Gazeteciler Barış Pehlivan, Serhan Asker ve Seda Selek’in gözaltına alınması gündemi sarsarken, Sözcü TV Ana Haber sunucusu Fatih Portakal’ın bu süreçte yaptığı yorum tartışma yarattı. Halk TV’de canlı yayın sırasında gazeteci Şule Aydın, Portakal’ın sözlerine sert bir yanıt vererek dikkatleri çekti.
Portakal’dan Gözaltı Yorumu
Barış Pehlivan’ın gözaltına alındığı dakikalarda yayında olan Fatih Portakal, olayla ilgili şu değerlendirmede bulundu:
“Barış Pehlivan çok iyi bir gazeteci olabilir ama yaptığı doğru muydu? Hayır, değildi! Bilirkişiyle yaptığı konuşmayı bir yayına taşımaması gerekiyordu. Gazetecilik etiği açısından eleştirme hakkım olduğunu düşünüyorum. Ancak bu gözaltı süreci de bir şova dönüştürülüyor gibi görünüyor. Emniyet birimleri ‘Alıyoruz işte’ mesajı veriyor.”
Portakal, gazetecilik etiği açısından Pehlivan’ın davranışını eleştirse de gözaltı şekline de tepki gösterdi. Ancak bu eleştirileri, üç gazetecinin gözaltına alındığı sırada dile getirmesi, meslektaşları arasında öfke yarattı.
Şule Aydın’dan Sert Tepki
Halk TV’de Barış Pehlivan’ın program arkadaşı olan Şule Aydın, canlı yayında Fatih Portakal’a sert bir yanıt verdi. Aydın, Portakal’ı eleştirirken sözlerinde şu ifadelere yer verdi:
“Bir gazetecinin gözaltına alındığı gün, ona uzun uzun gazetecilik dersi vermek, en hafif tabirle zamanlama ve üslup sorunudur. Fatih Portakal, siz ilk kez iktidar sopasıyla karşılaştığınızda ekrandan çekilmiştiniz. O dönem Barış Pehlivan, yine gazetecilik yapıyor ve bu yüzden hapse giriyordu. Gazetecilik etiği anlatmadan önce kendi duruşunuza bakmalısınız. Bugün susanlar, baskının yarın kendilerine döneceğini unutmamalı. Bir gazeteciye yapılan baskıya herkes karşı durmalı. Bu işin bir adabı var.”
Şule Aydın’ın tepkisi, yalnızca Portakal’ın yorumlarının içeriğine değil, zamanlamasına da odaklanıyor. Gazeteciler gözaltına alınmışken meslek etiği tartışması başlatmanın, meslek dayanışmasını zayıflattığı görüşü dile getiriliyor. Aydın’ın sözleri, bir gazeteciye yönelik baskının, aslında tüm mesleğe yapılan bir saldırı olduğu vurgusunu taşırken, Portakal’ın eleştirilerinin dayanışma ruhuna zarar verdiği fikrini öne çıkarıyor.
Gazeteciler Baskı Altında: Eleştirinin Yeri ve Zamanı
Türkiye’de gazetecilere yönelik baskıların arttığı bir dönemde, gözaltına alınan meslektaşlarına karşı gösterilen dayanışma, basın özgürlüğü mücadelesinin temel unsuru olarak görülüyor. Ancak Fatih Portakal’ın eleştirileri, bu dayanışmanın zedelendiği bir anda yapılmış olması nedeniyle tepki topladı.
Gazetecilere yapılan baskılar, yalnızca bireylerin değil, halkın haber alma hakkının ihlali anlamına gelir. Bu süreçte meslek dayanışmasının yerine eleştirilerin ön plana çıkması, gazetecilik camiasında bir ayrışma yaratıyor. Şule Aydın’ın vurguladığı gibi, baskı altındaki gazetecilere sahip çıkmak, yalnızca bir mesleki refleks değil, demokrasiyi korumanın da bir gerekliliğidir.
Fatih Portakal’ın yorumları gazetecilik etiği üzerinden tartışmaya açık olabilir, ancak bir meslektaşın gözaltına alındığı gün bu eleştirileri dile getirmenin uygunluğu da bir o kadar sorgulanmalıdır. Baskı altındaki bir meslekte dayanışma, eleştiriden önce gelir; aksi hâlde susturulmak istenen sesler birer birer kaybolur.
- Huawei’nin Geri Dönüşü: ABD-Çin Teknoloji Savaşında Yeni Bir Dönem - 7 Şubat 2025
- Ekrem İmamoğlu’ndan Erdoğan’a Sert Yanıt: Gazze Eleştirisi - 7 Şubat 2025
- Gazeteci Öznur Değer’in Tutuklanması ve Medyada Yansımaları - 7 Şubat 2025