toplantı hakkı açısından ciddi bir sorun oluşturduğunu savundu.
Özellikle çocuk işçiliği ve MESEM programları üzerinden yükselen toplumsal eleştirilerin kriminalize edilmesi, yargının siyasal alanla ilişkisine dair eleştirileri de beraberinde getirdi.
Mahkemeden “Adli Kontrol Yeterli” Değerlendirmesi
Bakırköy 33. Asliye Ceza Mahkemesi, davanın ilk duruşması için 26 Haziran tarihini belirlerken, tensip kararıyla tutuklu 16 gencin tahliyesine hükmetti. Mahkeme, tahliye gerekçesinde atılı suçların alt ve üst sınırlarını, delillerin büyük ölçüde toplanmış olmasını ve bu aşamada adli kontrol tedbirinin yeterli olacağını vurguladı.
Karar doğrultusunda gençler, yurt dışı çıkış yasağı şeklinde adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
- NHY / DW Türkçe











