Gazze’deki sağlık sistemi çökme noktasında, İsrail’in saldırıları devam ediyor

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), İsrail ordusunun yoğun hava saldırıları nedeniyle Gazze Şeridi’ndeki sağlık sisteminin “çökme noktasında” olduğunu ve bu bölgenin tamamen ablukaya alındığı göz önüne alındığında yakıt ve yaşamsal tıbbi ve insani malzemelerin hızla Gazze’ye taşınmaması durumunda bir “insani felaketin” önlenmesi için zamanın daraldığını belirtti. İnternational Committee of the Red Cross (ICRC), “Ambulanslar yaralılara ulaşamıyor” diye açıklamada bulundu.

WHO, hastanelerin sadece birkaç saat elektriğe sahip olduğunu ve azalan yakıt stoklarını kısıtladıklarını ve jeneratörlere dayandıklarını bildirdi. Fabrizio Carboni, ICRC Orta Doğu Bölge Direktörü, “Elektriksiz hastaneler cenaze evlerine dönüşme tehlikesiyle karşı karşıya” dedi.

İsrail ordusu, Hamas militanlarının kullandığı iddia edilen Gazze Şeridi’ndeki konutlara karşı yeni hava saldırıları gerçekleştirdi. İsrail ordusu, söz konusu beş konutun Hamas tarafından terörist faaliyetlerde kullanıldığını söyledi. Ordunun sözcüsü Daniel Hagari, “Katillerin her yerine saldırıyoruz” dedi. Hamas, Gazze Şeridi’nde büyük bölümünde kontrolünü kaybetti.

İsrail’in kuruluşundan bu yana yaşanan en kötü kanlı olaylara yanıt olarak, İsrail ordusu iki milyondan fazla nüfusa sahip Gazze Şeridi’ne karşı kara saldırısını hazırlamakta. Hamas’ın saldırılarında 1.200’den fazla kişi öldü ve en az 3.391 kişi yaralandı. Resmi verilere göre, Gazze Şeridi’ne 150’den fazla kişi kaçırıldı.

İsrail hava saldırılarında hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı ise en az 1.537’ye yükseldi. Sağlık Bakanlığı’na göre en az 6.612 kişi yaralandı. İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre, İsrail ordusu Gazze Şeridi ve Lübnan’da beyaz fosfor kullandı. Videolar ve tanıklıklar bunu doğruluyor. Gazze Şeridi’nin yoğun nüfuslu bölgelerinde kullanımı, insan hakları hukukuna aykırıdır dedi.

Hamas’ın İsrail’e yönelik terör saldırılarının ardından, birçok yabancı ülkenin üst düzey politikacıları İsrail’i ziyaret ediyor, bunlar arasında Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ve ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin gibi isimler yer alıyor. Austin’in İsrail hükümeti ile güvenlik, harekat planları ve hedeflerini tartışmak için İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Savunma Bakanı Joav Galant ve diğer acil durum hükümeti üyeleriyle bir araya gelmesi planlanıyor. Austin, ABD’nin İsrail’in güvenliğine olan kararlılığını göstermek istediğini belirtti ve İsrail ile görüşmelerin, askeri yardım ihtiyacını ele almayı da içereceğini ifade etti. Ayrıca, Avrupa Birliği Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen ve İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, İsrail’e dayanışma ziyaretinde bulunmak için yola çıkıyor.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ise Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile görüşmeyi planlıyor ve ardından Ürdün Kralı Abdullah II ile görüşmek için Ürdün’e seyahat edecek. Blinken ayrıca Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır’ı ziyaret etmeyi planlıyor, bu toplantılarda bölgedeki çatışmanın genişlemesini önlemek ve Gazze’de alıkonulan rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamaya çalışılıyor.

Birleşik Krallık, Kraliyet Donanması gemilerini Doğu Akdeniz’e gönderiyor ve İsrail’e keşif uçuşlarıyla destek sağlıyor. ABD hükümeti, İsrail’de Hamas tarafından rehin alınan kişilerin serbest bırakılmasına yönelik kapsamlı destek sunuyor.

Hamas’ın İsrail’in sınır bölgelerinde gerçekleştirdiği terör saldırıları ve Gazze’deki İsrail hava saldırılarının ardından, Kudüs’te de şiddet olayları yaşandı. Şehrin doğusundaki bir saldırıda bir filistinli ve  bir polis memuru ağır yaralandı ve diğer bir polis memuru hafif yaralandı. Saldırganın “etkisiz hale getirildiği” açıklandı. Radikal Filistin örgütü PFLP (Palestine Front for the Liberation of Palestine) bu saldırıyı üstlendi. PFLP, İsrail’e karşı silahlı mücadeleyi savunmakla birlikte, İslamcı (dini) bir örgüt değil.

Rusya, İsrail Hava Kuvvetleri’nin Suriye’deki havaalanlarına yaptığı saldırıları sert bir şekilde eleştirdi ve Orta Doğu’daki daha büyük bir çatışmayı kışkırtabileceği konusunda uyarıda bulundu. Bu açıklama, Filistin-İsrail çatışmasının tırmanışı nedeniyle, bölgesel bir çatışmanın yayılmasına yol açabilecek eylemler olarak kabul edildi.