Latin Amerika ve Karayipler’de açlık sorunu artıyor

Latin Amerika ve Karayipler, zengin doğal kaynaklara sahip olmasına rağmen, ciddi sosyoekonomik sorunlarla mücadele eden bir bölge. Gelir adaletsizliği, yoksulluk, enflasyon, düşük alım gücü gibi faktörler, bölge halkının gıdaya erişimini zorlaştırıyor. Birleşmiş Milletler’in (BM) son raporuna göre, bölgede bir yıl içinde hiç yemek yemeden en az birkaç gün geçirmek zorunda kalan kişi sayısı 43 milyon 200 bin civarında. Bu rakam, pandemi öncesi ile kıyaslandığında yaklaşık 6 milyon fazla.

BM’nin 2023 Gıda Güvenliği ve Beslenme Görünümü raporu, bölgedeki açlık sorununun boyutlarını gözler önüne seriyor. Yaklaşık 660 milyon nüfusa sahip bölgede, ciddi açlık sorunu yaşayanların tüm nüfusa oranı yüzde 6,5. Gıdaya erişimde zorluklar yaşayanların oranı ise yüzde 37,5’e yani 248 milyon kişiye denk geliyor. Karayipler’de bu oran yüzde 60,6’ya kadar çıkarken, dünya ortalaması ise yüzde 29,6.

Bölgedeki gıdaya erişim sorunu, yetersiz ve/veya kötü beslenmeye bağlı sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor. Rapora göre, 2021 yılında 2,8 milyon Latin Amerikalı’nın yaşamını yitirmesine yol açan aşırı kilo ve obezite sorunu, son elli yılda üç katına ulaşarak yüzde 62,5’e ulaştı. Ayrıca, gıdaya erişim sorunu yaşayanların çoğunun kadınlar olduğu da belirtildi. Latin Amerika, kişi başına günde 4,08 dolarla sağlıklı beslenmenin en pahalı olduğu bölge olmasıyla da dikkat çekiyor.

Latin Amerika’nın Gıda Üretimi ve Dağılımındaki Sorunlar

Peki, Latin Amerika neden gıdaya erişim sorunu yaşıyor? Tarım ve hayvancılık uzmanı Rodrigo Agudo’ya göre, bunun arkasında ekonomik, sosyal ve siyasi koşullar ve eşitsizlikler yatıyor. Agudo, VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “Latin Amerika, dünya nüfusunun yüzde 8’ini oluşturmasına rağmen dünya gıda üretiminin yüzde 16’sını karşılıyor. Bölge ihtiyacının iki katına yetecek gıda üretiyor. Ancak bu gıdaların dağılımında ciddi sorunlar var” dedi.

Agudo’ya göre, bölgedeki gıda üretimi ve dağılımındaki sorunların başlıca nedenleri şöyle:

– Tarım sektörünün küçük ölçekli üreticilerden oluşması ve bunların teknolojiye erişim eksikliği
– Tarım arazilerinin büyük ölçüde tek tip ürünlere (soya fasulyesi, mısır vb.) ayrılması ve biyoçeşitliliğin azalması
– Tarım arazilerinin büyük ölçüde uluslararası şirketlere ait olması ve yerel halkın toprak haklarının ihlal edilmesi
– Tarım ürünlerinin büyük bir kısmının ihraç edilmesi ve yerel pazarlara ulaşamaması
– Tarım ürünlerinin fiyatlarının uluslararası piyasalara bağlı olması ve dalgalanmalar yaşanması
– Tarım ürünlerinin taşınması ve depolanmasında altyapı eksikliği ve kayıplar yaşanması
– Tarım ürünlerine uygulanan yüksek vergiler ve gümrük engelleri
– Tarım ürünlerinin tüketiminde kültürel ve beslenme alışkanlıklarının değişmesi

Bu sorunların çözümü için Agudo, bölge ülkelerinin tarım politikalarını gözden geçirmesi, küçük ölçekli üreticilere destek vermesi, gıda güvenliği ve egemenliği için işbirliği yapması gerektiğini söylüyor. Agudo, “Latin Amerika, gıdaya erişim sorununu çözmek için kendi kaynaklarını kullanabilir. Bunu yapmak için siyasi irade, sosyal adalet ve dayanışma gerekiyor” diyor.