Katliamlar Afgan savaşının gerçek yüzü oldu

ABD başkanı Joe Biden uzun yıllardır süren bir yalanın sonuna geldiğini dünyaya duyurdu. ABD politikalarını haklı çıkarmak isteyen Başbakan, Afganistan’a yönelik acımasız savaşın Afganistan’daki terör örgütleri ile mücadele olduğunu söyleyerek, George Bush ve Tony Blair’in “terörle savaş” yalanına sarıldı.

ABD Başkanı ne derse desin Afganistan’da sürmekte olan savaştan Afgan halkı büyük acılar yaşayarak doğrudan etkilendi.

İngiliz, ABD ve ittifakı diğer bütün emperyalist savaşlarda olduğu gibi zulüm ve işkence olarak yaşandı.

Afgan sivilleri güpegündüz hedef oldu, gece evler basıldı ve “şüpheli” Taliban, El-Kaide savaşçılarına korkunç işkenceler yapıldı.

ABD Askerleri, Haziran 2009’dan Haziran 2010’a kadar Maywand Bölgesinde art arda cinayetler işledi. Öldürülen kurbanlarla askerler fotoğraflar çektirdi, ceset parçalarından koleksiyonlar yapılarak saklandı.

ABD askerleri, babasının çiftliğinde çalışan 15 yaşındaki Gul Mudin adlı bir çocuğu öldürdü.

Vurarak öldürüldükten sonra çırılçıplak soyarak askerler onunla fotoğraflar çektirdi. 22 yaşındaki Marach Aghar’ı öldürenler kafatasının bir parçasını da birlikte aldılar.

Mart 2012’deki Kandahar katliamında, ABD askerleri bilerek 16 sivili katlederken, altı kişiyi de yaraladılar. Buradaki kurbanlardan dokuzu çocuktu…

Wech Baghtu ABD hava saldırısı bir düğünde 37 sivilin ölümüne ve 27 kişinin yaralanmasına neden oldu.

ABD askerleri ayrıca Afgan savaş baronlarını yolsuzluk, cinayet, işkence ve tecavüz geçmişlerine aldırmadan desteklediler.

Afganistan’da öldürülen sivillerin sayısı hep saklandı, gerçek sayının ne olduğu hala bilinmiyor.

ABD, işlediği bütün cinayetleri haklı göstermek için öldürülenlerin El Kaide üyesi olduğunu iddia etti.

ABD’nin Bagram hava üssü, işgalin son günlerine gelindiğinde bile 5.000 kişi için işkence ve istismarla dolu bir hapishaneydi.

Kurbanların çoğu, ciddi hiç bir kanıt olmadan tutuklanan, işkence görenler Taliban savaşçısı veya savaşçı olacağından “şüphelenilen” sivillerdi. Dr. Aafia Siddiqui üç küçük çocuğuyla birlikte yedi yıl boyunca hava üssünde tutuklu tutuldu.

İngiltere de bu katliam ve işkencelerden en az ABD kadar sorumluydu. 2012’de dört çocuğun özel kuvvetler tarafından öldürüldüğü ortaya çıkınca büyük şaşkınlık yaşandı.

Ve İngiltere Camp Bastion’da esirlerin süresiz olarak suçsuz yere tutulduğu bir hapishane düzenledi.

Taliban’ın acımasızlığından söz edildiği kadar sözü edilmedi bu katliamların. NATO’nun Afganistan’da yaptığı zulüm hiç bir zaman Taliban’ın yaptığı kadar batılı basın yayın organlarında haberleştirilmedi. Aynı şekilde “Afgan kadınlar ne olacak” diyerek sözüm ona kadın haklarından söz edenler, ABD askerlerinin evlerine bomba yağdırdığı, çocuklarını öldürdüğü kadınlardan söz etmedi…

Taliban’ı var eden emperyalist savaş ve işgallerdir. Emperyalistler kendi canavarını yaratarak ona yenildiler…

Nokta Haber Yorum