Kazak Modeli, Türkiye’nin Rol Modeli Mİ?

“Kazakistan parlamentosu, cumhurbaşkanının bazı yetkilerinin parlamento ve hükümete devredilmesini öngören anayasal reformlarını kabul etti.”

Kazakistan’dan gelen haber öyle.

Bizde ise bunun tersi yaşanıyor. Hani hep deriz “dünya nereye gitse biz tersine gideriz” diye.

Soveyetler Birliği dağıldıktan sonra Kazakistan Rusya’dan sonra en önemli cumhuriyetlerden biri, Nursultan Nazarbayev’de bu cumhuriyetin en etkin politikacılarından biriydi. Ülkeyi kendi denetiminde tutmak, başkanlığını garantilemek için bütün yetkileri kendi elinde tutmayı yeğledi.

Bu sayede değişmez lider olarak kalmayı başardı. 26 yıl aralıksız başkan olarak kalmayı başardı. Ancak şimdi elindeki yetkiler fazla gelmiş olacak ki, bunlardan 35’ini parlamentoya devrediyor.

Türk tipi mi dersiniz Kazak tipi mi bilmem. Ama bu kimi görevlerin parlamentoya devredilmesi pratik olarak pek bir anlam ifade etmiyor. Nazarbeyev’in gücü bu devirle pek sınırlanmış sayılmıyor.

Geçerli anayasaya göre, tüm kabine üyeleri cumhurbaşkanı tarafından seçiliyor. Çoğunluğu Nazarbayev’in Nur Otan partisinin oluşturduğu parlamentoda, güçlü bir muhalefet partisi de bulunmuyor. Zaten sistem buna izin de vermiyor. Partili Cumhurbaşkanlığına iyi bir örnek olan Kazak Başkanlık sistemi Türkiye’nin Anayasa değişikliğiyle nereye doğru gittiğini de göstermiş oluyor.

Cumhurbaşkanını Nazarbayev’in karşıtları, reform paketinin demokratik bir ilerleme değil, sadece Nazarbayev’in görevi oğluna devretmek için yaptığı bir hazırlık olduğu eleştirisinde bulunuyor.

Yönetimin verimliğini artırmak adı altında Nazarbayev Ocak ayında, cumhurbaşkanının bazı yetkilerini parlamento ve hükümete devretmesini öngören anayasa değişikliğinin tartışılmaya açılması kararı almış, kendisi içinde dış siyaset, ulusal güvenlik ve stratejik konulara odaklanacağını belirtmişti.

1991’den bu yana başkanlık koltuğunda oturan Nazarbayev geçmişte demokrasinin “uzun vadeli bir hedef” olduğunu söylemişti.

Orta Asya’nın en büyük ekonomisine sahip olan Kazakistan’da, 2007 yılında yapılan anayasa değişikliği ile devlet başkanlığı seçimleri yedi yıldan beş yıla indirilmişti.

Funda YILDIRAN