İspanya’da Pazar günü yapılacak seçimlerde aşırı sağ koalisyonun iktidara gelmesi bekleniyor. Bu seçimler, ülkenin siyasi, ekonomik ve sosyal geleceği için büyük önem taşıyor. Bu yazıda, seçimlerin neden önemli olduğunu, hangi partilerin yarıştığını ve seçim sonuçlarının olası etkilerini inceleyeceğiz.
Seçimlerin önemi
İspanya, Avrupa Birliği’nin (AB) en büyük dördüncü ekonomisi ve nüfusu olan bir ülke. Aynı zamanda AB’nin dönem başkanlığını yürütüyor. Bu nedenle, İspanya’daki siyasi gelişmeler, AB’nin bütünlüğü, dayanışması ve politikaları üzerinde etkili olabilir.
İspanya’da son yıllarda siyasi istikrarsızlık yaşanıyor. 2015’ten bu yana dört genel seçim yapıldı. Hiçbir parti tek başına iktidar olacak çoğunluğu sağlayamadı. Bu da çeşitli koalisyon denemelerine ve hükümet krizlerine yol açtı.
İspanya’nın en büyük sorunlarından biri de Katalonya ve Bask bölgelerinin bağımsızlık talepleri. Bu talepler, ülkenin toprak bütünlüğünü ve anayasal düzenini tehdit ediyor. Ayrılıkçı partiler, merkezi hükümete karşı bölgesel referandumlar düzenlediler. Bu referandumlar hem yasal hem de şiddetli çatışmalara neden oldu.
İspanya ayrıca koronavirüs salgınından da ciddi şekilde etkilendi. Salgın, ülkenin sağlık sistemi, turizm sektörü ve istihdam piyasası üzerinde büyük bir baskı yarattı. Hükümet, salgınla mücadele etmek için sıkı kısıtlamalar uyguladı; ancak bunlar hem ekonomik hem de sosyal maliyetlere yol açtı.
Seçime katılan partiler
İspanya’da seçime katılan partiler genel olarak sol, merkez ve sağ olarak üç gruba ayrılabilir.
Sol grubu, şu an iktidarda olan Sosyalist Parti (PSOE) ve aşırı sol Unidas Podemos (UP) partileri oluşturuyor. Bu iki parti, 2020 yılında bir koalisyon hükümeti kurmuştu. Ancak aralarındaki anlaşmazlıklar nedeniyle hükümet işlevsiz hale geldi. PSOE lideri ve Başbakan Pedro Sanchez, Mayıs ayında yerel seçimlerde aldığı yenilginin ardından erken genel seçim kararı aldı.
PSOE ve UP, seçime Sumar platformu adı altında giriyorlar. Bu platform, Katalonya ve Bask bölgelerinin bağımsızlık yanlısı partileriyle de işbirliği yapıyor. PSOE ve UP’nin ortak programında sosyal adalet, yeşil dönüşüm, dijitalleşme, kadın hakları, ötenazi, trans hakları, kürtaj ve hayvan hakları gibi konular yer alıyor.
Merkez grubu ise liberal Ciudadanos (C’s) partisi temsil ediyor. C’s partisi, 2015’te İspanya siyasetine girdiğinde büyük bir başarı elde etmişti. Ancak sonraki seçimlerde oy kaybetti ve önemsizleşti. C’s partisi, hem sol hem de sağ partilerle koalisyon yapabileceğini söylüyor. C’s partisinin programında vergi reformu, eğitim reformu, AB entegrasyonu ve Katalonya sorununun anayasal yollarla çözülmesi gibi konular bulunuyor.
Sağ grubu ise Halk Partisi (PP), aşırı sağ Vox ve yeni kurulan İspanya’nın Sesi (ES) partileri oluşturuyor. Bu üç parti, seçime birlikte giriyorlar. PP lideri Alberto Nunez Feijoo, seçimlerin favorisi olarak görülüyor. Ancak tek başına iktidar olması için yeterli koltuğu elde edemeyeceği için Vox ile koalisyon kurması bekleniyor.
PP, Vox ve ES’in ortak programında ekonomik kalkınma, istihdam yaratma, vergi indirimi, güvenlik, göç kontrolü, Katalonya sorununun sert bir şekilde ele alınması ve hükümetin yeşil politikalarına karşı çıkılması gibi konular yer alıyor.
Seçim sonuçlarının olası etkileri
Seçim sonuçları, İspanya’nın siyasi, ekonomik ve sosyal geleceği üzerinde büyük bir etkiye sahip olacak. Anketlere göre, sağ koalisyonun iktidara gelmesi en olası senaryo olarak görülüyor. Bu durumda, şu olası etkiler ortaya çıkabilir:
Sağ koalisyon, hükümetin yeşil politikalarına darbe vurabileceği gibi sosyal konularda da daha muhafazakar bir tavır takınabilir. Bu da İspanya’nın AB ile uyumunu zorlaştırabilir. Katalonya ve Bask bölgelerinin bağımsızlık taleplerine daha sert bir şekilde karşılık verebilir. Bu da bölgesel gerilimleri artırabilir ve şiddetli çatışmalara yol açabilir.
Ekonomik kalkınma ve istihdam yaratma vaatleriyle seçmenleri cezbetmeye çalışabilir. Ancak bunun için salgınla mücadelede gevşeme yapması ve bütçe disiplinini bozması gerekebilir. Bu da İspanya’nın AB ile uyumunu zorlaştırabilir. Göç kontrolü konusunda daha katı bir politika izleyebilir. Bu da İspanya’nın insan haklarına saygılı bir ülke olarak imajını zedeleyebilir.
Öte yandan, sol koalisyonun iktidara gelmesi daha az olası bir senaryo olarak görülüyor. Ancak bu durumda da şu olası etkiler ortaya çıkabilir:
Sol koalisyon, sosyal adalet, yeşil dönüşüm, dijitalleşme gibi konularda ilerici politikalar izleyebilir. Bu da İspanya’nın AB ile uyumunu kolaylaştırabilir. Katalonya ve Bask bölgelerinin bağımsızlık taleplerine daha ılımlı bir şekilde yaklaşabilir. Bu da bölgesel diyalogu artırabilir ve anayasal reform sürecini başlatabilir.
Sol koalisyon salgınla mücadelede daha dikkatli ve bilimsel bir yaklaşım sergileyebilir. Bu da İspanya’nın sağlık sistemi ve toplum sağlığı için faydalı olabilir. Diğer yandan insan haklarına saygılı bir göç politikası izleyebilir.
Sonuç olarak, İspanya’da Pazar günü yapılacak seçimler ülkenin siyasi, ekonomik ve sosyal geleceği için büyük önem taşıyor. Seçmenlerin tercihleri, ülkenin AB ile ilişkilerini, bölgesel sorunlarını, salgınla mücadelesini ve insan haklarını etkileyecek.
NHY/ BBC Türkçe, Euronews, Reuters
- Talihsiz Anjel Hala ve Edirne Kuşatması Günleri - 29 Ocak 2025
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024