Economist’e göre Türkiye, Türk Lirası’nı akıllıca ve verimli savunmuyor

Ä°ngiliz Economist dergisi bu haftaki sayısında yayımlanan bir makalede, Türkiye’nin zayıf bir bankacılık sektörü uÄŸruna Türk Lirası’nı savunmaya çalıştığı yorumunda bulundu. Dergiye göre bu yöntem akıllıca ve verimli deÄŸil.

GeliÅŸmekte olan piyasaların yöneticilerinin nakit akışının olmamasından çok sık ÅŸikayetçi olduÄŸunu belirten dergi, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın 6 Mayıs’ta yabancı yatırımcılarla yaptığı telekonferansta ise Türkiye’nin dolar rezervlerinde sıkıntı yaratan bir durum olmadığı güvencesi verdiÄŸini aktardı.

Dergide şu ifadeler yer aldı:

“Ancak ertesi gün ülkenin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, üç yabancı bankayı, BNP Paribas, UBS ve bu konferansın yapılmasına ön ayak olan Citigroup’u Türk Lirası zorunluluklarını yerine getirmedikleri için payladı. Ceza olarak da bu bankalara ülkenin lira piyasasını yasakladı. Dört gün sonra ise hava deÄŸiÅŸti ve yasak kaldırıldı. Resmi söylemdeki bu dostluk ile düşmanlık arasında gezinen deÄŸiÅŸim, kuru korumak için sürekli duyulan kaygıdan ileri geliyor.”

Türk Lirası’nın dolara karşı yılın başından beri yüzde 15 deÄŸer kaybettiÄŸi hatırlatılan haberde, bunun geliÅŸmekte olan para birimleri arasındaki en yüksek deÄŸer kaybı olduÄŸu vurgulanıyor.

Dolar/TL kurunun AÄŸustos 2018’te kırdığı rekoru aÅŸarak 7,27 ile 7 Mayıs’ta rekor tazelediÄŸi de haberde hatırlatılıyor.

Swap anlaşmaları

Economist, TL’nin deÄŸer kaybının önüne geçmek için yerel bankaların yabancı muadillerine saÄŸladığı para kaynağını sınırlandırdığı ve BDDK’nın manipülasyon ve yanıltıcı iÅŸlem ile söylemlerin önüne geçmek için yeni kısıtlamalar uygulamaya koyduÄŸunu vurguluyor.

Dergiye konuşan ekonomist Mustafa Sönmez ise bunun insanların bu konular hakkında konuşmasının önüne geçilmesi için atılan bir adım olduğunu söylüyor.

Sönmez, Bloomberg’den iki gazeteci (Kerim Karakaya ve Fercan Yalınkılıç) ve baÅŸka ekonomist ile analistler hakkında geçen yıl 2018 döviz krizi sırasında “ekonomiye zarar vermekle” suçlamasından bir dava açılmıştı.

Dergiye göre GlobalSource Partners danışmanlık ÅŸirketi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) liranın deÄŸer kaybının önüne geçmek için 35 milyar dolar döviz rezervini erittiÄŸini hesapladı.

Daha önce de Reuters haber ajansı, TL’nin desteklenmesi için TCMB’nin yabancı para rezervlerini erittiÄŸini, hatta rezervlerin kimi analistlerin hesaplarına göre eksiye indiÄŸini bildirmiÅŸti.

Economist’in makalesinde ise TCMB’nin diÄŸer merkez bankalarıyla swap anlaÅŸmaları yoluna gittiÄŸini, Çin ile 1 milyar dolar deÄŸerinde ve Katar ile 5 milyar dolar deÄŸerinde swap anlaÅŸmaları gerçekleÅŸtirildiÄŸi ancak asıl Amerikan Merkez Bankası FED ile benzer bir anlaÅŸmanın yapılamadığı vurgulanıyor.

Negatif faiz iyi bir reçete değil

Habere Türkiye’nin yeni TCMB BaÅŸkanı Murat Uysal liderliÄŸinde politika faizinin yüzde 8,75’e, yani enflasyonun neredeyse yarısına indirildiÄŸi belirtiliyor; varlık yönetim ÅŸirketi GAM’dan ekonomist Paul McNamara, bu durumla ilgili olarak, “Negatif faizinizin olması kurun istikrarını korumak için iyi bir reçete deÄŸil” diyor.

Bir düşünce kuruluÅŸu olan Council on Foreign Relations’ten Brad Setser’in, “Ãœlke kuru zayıflatmak uÄŸruna büyümeyi güçlendirme yoluna gitti, kuru güçlendirmek için ise yabancı para zorunluluklarını karşılamak zorunda olan bankaların zayıflaması göze alındı” tespitine haberde yer veriliyor.

Rabobank’tan kur stratejisti Piotr Matys, Türkiye’nin bu stratejiyi bırakması gerektiÄŸini söyleyerek, “En mantıklı adım liranın serbest bir ÅŸekilde hareket etmesine izin vermek ve IMF’nin öngördüğü reformları harekete geçirmek olur” diyor. Ancak dergi de makaleyi CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın IMF’ye gitmeye karşı olduÄŸunu vurguluyarak bitiriyor.