Dünyanın önde gelen bilim insanları, küresel tehditlerin artması nedeniyle Kıyamet Günü Saati’ni gece yarısına 89 saniye kala olarak güncelledi. Bu, insanlığın varoluşsal sona en yakın olduğu anı temsil ediyor.
Neden 89 Saniye?
Bulletin of the Atomic Scientists (Atom Bilim İnsanları Bülteni) tarafından 1947’den bu yana sembolik olarak güncellenen Kıyamet Günü Saati (Doomsday Clock), insanlığın kendini yok etme riskini ölçen bilimsel bir gösterge olarak kabul ediliyor.
Chicago Üniversitesi bünyesindeki Bilim ve Güvenlik Kurulu Başkanı Daniel Holz, yaptığı açıklamada “İnsanlık, varoluşsal riskler konusunda yeterli ilerleme kaydetmedi. Bu nedenle saati ileri alıyoruz” dedi.
Uzmanlara göre, Rusya-Ukrayna savaşı, İsrail’in Gazze’yi işgali, Kongo ve Sudan’daki çatışmalar, küresel istikrarsızlığın artmasına neden oldu. Özellikle Gazze’de devam eden saldırılar, 21. yüzyılın en yüksek günlük ölüm oranına sahip savaşlarından biri olarak kayıtlara geçti.
İklim Krizi ve Küresel Tehditler
2023 ve 2024 yılları, tarihte kaydedilen en sıcak yıllar olarak öne çıkarken, iklim değişikliği de insanlığı tehdit eden en büyük unsurlardan biri olmaya devam ediyor.
Bilim insanları, artan orman yangınları, seller, kasırgalar ve kuraklıklar nedeniyle hükümetlerin yeterli önlemleri almadığını belirtiyor. COP29 İklim Zirvesi’nin beklentileri karşılayamaması ve ABD’nin Paris İklim Anlaşması’ndan çekilme planları da iklim krizine yönelik endişeleri artırıyor.
Yanlış Bilgi, Biyolojik ve Siber Tehditler
Bülten ayrıca yanlış bilgi yayılımı, biyolojik silah kullanımı riskleri, pandemilere karşı yetersiz hazırlık ve siber güvenlik tehditleri gibi unsurların insanlığın geleceğini tehdit ettiğini vurguluyor.
Özellikle nükleer silahları azaltma anlaşmalarının sona ermesi ve dünyadaki birçok ülkede insan haklarının gerilemesi, küresel istikrarsızlığın önemli nedenlerinden biri olarak görülüyor.
Bilim İnsanları: ‘Çözüm Hâlâ Mümkün’
Her ne kadar Kıyamet Günü Saati insanlığın kırılganlığını ve tehlikeli gidişatını gösterse de uzmanlar, diplomasi, sürdürülebilir politikalar ve bilimsel çözümlerle felaketin önüne geçilebileceğini belirtiyor. Ancak bunun için dünya liderlerinin acil ve cesur adımlar atması gerektiği vurgulanıyor.
- Huawei’nin Geri Dönüşü: ABD-Çin Teknoloji Savaşında Yeni Bir Dönem - 7 Şubat 2025
- Ekrem İmamoğlu’ndan Erdoğan’a Sert Yanıt: Gazze Eleştirisi - 7 Şubat 2025
- Gazeteci Öznur Değer’in Tutuklanması ve Medyada Yansımaları - 7 Şubat 2025