Kamuoyu araÅŸtırmalarına göre Arap ülkeleri ve Ä°slam’ın baskın olduÄŸu diÄŸer ülkelerde dinden uzaklaÅŸanların sayısı, ayrıca din ve devletin birbirinden ayrılmasını isteyenlerin sayısı artıyor. Peki, neden?
Resmi rakamlara göre Yemen ile Fas arasındaki bölgede yaÅŸayan insanların büyük çoÄŸunluÄŸu Ä°slam inancına sahip. Farklı din ve mezheplerin yaÅŸadığı Lübnan’da Müslümanların toplam nüfustaki oranı yüzde 60 civarında. Ãœrdün, Suudi Arabistan ve Arap dünyasındaki birçok ülkede ise nüfusun yüzde 100’e yakınının Müslüman olduÄŸu söylenebilir. Bölgede çoÄŸu otoriter hükümet de oluÅŸturulan dini yapılarla dini yaÅŸamı, medyayı ve okul müfredatını kontrolü altında tutmaya çalışıyor.
Ancak yapılan yeni kamuoyu araÅŸtırmaları Arap dünyasında ve Ä°slam’ın etkili olduÄŸu ülkelerde sekülerleÅŸme eÄŸiliminin giderek arttığını ortaya koyuyor. Bu ülkelerde din ile siyasetin birbirinden ayrılması için reform talepleri de giderek daha yüksek sesle dile getiriliyor.
Lübnan ve Ä°ran’daki durum
Bu trendi gösteren araÅŸtırmalardan biri ABD’li Princeton ve Michigan üniversitelerinin ortak araÅŸtırma ağı Arap Barometresi. Arap Barometresi adlı kamuoyu araÅŸtırması çerçevesinde Lübnan’da 25 bin kiÅŸiye dini eÄŸilimleri soruldu. Elde edilen sonuçta ise geçen 10 yıl içinde kendini dindar olarak tanımlayan kiÅŸilerin oranının yüzde 43’e gerilediÄŸi tespit edildi.
Hollanda merkezli Utrecht Ãœniversitesi’nin Ä°ranlılarla yaptığı araÅŸtırmada da benzer bulgulara ulaşıldı. Ãœniversiteye baÄŸlı Ä°ran’daki Davranışları Analiz ve Ölçme Grubu’nun (GAMAAN) 40 bin kiÅŸiye ulaÅŸarak yaptığı araÅŸtırmaya göre, kendisine soru yöneltilenlerden yüzde 47’si kendini dindar olarak tanımlamadı.
Utrecht Ãœniversitesi Ä°lahiyat Fakültesi Öğretim Ãœyesi ve araÅŸtırmayı hazırlayan uzmanlardan Pooyan Tamimi Arab, bu geliÅŸmenin ve dini deÄŸiÅŸim arzusunun Ä°ran’ın sekülerleÅŸmesinin mantıklı bir sonucu olduÄŸu deÄŸerlendirmesini yaptı. Arab, Ä°ran’da ortaya çıkan eÄŸilimi “Ä°ran toplumu büyük deÄŸiÅŸimler geçirdi. Okuryazarlık oranı inanılmaz ÅŸekilde arttı, ÅŸehirleÅŸmede büyük ilerlemeler kaydedildi, ekonomik geliÅŸmelerin geleneksel aile yapılarına etkisi oldu, ayrıca dijital altyapı da Avrupa BirliÄŸi ülkeleriyle kıyaslanabilir durumda. Öte yandan doÄŸum oranları da geriledi” ÅŸeklinde yorumladı.
GAMAAN’ın araÅŸtırmasında anket yapılan kiÅŸilerin yüzde 78’i ise Allah’a inandığını söyledi, ancak kendini “Åžii Müslüman” olarak tanımlayanların oranı ise yüzde 32 olarak ölçüldü. AraÅŸtırmada elde edilen sonuçlara göre Ä°ranlıların yüzde 9’u kendini ateist, yüzde 6’sı agnostik, yüzde 8’i Zerdüşt, yüzde 5’i de Sünni olarak tanımlarken yüzde 7’si ise spiritüel akımlara inandığını söyledi. Soru sorulanların yüzde 22’si, yani beÅŸte biri ise, kendini bu tanımlamalardan birine dahil etmedi.
