Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin grup toplantısını Fetih Suresi ile açması ve iktidarın Suriye üzerinden yürüttüğü siyasi söylem, kamuoyunda tartışmalara yol açtı. Mehmet Y. Yılmaz, T24’te yayımladığı köşe yazısında, bu hamasetin ekonomik zorluklar karşısında ne kadar etkili bir illüzyon yaratabileceğini sorguladı.
Ekonomik Gerçekliklere Karşı “Fetih” Söylemi
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın grup toplantısını Arapça bir sureyle açarak yaptığı konuşma, Yılmaz’a göre geniş kitleler üzerinde dini ve milli duygulara hitap eden bir etki yaratmayı amaçlıyor. Ancak, açıklanan düşük asgari ücretle hayal kırıklığı yaşayan halkın bu hamasete ne kadar ikna olabileceği belirsiz.
İktidarın küçük ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de benzer bir söylemle İsrail’i hedef alarak “Kudüs’ün fethi” vurgusu yapması, bu stratejinin ortak bir propaganda çabası olduğuna işaret ediyor. Bahçeli’nin “Şam güvendeyse Kudüs de güvendedir” açıklaması, iktidarın Suriye’de Esad’ın devrilmesi senaryosunu “fetih” havasında sunmaya hazırlandığını gösteriyor.
Yılmaz, yazısında iktidarın bu tür siyasi manevralarla ekonomik sıkıntıları unutturma çabasında olduğuna dikkat çekiyor. Ancak bu söylemin ne kadar etkili olacağı, önümüzdeki günlerde yapılacak kamuoyu araştırmalarıyla netleşecek. Erdoğan yönetiminin ekonomik beceriksizliklerini örtmek için din ve milliyetçilik kartını oynaması, kamuoyunda ne ölçüde karşılık bulacak, bu bir soru işareti.
Erdoğan’ın “Kul Hakkı” Vurgusu
Yazısında Erdoğan’ın, “Rabbimizin huzuruna alnımız ak çıkmak” şeklindeki açıklamasına da değinen Yılmaz, Cumhurbaşkanı’nın vicdan ve merhamet konularında kendisini gözden geçirmesi gerektiğini ifade etti. Hapisteki siyasi tutuklular ve işten atılan gazeteciler başta olmak üzere birçok insanın yaşadığı mağduriyetin, Erdoğan’ın “kul hakkı” arzusuyla çeliştiğini belirtti.
Osman Kavala, Can Atalay ve benzeri isimlerin haksız yere hapiste tutulduğunu söyleyen Yılmaz, geçmişte Fetullahçı yapılanmanın ihlalleri nedeniyle mağdur olanların sayısız örneğine dikkat çekti. Erdoğan’ın bu mağduriyetleri gidermek için harekete geçmesi gerektiğini vurguladı.
Mehmet Y. Yılmaz, yazısında Türkiye’nin ekonomik ve siyasi gerçekleriyle iktidarın hamaset siyaseti arasındaki çelişkilere ışık tutuyor. Kudüs ve Şam üzerinden yürütülen söylemin halk nezdinde ekonomik sıkıntıları unutturmaya yetip yetmeyeceği, önümüzdeki süreçte daha net görülecek. Ancak Yılmaz’a göre, Cumhurbaşkanı’nın asıl yapması gereken, ülkenin içinde bulunduğu mağduriyetleri gidermek ve vicdani bir hesaplaşmaya yönelmek.
- Trump’tan Musk’a “Neredesin?” Mesajı: Yanlışlıkla Kamuya Açık Paylaşıldı! - 28 Aralık 2024
- CHP’li Bağcıoğlu’na ‘Teğmenler’ Soruşturması Başlatıldı - 28 Aralık 2024
- CHP’li Yavuzyılmaz: AKP Elektriğe %140 Zam Hazırlığında - 28 Aralık 2024