İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “casusluk” soruşturması gerekçesiyle TELE1’e kayyum atanması, Türkiye’de medya üzerindeki baskıların geldiği noktayı bir kez daha gözler önüne serdi. Siyasi parti liderleri, “çanak antenleri kırılan bir gelenekten geldiğimiz için bu karanlığı tanıyoruz” diyerek dayanışma çağrısı yaptı.
Haber: Oktay YILDIRIM – Kamera: Umut Emre GÖKBULUT / ANKA
Yeniden derleyen: Nokta Haber Yorum
“Çanak antenleri kırılan bir gelenekten geliyoruz”
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, TELE1’e kayyum atanmasına tepki göstererek, geçmişte benzer baskılardan geçen kesimlerin bugün yaşananları çok iyi bildiğini söyledi.
“Geçmişte kayyumu yaşayan, damlarındaki çanak antenleri kırılan bir gelenekten geldiğimiz için bu durumun ne olduğunu, ne anlam ifade ettiğini çok iyi biliyoruz,” diyen Bakırhan, “Bugün TELE1’e atanan kayyum karşısında da, uygulanan antidemokratik uygulamalara karşı dayanışma içinde olacağız” ifadelerini kullandı.
Bakırhan, basının susturulmasının demokratik değerlerin tümüyle yok sayılması anlamına geldiğini belirterek, Türkiye’de “demokrasinin kırıntısının dahi kalmadığını” söyledi.
“Casuslukla suçlamak, haberciliği cezalandırmaktır”
Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan ise TELE1’e yönelik kayyum kararının, toplumun susturulması sürecinin bir parçası olduğunu söyledi:
“Bizi buna alıştırmaya çalışıyorlar. Önce kapatıp tutuklayıp sonra suç delillerini üretiyorlar. TELE1’e kayyum atamak, haberciliği suç haline getirmektir. Şiddetle kınıyoruz.”
TÖP Sözcüler Kurulu Üyesi Juliana Gözen de “özgür basının ve halkın haber alma hakkının hedefte olduğunu” belirterek TELE1 çalışanlarıyla dayanışma içinde olduklarını dile getirdi.
“Yalanın imparatorluğu, gerçeğe yenilecek”
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, iktidarın medyanın yüzde 98’ini kontrol altına aldığını vurguladı ve TELE1 gibi halktan yana kanalların hedef alınmasının tesadüf olmadığını söyledi:
“Milyonlarca liranızla, tankınızla, TOMA’nızla gelseniz de bir gerçeğe yenileceksiniz. Halktan daha büyük bir gerçek yok. Bu saldırılar, hakikatin gücünü susturamayacak.”
Baş, süreci “zor ama umutlu bir dönemin eşiği” olarak tanımladı:
“Haklılar, doğrular, gerçeği savunanlar mutlaka kazanacak.”
“Goebbels misali yalan siyaseti”
Dayanışma ziyaretine katılan CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, TELE1’e yönelik suçlamaları “Goebbels misali büyük bir yalan siyaseti” olarak nitelendirdi:
“Merdan Yanardağ’dan casus çıkmaz. O, bu ülkenin özgür basın geleneğini temsil eden bir gazetecidir. TELE1, halktan beslenen, mazlumların sesi olan bir televizyon kanalıdır.”
Tezcan, iktidarın medya üzerindeki baskılarının sadece gazetecileri değil, toplumun tamamını “bilgi alma hakkından mahrum bıraktığını” vurguladı.
Bir gelenekten diğerine: Susturulan seslerin tarihi
TELE1’e kayyum atanması, geçmişte Özgür Gündem, Hayatın Sesi, İMC TV ve TV10 gibi muhalif kanalların kapatılmasıyla başlayan uzun bir sessizleştirme zincirinin son halkası olarak görülüyor.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan’ın “çanak antenleri kırılan bir gelenekten geliyoruz” sözü, 1990’larda Kürt illerinde halkın uydu antenlerinin polis tarafından söküldüğü dönemleri hatırlatıyor.
Bugün yaşananlar, o tarihlerde başlayan “görülmemesi, duyulmaması, bilinmemesi istenenler” politikasının yeni bir biçimi olarak okunuyor.
Gerçek, yeniden karartılıyor
TELE1’e kayyum atanması sadece bir kanalın değil, kamusal hakikatin alanının da daraltılması anlamına geliyor. Türkiye’de basın özgürlüğü bir kez daha “milli güvenlik” kılıfı altında askıya alınırken, gazetecilik faaliyetleri kriminalize ediliyor.
Bugün TELE1’in kapısında yükselen dayanışma çağrısı, sadece bir televizyonun değil, hakikatin sesi olma mücadelesinin devam ettiğini gösteriyor.
- NHY / ANKA Haber Ajansı, DEM Parti, TİP, EHP, EMEP ve CHP açıklamaları
- Ateşkesin Küllerinden Yeni Bir Saldırı: Netanyahu Gazze’ye “Güçlü Vuruş” Emri Verdi - 28 Ekim 2025
- “Casusluk” Soruşturmasının Gölgesinde Eski Toplantı: AKP’li Bakanlarla Londra’da ‘Yükselen Türkiye’ Buluşması - 28 Ekim 2025
- KESK, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun Zam Kararını Danıştay’a Taşıdı: “Yoksulluk Yaratmak Hukuka Aykırıdır” - 28 Ekim 2025