Ä°ran’da sekülerleÅŸmenin ve inanç çeÅŸitliliÄŸinin arttığını gözlemlediklerini ifade eden Tamimi Arab, halkın büyük çoÄŸunluÄŸunun inançlı olmasına raÄŸmen devlet ve dinin iç içe geçmesinin dini araçsallaÅŸtırması nedeniyle toplumda hoÅŸnutsuzluk yarattığı deÄŸerlendirmesini yaptı.
Koşullar ülkeden ülkeye farklılık gösteriyor
Michigan Ãœniversitesi’nden sosyolog ve siyaset bilimci Profesör Ronald Inglehart’in 1981 – 2020 yıllarası arasında 100’den fazla ülkede yapılan analizleri incelediÄŸi Religious Sudden Decline adlı kitabında ise sekülerleÅŸmede baskın bir modelin olmadığına, sekülerleÅŸmenin ülkeden ülkeye farklı koÅŸullar altında gerçekleÅŸtiÄŸine dikkat çekiliyor.
Tamimi Arab da değerlendirmesinde hiç inanmaların sayısındaki artışın özellikle Irak, Tunus ve Fas gibi ülkelerde olduğuna işaret ediyor.
Araştırmalara göre, dini bir inanç ve bir mezhepsel sistem olarak ayıran insanların sayısı arttıkça reform talepleri de daha yüksek sesle çıkıyor. Ancak reform taleplerinin her ülkede hoş karşılanmaması şaşırtıcı bir sonuç değil. Uzmanlar, bazı ülkelerin nüfuzunu sınırlarının ötesine taşımak için dini hakimiyeti hâlâ bir araç olarak kullandığına işaret ediyor.
Singapur’da Nanyang Teknoloji Ãœniversitesi’nde baÄŸlı Uluslararası AraÅŸtırmalar Okulu’nda ders veren OrtadoÄŸu uzmanı ve gazeteci James Dorsey, “Ä°nançtan vazgeçme eÄŸilimi, Ä°ran ve bölgedeki rakipleri Suudi Arabistan, Türkiye ve BirleÅŸik Arap Emirlikleri’nin (BAE) çabalarına ters düşüyor. Bu ülkeler, Müslüman dünyasının lideri ve dini yumuÅŸak bir güç olmak için yarışıyor” analizini yapıyor.
Suudi Arabistan’da dini eleÅŸtirmek bir suç
Hükümetlerin bu çaÄŸrılara farklı ÅŸekillerde yanıt verdiÄŸini de belirten Dorsey, buna BAE ve Suudi Arabistan’dan örnek gösteriyor. Dorsey, BAE’de alkol tüketimi ve evli olmayan çiftlerin birlikte yaÅŸamaları yasağının kaldırıldığına, Suudi Arabistan’da da terörizmin bir biçimi olarak görülen ateizme bakışın deÄŸiÅŸtiÄŸini kaydediyor.
Ancak Suudi Arabistan’da dine muhalefetin ağır sonuçlarından da bahseden Dorsey, Suudi bloger ve aktivist Raif Bedevi’yi hatırlanıyor. Bedevi, “Suudi vatandaÅŸların Ä°slam’a baÄŸlı kalmaya neden zorunlu olduÄŸu” sorusunu sorduÄŸu için Ä°slam’a hakaretten 10 yıl hapis, bin de kırbaç cezasına çarptırılmıştı.
Jennifer Holleis
- Talihsiz Anjel Hala ve Edirne Kuşatması Günleri - 29 Ocak 2025
- Bilim İnsanları, Bazı Kişilerin Neden Covid Olmadığını Buldu - 21 Haziran 2024
- Tüketicinin İyimserliği Azalıyor - 21 Haziran 2024