Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump, NATO Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi kapsamında Hollanda’nın Lahey kentinde bir araya geldi. Görüşmede ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel ve küresel meseleler ele alındı. Ancak kamuoyuna servis edilen sıcak temas görüntüleri, Erdoğan’ın özellikle Gazze ve İran konusunda bugüne dek sürdürdüğü söylemlerle ne ölçüde örtüştüğü sorusunu gündeme getirdi.
Savunma Sanayii ve Ticaret Hedefi Ön Planda
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, Erdoğan görüşmede iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin potansiyeline vurgu yaparken, enerji ve savunma sanayii alanlarındaki iş birliğinin artırılmasının, 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefini gerçekleştirmede önemli rol oynayacağını ifade etti. Bu vurgu, görüşmenin esas ağırlığının ekonomik iş birlikleri üzerinde yoğunlaştığını gösteriyor.
Gazze ve İran Gölgesinde Görüşme
Açıklamada, Erdoğan’ın, ABD Başkanı Trump’ın arabuluculuğuyla İsrail ve İran arasında sağlanan geçici ateşkesi memnuniyetle karşıladığı belirtiliyor. Bununla birlikte, Gazze’de aylardır süren sivil kayıplar ve ağır insani kriz göz önüne alındığında, Erdoğan’ın bu meseleye yalnızca “insani trajedinin son bulması temennisi” düzeyinde yaklaşması dikkat çekiyor. Görüşmede Trump’ın İsrail’e koşulsuz desteği ya da İran’a yönelik politikalarının Türkiye tarafından ne ölçüde eleştirildiğine dair bir ayrıntıya yer verilmemesi, açıklamanın önemli bir eksikliği olarak öne çıkıyor.
NATO’da Caydırıcılık Mesajı, Ancak Hedef Belirsiz
Erdoğan ve Trump’ın, NATO’nun caydırıcılık kapasitesinin güçlendirilmesine vurgu yaptığı belirtiliyor. Ancak bu caydırıcılığın hangi aktör ya da tehditlere karşı geliştirileceği konusunda somut bir ifade kullanılmaması, Türkiye’nin Batı İttifakı içindeki pozisyonunu belirsizleştiriyor. Özellikle Rusya, İran ve Çin gibi aktörlerle geliştirilen ilişkiler dikkate alındığında, Ankara’nın denge siyasetinin sınırları yeniden tartışma konusu oluyor.
İlkesel Tutumdan Ekonomik Önceliğe Geçiş mi?
Görüşmeden yansıyan çerçeve, Türkiye’nin dış politikasında özellikle insan hakları ve bölgesel adalet söylemlerinden çok, ekonomik ve ticari önceliklerin öne çıktığını gösteriyor. Erdoğan-Trump buluşması, İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarına yönelik sert eleştirilerin zamanla yumuşadığını ya da yerini pragmatik bir ilişki modeline bıraktığını düşündürüyor.
Lahey’deki Erdoğan-Trump görüşmesi, resmi açıklamalara göre ikili ilişkiler açısından yapıcı bir tablo ortaya koysa da, Türkiye’nin bölgesel krizlerdeki tutumu açısından önemli soru işaretleri barındırıyor. Savunma sanayii ve ticaret başlıkları üzerinden kurulan temas, Gazze ve İran gibi gerilimli konularda kamuoyunun beklediği net duruşun sergilenip sergilenmediğine dair ciddi bir boşluk yaratıyor. Görüşme, Ankara’nın dış politika önceliklerinde ekonomik kaygıların belirgin biçimde öne çıktığını bir kez daha ortaya koyuyor.
- Silivri Cezaevi’nden Ekonomi Dersi: Tutuklu İPA Başkanı Buğra Gökçe’den Asgari Ücret ve Sosyal Adalet Eleştirisi - 22 Temmuz 2025
- Ay Toprağından Su ve Oksijen Üretildi - 22 Temmuz 2025
- Gazze’de Açlık Derinleşiyor: 19 Kişi Daha Yaşamını Yitirdi - 21 Temmuz 2025